-BAHÇELİ: İFTİRALAR ARTTI ANKARA (A.A) - 26.04.2011 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''İşleyen seçim sürecinde partimize yönelik karalama kampanyasının, kafaları karıştırmak için asılsız seçim anketlerinin ve iftiraların seviyesinde son zamanlarda artış görülmektedir'' dedi. Bahçeli, yazılı açıklamasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'nin üçüncü defa iktidara gelmeyi umduğu ve ustalık dönemi olarak nitelendirdiği 12 Haziran seçimleri sonrasında, Türkiye'nin etnik terör ve bölücü emellere teslim edilebilmesi için çok tehlikeli bir senaryonun devreye sokulduğunu iddia etti. MHP'nin, sosyal, siyasal ve ekonomik sorunların bitirilmesi için hazırlıklarını tamamladığını ve projelerini kamuoyunun bilgisine sunduğunu belirten Bahçeli, ''Nitekim, '2023 Yükselen Ülke Türkiye Sözleşmesi' ile ülkemizin her yöresine ve ferdine ses verilmiş ve büyük Türkiye ülküsüne ulaşmak için çağrıda bulunulmuştur'' ifadesini kullandı. Açıklamasında, seçim sürecinde partisine yönelik karalama kampanyasının, kafaları karıştırmak için asılsız seçim anketlerinin ve iftiraların seviyesinde son zamanlarda artış görüldüğünü kaydeden Bahçeli, şu ifadelere yer verdi: ''Bu kapsamda, Türk milleti, çatışma dinamiklerinin yoğunlaştığı ve gerilim taraftarlarının şımardığı bir ortamda tercihini sandıkta gösterecek ve bu herkes için de bağlayıcı olacaktır. 12 Eylül 2010 Referandumu öncesinden başlayarak, kirli aktörleri ve iğrenç yöntemleri tüm çıplaklığıyla belli olan fitne taarruzunun, niyeti ve amacı net olarak bilinmektedir. 12 Haziran seçimlerinin hitamında, Türk milletinin ayrıştırılabilmesi, yeni anayasada etnik kimliklerin tanınabilmesi ve bölünmüş bir Türkiye'nin ortaya çıkabilmesi için Milliyetçi Hareket Partisi'nin ikna ya da tasfiyesi planlanmaktadır. Başbakan Erdoğan'ın ve parti yöneticilerinin öfke dolu kaba ifadelerine eşlik eden hayasız ithamlarının arkasındaki nedenler bunlardır. Bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy ve gönül veren milyonlarca Türkiye sevdalısına hakaretler yağdırılmasının tartışmasız sebebi, AKP'nin karanlık politikalarına hareket imkanı ve zemini yaratma isteğidir. Rengini şehit kanından almış al bayrağımızı yerlerde sürüyen, ayaklarını silen, yırtma küstahlığını gösteren alçaklara sesini dahi çıkaramayan Başbakan'ın, sıra milletimizin birliğine ve kardeşçe yaşamasına sadakatle bağlı olan milliyetçilere geldiğinde izansızca saldırması asla affedilmeyecek bir densizlik örneğidir. Yüksek Seçim Kurulu'nun kararını değiştirmesi için olağanüstü çaba gösteren ve PKK'nın Meclis'e taşınması için el birliği yapan iktidar zihniyetinin ve yandaşlarının, yaptıklarının hesabını verecekleri gün ufukta görünmüştür.''