Politika

Bahçeli: Hükümet türban serbestisinin sınırlarını tahahhüt etmeli

Bahçeli, üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılması konusunda hem AKP'nin, hem de CHP'nin tutumunu sert bir dille eleştirdi.

26 Ekim 2010 03:00

T24 – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılması konusunda hem AKP'nin, hem de CHP'nin tutumunu sert bir dille eleştirdi. “Hükümet başörtüsünün üniversitelerle sınırlı kalacağını taahhüt etmezse toplumsal tansiyon yükselecektir” diyerek iktidara çağrıda bulunan Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın “Başı açıklar başörtülülerin haklarını savunmuyor” sözleri için “Kendini bilmez, seviyesizce yapılmış bir konuşma” değerlendirmesini yaptı.

Devlet Bahçeli, MHP Grubu'nda yaptığı konuşmada, ağırlıklı olarak başörtüsü/türban yasağının kaldırılması girişimi üzerinde durdu. Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı konuşma şöyle:


Yedi düvele karşı sürdürülen kurtuluş mücadelesi Cumhuriyetin ilanıyla taçlanmıştır. Vatandaş olmaya uzanan aydınlıklı yok cumhuriyet ile vasat bulmuştur. 
 
Cumhuriyeti demokrasiden, demokrasiyi de cumhuriyetten ayrı düşünmek imkânsızdır. Cumhuriyeti içine sindiremeyenlerin nesiler boyunca aktardıkları öfke sürekli kendine yeni ortaklar bulmuş, mutasyona uğrayarak kılıktan kılığa girmiştir.
 
Cumhuriyete karşı hazımsızlığın nefesi hiç kesilmemiştir. İktidar partisi AKP de buna çanak tutmaktadır. Samsun’da doğan bağımsızlık sevdasını yüreğinde taşıyanlar arasında bunlar yoktur.
 
Milletimizin acısını paylaşmayanlar şimdi kalkıp cumhuriyeti yıkmak için tertip içine girmektedirler. Bunu da demokrasi ve özgürlük kisvesi altında yapmaktadırlar.
 

Marş tepkisi
 
Ankara’da bölücü menşeli bir siyasi partinin kongresinde Türkçenin dışında bir marş okunmuş ve iktidar temsilcileri bu marşı ayakta dinlemişlerdir.
 
Bu neyin marşıdır ve kime aittir? Türk milletinin bir tane marşı vardır o da şehitlerin aziz hatırasından feyz alınarak yazılan İstiklal Marşıdır.
 
Görüldüğü kadarıyla PKK’nın aldığı eylemsizlik kararı AKP cephesiyle yaptığı pazarlıkla olgunlaşmıştır. Başbakan Erdoğan bize şerefi ve haysiyeti öğretecek kadar sicili berrak biri değildir.
 

“Yüreğin varsa buna da sahip çıkarsın”
 
Bundan sonra görüşmelerin devlet tarafından yapıldığını söyleyerek işin içinde sıyrılması mümkün değildir.
 
Millete yapılanlarda her işi yapan AKP olacak ancak PKK ile görüşmede top devlete atılacak. Sayın Başbakan yüreğin varsa buna da sahip çıkarsın.


“Her şeyi göze aldık”
 
Atatürk’ün sözleriyle ifade edecek olursak, “Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.”
 
Federasyon özlemi çekenleri, ikinci cumhuriyet rüyası görenleri çok yakından takip ettiğimizi ve bizim de cumhuriyetin ayakta kalması için her şeyi göze aldığımızı söylemek isterim.
 

Türban tartışması

 
AKP sorun alanlarını önce tartıştırıyor sonra cepheleştiriyor. Başörtüsündeki son gelişmelere bakarak ne dediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. İktidarın ve CHP’nin sorunu çözmekte samimi olmadığı ortaya çıkmıştır.
 
CHP, AKP ile birlikte milletimizi hayal kırıklığına uğratmaktadır. Çarşaflı kadınlara rozet takarak samimiyet gösterilemeyecektir. Bilim kurullarının çalışmasında da ortaya bir çözüm konulduğuna şahit olunmamıştır.
 
Bir tarafta kızlarımız üniversiteye giremiyorlar diğer tarafta AKP ve CHP çözüme engel olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. İşin içine şüpheleri tetikleyecek başka koşulları sokmak çözümsüzlüğe hizmet sağlayacaktır. AKP ve CHP’nin istediği acaba bu mudur.
 
Bazı illerimizde ilköğretim öğrencilerinin okula başörtüyle girmek istemesi kaygıları tetikleyecektir.
 

“İktidar sınırları çizmeli”
 
Bunlara karşı azami ölçüde dikkatli olmak gerekmektedir. Eğer hükümet başörtüsü serbestinin sınırlarını kesin olarak çizmez ve bu serbestinin üniversiteyle sınırlı olduğunu açıklamazsa tabiidir ki toplumsal tansiyon yükselecek ve konuyu kaşımak isteyen kesimler devreye girecektir.
 
Başörtüsü serbestisinin laikliğe aykırı olduğunu söylemek abartılı bir değerlendirmedir. Yargı kayyumluğu sayılacak açıklamaların TBMM’nin yetkilerine müdahale sayılabilecek bir girişimdir.
 

“Cevabı Türk kadını verecek”
 
Başbakan’ın başı açık sözleri zan altına bırakan sözlerini tam bir kendini bilmezlik olarak gördüğümüzü belirtmek isterim.
 
Başbakan’ın kendisinde ve çevresinde olmayan hoşgörüsüzlüğü mutlaka geri tepecek ve bu zihniyete Türk kadını en güzel cevabı verecektir.
 
Başörtüsü meselesi bir an önce çözülsün. Siyasi anlamda kimin hanesine ne yazacağı, samimi olarak söylüyorum, bizim gündemimizde olmayacaktır.
 

Wulff'un ziyareti
 
Almanya Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında temas ettiği konularla ABD Başkanı’nın TBMM’de dile getirdiği konuların benzerliği dikkatimizi çekmiştir.
 
Sayın Cumhurbaşkanının değerlendirmelerine elbette saygılıyız ancak Türkiye Cumhuriyeti başkalarının yönlendirmesiyle yürüyecek kadar sonradan olma ve gevşek bir ülke değildir. Konuşmasında kültürel çoğulculuktan bahseden konuk Cumhurbaşkanı sıra Almancanın öğretilmesine gelince tavizsiz bir tutum takınmaktadır.
 
İktidar partisinin “Dünyada itibar kazandık. Bölgesel güç olduk, sözümüz dinleniyor” şeklindeki ifadelerle milletimizi kandırması doğru değildir. Medya üzerinde de baskılar vardır ve bu AKP hükümetinin ayıbıdır. Ancak bizim aklımıza hiçbir zaman ülkemizin iç sorunlarını başka ülkelerde dile getirmek gelmemiştir.
 
Biz AKP hükümetinin yanlışlarını ve ihanet politikalarını yalnızca büyük Türk milletine anlatırız. Destek ve ilgiyi milletimizden bekleriz.