Politika

BAHÇELİ: BU MİLLETİN ADI, TÜRK MİLLETİDİR DİYARBAKIR (A.A)

06 Haziran 2011 19:32

-BAHÇELİ: BU MİLLETİN ADI, TÜRK MİLLETİDİR DİYARBAKIR (A.A) - 06.06.2011 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Biz, birlikte büyüdük ve Türk milleti olduk. Bilmeyene, anlamak istemeyene, tekrar hatırlatırım ki bu büyük milletin adı, Türk milletidir. Doğduğumuz yer, doyduğumuz yer, ilimiz, yöremiz, anamızın dili, inancımız, kimliğimiz ne olursa olsun, bizim ismimiz Türk milletidir'' dedi. Diyarbakır mitinginde vatandaşlara seslenen Bahçeli, Diyarbakır'da bulunmaktan ve vatandaşlarla bir araya gelmekten dolayı son derece mutlu olduğunu belirterek, ''Bizlerin kavuşmasını nasip eden Cenab-ı Allah'a şükrediyorum'' dedi. Diyarbakır'ın, bugün kendilerine kucak açarak kardeşliğin, birliğin ve sevginin tarafında olduğunu bir kez daha kanıtladığını ifade eden Bahçeli, Diyarbakırlıların misafirperverliklerini gösterdiğini belirtti. Bahçeli, ''Türkiye'nin ve Türk milletinin sonsuza kadar yaşaması için katkı veren, desteklerini esirgemeyen ve dua eden her kardeşimle el ele omuz omuza olacağız'' diye konuştu. Diyarbakır'ın her köşesindeki vatandaşlara buradan en kalbi duygularını gönderdiğini dile getiren Bahçeli, Bismil'i, Çermik'i, Çınar'ı, Çüngüş'ü, Dicle'yi, Ergani'yi, Hani'yi, Hazro'yu, Kocaköy'ü, Lice'yi, Silvan'ı, Sur'u, Yenişehir'i ve Diyarbakır'ı hürmetle ve seviyle selamladığını, herkesi bağrına bastığını ve kucakladığını söyledi. Seçimin barışa, huzura, berekete, bolluğa ve esenlik dolu günlere vesile olmasını temenni eden Bahçeli, bu açık hava toplantısının gerçekleşmesinde emeği geçen Diyarbakır İl Başkanı ile teşkilat mensuplarına takdirlerini sundu. Bahçeli, Diyarbakır'ın çok şey anlattığını, Ziya Gökalap'in Diyarbakır'ın bu vatana bir armağanı olduğunu belirterek, ''Türk milletine eşsiz bir emanetidir. Yaşaması için, bir insanın ülküleri olması gerektiğini, bizlere ulaştıran odur. Tükenmez coşkumuzu, azalmaz milli heyecanımızı ve bitmeyecek millet aşkımızı Gökalp Bey'den esinlendik'' dedi. Cahit Sıtkı Tarancı'nın da Diyarbakır'dan yola çıktığını anlatan Bahçeli, ''İşgal yıllarındaki milli duruşuyla haklı gururumuz olan şair, yazar ve devlet adamı merhum Süleyman Nazif de Diyarbakır'ın Türk milletine hediyesidir'' diye konuştu. Diyarbakır'ın dört ayaklı minaresinin, müşterek değerleri anlattığını ifade eden Bahçeli, Diyarbakır karpuzunun ağızların tadı, sohbetlerin yarenliği olduğunu dile getirdi. -''MERAK ETMEYİN BİZ VARIZ, MHP VAR...''- Bahçeli, ''Ulu Cami, aynı kıbleye baş koyduğumuzu dile getirir'' diyerek, şöyle devam etti: ''Dicle nehri özlemlerimizi taşır, sevdalarımızı yüzdürür. Diyarbakır surları, bir bedende aynı ruh olduğumuzu kanıtlar. Tarihe meydan okuyan kadim yapısıyla üzerimize gölgelik olur, ayrılığı değil, bütünleşmeyi sağlayan kemer gibi hepimizi sımsıkı sarar. Gururla söyleyebilirim ki bu şehrin her tarafından tarih ve medeniyet akıyor, her köşesinden asalet ve güzellik fışkırıyor. 'Dağılmaya değil, toplanmaya, dargınlığa değil kucaklaşmaya, kavgaya değil barışmaya, husumete değil uzlaşmaya varım ve hazırım' diyor. Diyarbakırlı kardeşim, 'nifak saçanlardan yoruldum' diyor. 'Küresel ayak oyunlarının tezgahlarından bıktım' diyor. 'Farklılıkları hatırlatarak müştereklerimizin altını oymaya çalışanlardan bunaldım' diye ses veriyor. Ses ver Diyarbakır, sesime kulak ver Türkiye... İnanıyorum ki Diyarbakırlı vatandaşım istismara, fitneye, bölünmeye karşı çare arıyor. Kandan beslenen teröristlere karşı yardım bekliyor. AKP iktidarının aldatmalarına, yalanlarına ve işbirlikçi duruşuna son vermeyi umut ediyor. Merak etmeyin, biz varız, MHP var...'' -''OY İSTEMEYE VE SİYASAL FAYDA UMMAYA GELMEDİK''- Buraya Diyarbakırlılardan ''oy istemeye'' ve ''siyasal fayda ummaya'' gelmediğini vurgulayan Bahçeli, öncelikli olarak Diyarbakırlı vatandaşların sorunlarını dinlemeye, dertleşmeye ve hasret gidermeye geldiğini söyledi. Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın aramıza ekmeye çalıştığı fitne tohumlarını çürütmeye geldim'' diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Kafasında küstahça çizdiği Sivas-Gavurdağı hattını yerle bir etmeye geldim. İnanın bana, bize yönelik iftiraları aşmak için buraya koştum. Ortak değerlerimizin dilini paylaşmak için buradayım. Bin yıllık kardeşliği ayakta tutmak ve sonsuza kadar yaşatmak amacıyla karşınızdayım. Bin yıllık kardeşliği yaşamak ve yaşatmak için aranızdayım. Milliyetçi Hareketin mesajını, çağrısını sizlere getirdim. Aramıza inşa etmeye çalıştıkları bariyerleri yıkmak için kararlılığımızı getirdim.  Ekmeğimizi paylaştık, suyumuzu paylaştık, mahallelerimizi, evlerimizi, özlemlerimizi paylaştık. Cephelerde birlikte mücadele ettik. Balkanlarda birlikteydik, Yemen'de yan yanaydık, Çanakkale'de şahadet şerbetinden birlikte içtik. Hep beraber vatanımızı işgal eden emperyalistlere karşı direndik ve haddini bildirdik. Birlikte güldük, birlikte ağladık, sevgimizi bölüştük ama insanımızı bölmedik. Kız aldık, kız verdik, sıla özlemini hep beraber duyduk. Dokunan kilimlere kardeşliğimizi oya gibi işledik. Alın terimizi, şehit kanlarıyla kazandığımız vatan topraklarımıza düşürdük. Davul, zurnayla halay çektik ve keyif aldık. Deliloyla, Esmerle, Çaçanla, tek ayakla, çifte ayakla birlikte oynadık, birlikte güldük. Asırlarca, el birliği güç birliği yaptık. Aynı geceye yelken açtık, aynı güneşle ısındık. Benzer düşleri kurduk. Yunus'tan, Mevlana'dan ve Hacı Bektaş Veli'den aynı hissiyatı aldık. Dualarımız bir, yakarışımız ve safımız bir oldu. Adımız bir, acımız bir, anımız bir oldu. Biz, birlikte büyüdük Türk milleti olduk. Bu aziz vatan, bin yıl önce gerçek sahiplerini buldu ve ellerde yükseldi. Aradan geçen asırlar boyunca, bu topraklara hep beraber mührümüzü vurduk ve büyük bir millete hep beraber vücut verdik. Bilmeyene, anlamak istemeyene, tekrar hatırlatırım ki bu büyük milletin adı Türk milleti'dir. Kökenleri, dilleri, alt kültür grupları, mezhepleri birlike yaşama ülküsüyle aynı hedefe yönlenmiş ve kopmaz bir bağ ile irtibatını kurmuştur. Zaferlerimiz, yenilgilerimiz, fetihlerimiz tarihe gam vurmuştur. Paylaşılan her düğün, açılan her duvak, doğan her çocuk, sallanan her beşik, tüten her ocak, çekilen her ızdırap, sevinçle tutuşan eller bizi millet yapmıştır.'' ''Doğduğumuz yer, doyduğumuz yer, ilimiz, yöremiz, anamızın dili, inancımız, kimliğimiz ne olursa olsun, bizim ismimiz Türk milletidir'' diye konuşan Bahçeli, kendilerinin bu ülkede yaşayan herkesi, bin yıllık kaynaşmanın aziz hatırası olarak gördüklerini söyledi. -''SİZ BİZSİNİZ, BİZ DE SİZ''- Türklerin son yurdu olan Türkiye'de nefes alan herkesi, ecdadın yadigarı olarak kabul ettiklerini ifade eden Bahçeli, ''Doğudan batıya, güneyden kuzeye hangi etnik kökene, hangi mezhebe mensup olursa olsun, herkesi Cenab-ı Allah'ın kutsal bir emaneti olarak benimsiyor ve sahipleniyoruz'' dedi. ''Farklılıklara pirim vermedik, bir olduğumuzu, eşit olduğumuzu muhataplarına duyurduk'' diyen Bahçeli, bu itibarla anlayan, bilmeyen, çağıran, koşan, sevinen, üzülen ve bekleyen herkesi bir gördüklerini, beraber kabul ettiklerini ve ayrılmaz bir bütün olarak yüreklerine bastıklarını ifade etti. Bahçeli, ''Başka türlüsünü de zaten düşünemezdik, düşünmeyiz. Türk milletinin, hiç bir evladı, bu ülkenin zencisi değildir, buna inandık. Türk milletinin hiçbir ferdi, bu ülkenin ötekisi değildir, bundan asla taviz vermedik. Kimsenin kendi evinde yabancı olmasını istemedik, aklımızdan geçirmedik. Aksini düşünenlerin ise heybetli bir şekilde karşısında durduk'' diye konuştu.  Diyarbakırlı vatandaşlara seslenen Bahçeli, ''Siz bizsiniz, biz de siz'' dedi.