21 Şubat 2017 13:33
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminde bulunmakla suçlanan darbeci askerin "Darbe yaptım, cezası idam bile olsa canım yanmaz" sözlerini hatırlatarak AKP'ye seslendi. "Hainler idamdan korkmuyor ve milletimiz de idam talebinde ısrar ediyorsa, bize düşen bu kanuni düzenlemeyi TBMM'ye getirmek, Türkiye düşmanlarına gerekli dersi vermek" diyen Bahçeli "AKP zamana oynamasın, amaçları hakikaten idamı getirmekse kayıtsız şartsız destek vereceğiz" ifadesini kullandı.
"Sizin bu kutlu davaya ne hayrınız oldu da aziz milletimizi hayır demeye çağırıyorsunuz" diyerek MHP'li muhalifleri eleştiren Bahçeli, "Kurmak için zaman kolladığınız partinizle karşımıza çıkın da hepinizin boy ölçüsünü görelim. Haddinizi bildirmek için bekliyoruz. Çabaları beyhudedir, Söz verdik, 'Evet' dedik ve milletimizi ezdirmeyiz" dedi.
Bahçeli'nin 'İlluminati' ile imtihanı:
Anayasa değişikliği referandumunda 'evet' cephesinde yer aldığı için partisinde ayrışma yaşanan MHP lideri Bahçeli, "Niye evet diyormuşuz? Ne yapacaktık, FETÖ'nün yanında mı duracaktık. Niye kendimizle çelişelim. Niye evet diyormuşuz? Ne yapacaktık FETÖ'nün, PKK'nın, CHP'nin, elinde ülkücü kanı olanların yanında mı olacaktık?" görüşünü dile getirdi.
Darbe girişiminden sonra 'FETÖ' yönelik başlatılan soruşturmalar kapsamında henüz siyasi ayağının çıkarılmamasını eleştiren Bahçeli, "Pensilvanya'nın kapısında bekleyen, telefonuna ByLock indiren meşhur siyasetçilerden hiç mi iz yok?" dedi.
"Türkiye'nin ABD ile önümüzdeki Rakka operasyonu için ayrıntılı ve iki ayaklı bir planı paylaştığı anlaşılmaktadır. YPG'nin Rakka'ya doğudan girmesi, ÖSO'nun da kuzeyden güneye doğru ilerlemesi ABD'nin talepleri arasındadır" açıklamasında bulunanan Bahçeli, "Türkiye'nin hiçbir şart altında terör örgütü YPG ile aynı çizgide olması düşünülemeyecektir. MGK'da ABD'yi kast ederek 'Prensipte anlaşırsak Rakka'da doğrudan operasyona girmeyecek' ifadesi konuya yeni bir boyut getirmiştir" diye konuştu.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
"Ecdadımıza karşı ertelenmesi düşünülemeyecek vefa borcumuz bilinmektedir. Gelecek nesillere, geleceğin büyük Türk ülküsüne karşı yapmak zorunda olduğumuz görevlerimiz ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti, 94 yıl evvel Kurtuluş destanını kanlarıyla yazan kahramanların fedakarlıklarıyla kurulmuştur.
Türkiye'nin hak ve hukukundan taviz vermek, Türklüğün şerefine leke düşürmek asla onaylayamayacağımız bir leke ki, bizim için böyle bir şuursuzluk cehennemin yarısıdır. Milli ve manevi emanetlerin ziyadesiyle bilincindeyiz. Hiçbir densizden, şahsiyetsizden öğreneyecek bir şeyimiz yoktur. MHP her türlü kumpasa rağmen hamd olsun dimdik ayaktadır. Direncimizi kırmak isteyenler çok bekleyecektir. Tarihi yürüyüşümüzü kesmek isteyen kervan yağmacıları arkalarına bakmadan kaçacaklardır. Bilinsin ki hain ve işbirlikçiler bu davayı aşamayacak, Türk İslam Ülküsü'nü alt edemeyeceklerdir. Önümüze engel çıkarırlarsa yıkar geçeriz, ayaklarımıza çelme takarlarsa, üzerinden atlar gideriz. Karşınızda saf saf dizilip hareketimizi durduracaklarmış, alayını çiğner koşarız. Ahlakını tüketmiş kim ya da kimler varsa bizimle boy ölçüşemez, bizimle aşık atamaz. Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin tarihi temellerinden korkmadan, milli yeminlerden ayrılmadan, yenilenmiş bir sistem yapısıyla devamı şarttır. Mazisi asırlara dayanan aleyhimize kurulmuş 'kutsal' birliğin amacı da kucaklaşma hissiyatını sabote etmektir. Kin bileyen, öfke duyan ne kadar iştah ve inkarla taarruzdadır. Sanıyorlar ki başaracaklar, umuyorlar ki Türk milliyetçiliğini karalayıp hayata geçirecekler. Şer tezgahlarını 80 milyon Türk vatandaşı başlarına geçirecektir.
"El Bab kuşatması sonuç vermiş, kahramanlarımız insan üstü bir çabayla başarıya ulaşmıştır. Şimdi sırayı Rakka operasyonu almıştır, ancak bu operasyonun detayları netleşmemiştir. Görüş ve temaslar yoğunlaşmıştır.
"Türkiye'nin ABD ile önümüzdeki Rakka operasyonu için ayrıntılı ve iki ayaklı bir planı paylaştığı anlaşılmaktadır. YPG'nin Rakka'ya doğudan girmesi, ÖSO'nun da kuzeyden güneye doğru ilerlemesi ABD'nin talepleri arasındadır. Ancak Türkiye'nin hiçbir şart altında terör örgütü YPG ile aynı çizgide olması düşünülemeyecektir. MGK'da ABD'yi kast ederek prensipte anlaşırsak Rakka'da doğrudan operasyona girmeyecek" ifadesi konuya yeni bir boyut getirmiştir. Bize göre YPG'den Mümbiç tamamen arındırılmalı, milli kudret Rakka'ya yıldırım gibi indirilmelidir.
"Türkiye olağanüstü şart ve dönemdedir. El Bab sonuç vermiş, kentin büyük bölümünde kontrol sağlanmıştır. Türkiye'nin El Bab'da mevzi kazanımı, terörizmi odağında etkisiz hale getirmesi bakımından önemlidir. Rakka operasyonu sıradadır. Konuyla ilgili görüşmeler yoğunlaşmıştır. İddia odur ki, İncirlik'in seçilmesi Rakka operasyonun harekat merkezi olarak kullanılması düşünülmektedir. Türkiye'nin ABD ile Rakka operasyonu ile iki ayaklı taslak plan paylaşıldığı anlaşılmaktadır. ÖSO'nun Tel Abyad'dan girip Rakka'ya yönelmesidir. İkinci olarak da El Bab'da Mümbiç ve buradan Rakka'ya harekettir. Burada zorlu coğrafi şartlar bilinen gerçektir. YPG'nin doğudan bağımsız girmesi, ÖSO'nun da kuzeyden güneye ilerlemesi ABD'nin talepleri arasındadır. Türkiye hiçbir şart altında terör örgütü YPG/PYD ile aynı çizgide olması düşünülemeyecektir. Başbakan'ın MGK'da 'Prensipte anlaşırsak doğrudan operasyona girmeyeceğiz. Taktik, destek vereceğiz. ÖSO önde biz arkada olacağız' ifadeleri yeni bir boyut getirmiştir. Gerekirse Rakka'ya milli kudret yıldırım gibi inmelidir.
"Mesele Türkiye'nin savunmasıdır. Rusya ve İran'ın izleyeceği politikalar da titizlikle izlenmeli, işbirliği ve diyalog kanalları açık tutulmalıdır. Rusya'nın PYD'ye kucak açması dikkatlerimizden kaçmamaktadır. Moskova'daki bölücülük konferansına HDP'den de katılımlar olması bizim için vatana ihanettir. Astana ve Cenevre süreçlerine sekte vurulması konusunda Rusya'nın heves içinde olması bizim için iyi okunmayacaktır. Ortadoğu yanarken ülkemiz hiç rahat değildir.
"FETÖ iblisinin 15 Temmuz darbe kalkışmasının tamiratı arzulanan seviyede değildir. Milli hafızalardan çıkmayacak bu temmuz akşamı, Türk milletinin esarete diz çöktürülmesi planlanmıştır. TBMM bombalanmış, millet kurşunlanmış, 248 vatan evladı da şehadet şerbetinden içmiştir.
"2193 kardeşimiz ise darbecilerin kanlı kalkışması sonucunda yaralanmıştır. 15 Temmuz darbe teşebbüsü, son iki asrın en adi, en vahşet ve cinayet girişimidir. Türk milleti eli silahlı hainlere şehirleri dar etmiş, havada uçan uçaklara kafa tutmuştur. Havada karada darbecilere pençe vuran aziz milletimizdir. Biz bunu biliyor ve Türk milleti ile övünüyoruz. FETÖ, dışı İslam içi ihanet bir şebekedir. Kendine açılan kulvar çerçevesinde devlet ve toplum hayatının tüm hücrelerine yuvalanarak yok etme girişiminde bulunmuşlardır.
"7 Ağustos bizim için diri tutulması gereken bir tablonun özetidir. FETÖ'nün PKK'dan, YPG'den bir eksiği yoktur, hatta fazlası yoktur. 15 Temmuz bize göstermiştir ki; Türk milletinin tarihten silinmesi vahim bir plan devreye geçirilmiştir. Ve bu tehdit geçmemiştir. Anadolu'yu hakimiyet altına almak isteyen Haçlı kafilesinin başına muazzam mücadelesiyle gök kubbeyi deviren Selçuklu sultanı 2. Kılıçarslan'dan intikam almak isteyenler 15 Temmuz'un suç ortaklarıdır. Asırlarca Türkleri Andolu'dan çıkarmak isteyenlerin kurumayan şiddet batağında 15 Temmuz mayalandırılmıştır. Bu nedenle de 16 Nisan'a evet duyuyoruz, evet diyeceğiz. Selçuklu ve Osmanlı'dan intikam almak isteyenler, 15 Temmuz'da silah başı yapmıştır. Bunlara bürokrasi, TSK, medya, STK'lar gibi alanlarda konuşlanmış hayasız himmetçi ortakçıları destek vermişlerdir. Bu tehdit yeni değildir, arkası da kesilmeyecektir. Aktörler değişse bile senaryo aynıdır. Çanakkalede şamarladıklarımız, Sakarya'da şaşkına çevirdiklerimiz, 15 Temmuz'da karşımıza tekrar çıkmışlardır. Bunların kökü emperyalizmin içindedir. 15 Temmuz Türkiye'ye yeni bir Sevr dayatmasıdır, İslam'a yönelik yeni bir haçlı akınıdır. 15 Temmuz süreciyle ortaya çıkan işgal tortuları tamamen silinmezse Türkiye'nin bu coğrafyada yaşaması zora girecektir. Allah muhafaza belki de imkansızlaşacaktır. Tehlike yakın ve büyüktür. Bir an için var sayalım, şayet 15 Temmuz başarılı olsaydı kaç vatan evladı katledilecek, kaç vatan evladı yokluğa, yoksulluğa sürüklenecekti? Bu sorunun cevabını bilen var mıdır?
15 Temmuz gerçekleşmiş olsaydı Türk milletine hayat hakkı tanınacak mıydı? Vatan elden gitseydi ne yapacaktı? Bir ara Başbakan olacağım diye tutturup avaz avaz bağıranlar ne cevap vereceklerdir? 16 Nisan'da şanslarını denemek için hazır kıta bekleyenlere sesleniyorum, Halep yolunda deve izi saymayın; kargayı bülbül diye satmaya kalkmayın. Çünkü hiç kimse yemez, hiç kimse yutmaz. Unutmayınız ki kazdığınız kuyuya bir kez daha düşeceksiniz. Muhterem arkadaşlarım, 15 Temmuz feci bir olaydır. Zamanla arkasındaki sis perdesi aralanacaktır. Yurtta Sulh Konseyi'nin kimlerden oluştuğunu, siyasi ayağının ana kadro ve isimleri mutlaka ortaya çıkacaktır. Deşifre edilmek mecburiyeti vardır. 15 Temmuz'un karanlıkta kalan isimlerini öğrenmek milletimizin en doğal hakkıdır. FETÖ'nün kripto elemanları kimlerden oluşmaktadır? FETÖ'nün kodaman ve hatırlı simaları neden koruma altındadır? Yüz bine yakın kişi memuriyet ve mesleklerinden ihraç edilmiştir, daha dün 227 hakim ve savcı meslekten atılmıştır. Bu manzara aslında Türk adaletinin ne hale getirildiğinin kanıtıdır. FETÖ'nün parmağı adaletin gözüne girmiştir. Terörist başı, adaletin terazisini kırmıştır. Deyim yerindeyse canavar yargıç kürsüsüne çıkmıştır. Yıllarca kim yalancı, kim dürüst birbirine girmiştir. Sanık mısın, tanık mı; birilerinin keyfine kalmıştır. Nerede FETÖ, orada haksızlıktır. İşin özeti bizce budur. Telefonuna Bylock indiren meşhur siyasetçilerden hiç mi iz yoktur?
"Bununla birlikte bazı akademisyenlerin konforu bozulunca ortalık karışmıştır. Türkiye'nin milli varlığı için en küçük katkısı olmayan FETÖ/PKK çizgisinde bulunmaktan rahatsızlık duymayan küçük bir grup, hukuk semtlerine uğrayınca ayağa kalkmıştır. Memur görevinden oluyor da akademisyen niye olmayacakmış. Üniversiteleri tekellerine alanların timsah gözyaşlarına bu milletin karnı toktur. Kimin suçu varsa veya kim suçsuzsa Türk mahkemeleri bunun kararını verecektir. Cumhurbaşkanı'na suikast düzenlemek isteyen darbeci hainlerin yargılanmasına dün başlandı. Davanın 2 numaralı sanığının medyaya yansıyan ifadeleri ise tüyler ürperticidir. Bu caninin "Darbe yaptım, cezası idam bile olsa canım yanmaz" şeklindeki kokuşmuş sözleri en küçük pişmanlık emaresi taşımadığı için, Türk milletine meydan okumaktadır. Hainler idamdan korkmuyor ve milletimiz de idam talebinde ısrar ediyorsa bize düşen bu kanuni düzenlemeyi TBMM'de Türkiye düşmanlarına gerekli dersi vermek. AKP zamana oynamasın, amaçları hakikaten idamı getirmekse kayıtsız şartsız destek vereceğiz.
"Gelişmelere bakarak ülkemizin tamamen güvenli hale geldiğini söylemek asılsız olduğu kadar saçma bir iddiadır. Yakından takip ediyoruz ki devlet kendine gelebilmiş, tam olarak ayağa kalkabilmiş değildir. Toplumsal hayata kuşku ve korku hakimdir. Masumlar, suçluların arasına karışabilmekte, mağduriyetler endişe vermektedir. Ancak FETÖ ile irtibatı ve iltisakı olanlar hakkında hukuki yaptırımlar sonuna kadar yapılmalıdır. Devlette kanunlar dışında olmuş, kendine göre sinsi ve kapalı devre çalışan sızmalara müsade edilmemelidir. 15 Temmuz herkes için ders ve milat niteliğindedir. Türkiye'nin beka sorunu daha da derinleşmiş, muhtemel darbe ve kriz ihtimalleri görünür hale gelmiştir. Saldırı emellerine, derin komplolara karşı iktidarı ve muhalefeti ile bir ve uyanık olmak kaçınılmazdır. MHP meseleye siyaset üstü bakmakta, milli şuur ve ruhla yaklaşmaktadır.
"Darbeciler gitti, vesayet bitti derken Türk milleti arkasında küresel güçlerin parmak izi bulunan bir saldırı ile karşı karşıya kalmıştır. Yaşadığımız buhranları, bölgesel ve küresel şiddet tasarılarından bağımsız ele almak mümkün değildir. Türk vatanında gözü olanlar, milli bekamız üzerinde tarihi hesabı bulunanlar kalabalıklamışlardır. Türkiye'ye sahip çıkmak, devletin ilkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ülkeyi yönetenlerle omuz omuza müdafaa etmek kaçışı olmayan bir gereklilik halini almıştır. Fiili tıkanıklığın aşılması ve anayasada tıkanıklığın giderilmesi için getirdiğimiz önerilerin nedeni budur. Ve hükümet sistemiyle ilgili yaptığımız değişikliğin millete götürülmesi konusunda müşterek sonuca vardık. 16 Nisan'da da anayasa değişikliğinin referandum sahasını demokrasi içinde yerine getireceğiz. Cumhuriyet için, Cumhuriyet için, Türklüğün bekası için "Evet" diyeceğiz.
"Niye evet diyormuşuz? Ne yapacaktık, FETÖ'nün yanında mı duracaktık. Niye kendimizle çelişelim, PKK, CHP, İşçi Partisi'nin elinde ülkücü kanı var. Biz Türkiye diyoruz, vatan-millet için elimizi taşın altına koyuyoruz. Demokratik eleştiri haklarımız saklı kalmak kaydiyle yaptığımız budur. Hayır diyen vatandaşlarımıza sözüm yoktur, bilakis iradelerine saygım vardır. Bunu tartışmak bize göre abestir. Fakat hayırsızlardan oluşan, hayır cephesi kurarak fesatlık yarışına giren, yalancı siyasilere, emekli siyasetçilerine, terör taşeronlarına kesinlikle itibarımız yoktur. Bizim anlayamadığımız hayır koalisyonunun neden bu kadar gerilimli, telaşlı olduğudur. Adaplı bir şekilde tezlerinizi anlatın. Ne var ki bu yapılmamakta, demokratik nezaket gözetilmemektedir. Bakıyorum da art niyetli propagandacılar, dava arkadaşlarımız üzerinden kampanya yürütmeye ayarlanmıştır. CHP sözcüler, bazı anketçiler, bazı çürük kalemli fikir sahipleri MHP'nin tabanının yarısı "Hayır" diyecekler diyor. Bizde taban yoktur diyoruz; anlamıyorlar. Bunlara ne desek boştur. Bunların tut kulaklarından çifte koş. Durumları aynen budur. CHP sözcüleri gibi yanmış tava gibi 16 Nisan'ı karartmaya çalışmaktadır. Türkiye'nin toparlanmasından korkup kriz ayinine çıkmakta utanç duymayan CHP için başını öğe eğeceği günler uzak değildir.
"PKK'nın tırmandığı dala salıncak kuran bu zihniyet 1923'ün CHP'si değildir. Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olurmuş. CHP yanına aldığı bölücülükle mimlenmiştir. Ne derse desinler MHP 16 Nisan'da evet diyecektir. Cumhurbaşkanı hükümet sistemi gelmesiyle devlete düzen, ülkeye huzur gelecektir. Türkiye tek yürek, tek millet, tek ses olacaktır. Bundan kimler, neden rahatsızlık duymaktadır. İlkesizler Türkiye'yi kilitleyip bunalım çıkmazına mahkum etmek isteyenler emri nereden almıştır?
"Hayır diyen siyaset damarı, hayırda birleşen kör safsata, kimin sesine ses oluyorsunuz. Kendilerine Türk milletçisi diyen zevat bir platform kurmuş, MHP'yi içten yırtmak isteyenler bir araya gelmişlerdir.
"Bunlar 18 Şubat'ta CHP'nin şemsiyesi altında toplanıp, MHP'ye öteden beri ters çıkaranların katılımlarıyla sebilhane bardağı gibi dizilmişlerdir. Kendilerine Türk milliyetçisi diyorlar, ama MHP Genel Başkanı'nı yuhalatacak kadar ipten boşaldıklarını göremiyorlar. Hepsine yolları açık olsun diyor, bizden uzak, Allah'a yakın olmalarını temenni ediyorum. Nehrin kenarına kuyu kazılır mı? Suyu kesilmiş değirmen gibi yollarını şaşırmışlardır. Biz evet diyoruz, bunlar ille de hayır diyorlar. Biz hayır desek, alayı birden evet diye gezerdi. CHP ve Perinçek'in kanatları altına sığınıp narkoz yiyenler, patinaj içinde çırpınmaya başlamışlardır. Üstelik fikri mutasyona uğrayarak yörüngelerinde çıkıp kimliksizliğe toslamışlardır. Sizin bu kutlu davaya ne hayrınız oldu da aziz milletimizi hayır demeye çağırıyorsunuz. Kurmak için zaman kolladığınız partinizde karşımıza çıkın da hepinizin boy ölçüsünü görelim. Haddinizi bildirmek için bekliyoruz. Çabaları beyhudedir, Söz verdik, "Evet" dedik ve milletimizi ezdirmeyiz.
© Tüm hakları saklıdır.