Politika

BAHÇELİ ADAYLARA SESLENDİ ANKARA (A.A)

19 Nisan 2011 19:47

-BAHÇELİ ADAYLARA SESLENDİ ANKARA (A.A) - 19.04.2011 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Milleti dağıtmaya çalışan kim varsa Üç Hilal'in çelik gibi sert, yıldırım kadar yakıcı yüzüyle tanıştıracağız. Melanete sur olacağız, aşamayacaklar. Fitneye ateş olacağız, yanacaklar. Bölünmeye demir yumruk olacağız, sarsılacaklar'' dedi. Bahçeli, Anadolu Gösteri Merkezi'nde, partisinin milletvekili adayları ile biraraya geldi.  Konuşmasına, ''Milletimizin üzerindeki kara bulutları dağıtacak, ufkunu aydınlatacak, önünü açacak ve huzura kavuşturacak güçlü nefes burada toplanmıştır'' diye başlayan Bahçeli, ısrarla ve kararlılıkla 'ses ver Türkiye, ''Sesime kulak ver Türkiye'' diyeceklerini belirtti. Önlerinde çeşitli engeller olduğunu ifade eden Bahçeli, ''Menfaat çeteleri her köşeyi tutmuş, tehdit ve tehlikeler belini doğrultmuştur. Sürekli üreyen ihanet, şirret yüzünü ileri demokrasi yutturmacası ile kapatmıştır'' dedi.  Türkiye'nin, çok partili siyasal hayatındaki en kritik seçimine girdiğini savunan Bahçeli, şöyle konuştu: ''Zerre kadar bu inancımızdan taviz vermedik. Geri adım atmadık. Tereddüte düşmedik. Yine diyoruz ki; kimse yanılıp yenilip, hayale kapılmasın. Gaflete düşüp, küresel destekçilerine güvenmesin. Şer ittifakının dönemsel gücüne aldanmasın. Bir başımıza kalsak da biz hepsiyle başa çıkarız. Hepsinin sırtını Allah'ın izniyle yere sereriz. Enselerine Türk milletinin şamarını peş peşe indiririz. Başlarını öne eğdirir ve aman diletiriz. Kosova'daki Murat, Niğbolu'daki Yıldırım oluruz. Çaldıran'daki Yavuz, Mohaç'taki Kanuni oluruz. Ve elbette Kocatepe'deki Mustafa Kemal gibi gürleriz. Bayrağı bırakmayız, vatanımızdan vazgeçmeyiz. Hele hele Türk'ü bir başına asla terk etmeyiz. Milliyetçi Hareket varsa huzurun, refahın ve mutluluğun yakın olduğunu beyan ettik. Hainlere, eşbaşkanlara, batı beslemelerine ve çıkarcılara inat biz dimdik ayakta durduk. Şüphe etmeyiniz ki; Türk milleti var olduğu sürece asla aksi bir durumla karşılaşmayacağız. Bileğimizi bükecek bir babayiğit çıkamayacaktır. Yolumuzdan hiç kimse alıkoyamayacaktır. İnandıklarımızdan hiç kimse döndüremeyecektir. Millet sevdamıza, kardeşlik bağlarımıza hiç kimse zarar veremeyecektir. Dünyaya başkent Ankara'dan bakacağız ve sesleneceğiz. Çağı Türkçe okuyacağız. Küreselleşme hegemonyasına Türk kültüründen aldığımız feyiz ve güçle cevap üreteceğiz. Etnik depremlere, bölücü sarsıntılara Türklüğün rasathanesinden yaklaşacağız ve taviz vermeyeceğiz. Cumhuriyeti yıkıma sürükleyen, milleti dağıtmaya çalışan kim varsa Üç Hilal'in çelik gibi sert, yıldırım kadar yakıcı yüzüyle tanıştıracağız. Melanete sur olacağız, aşamayacaklar. Fitneye ateş olacağız, yanacaklar. Bölünmeye demir yumruk olacağız, sarsılacaklar.'' Bahçeli, çalışmaları sırasında içlerine nifak tohumu saçmaya çalışanların olabileceği uyarısında bulunarak, ''Bizden görünüp tuzak kuranlara karşı dikkatli olmalıyız. Geçmişimizin muhteşem hatıralarını istismar etmeye yeltenen ve bizden olmadığı halde bu şekilde görünmeye çalışan münafıkları iyi tanımalıyız. Suratlarını, iftiralarını ve zehir saçan dillerini unutmamalıyız'' diye konuştu. ''Türk milletini bitirmek ve Anadolu'dan kovmak için ellerini ovuşturan tarihi şark meselesinin bugünkü figüranlarını aklımızdan bir an olsun çıkarmamalıyız'' diyen Bahçeli, ''Bunlar aynı gün içinde Fatih'te camiye, Beyoğlu'nda kiliseye, Balat'ta havraya gidenlerdir. Gerçekte ne inançları, ne de ilkeleri vardır'' diye konuştu. -''TÜRK MİLLETİ PARÇALANMANIN, BÖLÜNMENİN ARİFESİNDE''- Bayrağın dalgalanmak için rüzgar gözlediğini dile getiren Bahçeli, ''Kerkük, Musul, Kıbrıs, Hocalı, Bosna ve Türk'ün olduğu her yer, buradan yükselecek milli kararı özlüyor. 'Ne mutlu Türk'üm sözünün tökezlememesi için sizlerin gayretleri gerekiyor. Türkiye'ye düşman kim varsa, bizim aramıza ayrılık otu eken onlardır'' dedi. İnsanın büyüklüğünün kendini adadığı hedef ve ülküler kadar olduğunu söyleyen Bahçeli, milletin de tesadüfen biraraya gelmiş kalabalıklar olmadığını anlattı. Bahçeli, şöyle dedi: ''Millet dediğimiz sosyolojik hazine, ısmarlama bir kalabalık değildir. Tesadüfen biraraya gelen ve rastlantıların bileşkesinde yükselen topluluk değildir. Dağılmak üzere birleşmiş, dönemsel menfaatlerin öncülüğünde oluşmuş bir yapı da değildir. Millet olma şuuru binlerce yıllık mazinin imbiğinde damıtılan ve rafine hale gelen muazzam bir gerçekliktir. Ne kahramanlar ne de ilim ve irfan sahipleri milleti imal edemezler. Kabile bilincini aşamamış, aşiretlere özgü kalıplardan çıkamamış, dar asabiyetin çekim merkezine hapsolmuş zihniyetlerin bu söylediklerimizi anlaması mümkün değildir. Milletin oluşumunda farklılıklar değil, benzerlikler belirleyici olmuştur. Etnik kimliklerin tanınması, okşanması ve teşvik edilmesi millet gerçeğiyle tamamen çelişmektedir. Alt ve mahalli kültürlerin, milli kültüre rakip olması ve ayrılma talepleri binlerce yıllık millet oluşumunu geriye götürecek ve bölünmenin fitilini ateşleyecektir. Bu kapsamda yanan ateşin mayına ulaşması büyük bir gürültüyle patlayacak, emek emek oluşmuş millet hazinesi ise paramparça olacaktır. Türk milleti işte böyle bir tehlikenin eşiğinde bulunmaktadır. Bunun vebali de kuşkusuz millet gerçeğini anlamamış, anlasa da içine sindirememiş ve kavmiyetçi zihniyetin patikasında yolunu kaybetmiş Adalet ve Kalkınma Partisi'ndedir.''