-BAĞIŞ: AVRUPA DA ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI İSTANBUL (A.A) - 13.07.2010 - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, PKK'nın sadece bir terör örgütü değil, aynı zamanda AB'deki en önemli suç örgütlerinden biri olduğunu belirterek, ''Biz AB'nin sorunlarını çözme konusunda nasıl üzerimize düşeni yapıyorsak, Avrupa'nın da Türkiye'nin önem verdiği bu konuda kendi üzerine düşeni yapma konusunda kararlılığı göstereceğine inanıyoruz'' dedi. Bağış, Türkiye-AB Siyasi Diyalog Toplantısı sonrasında düzenlenen basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Terörle mücadele konusunda Başbakan'ın özel isteği olduğunu ifade ettiniz ve 'gerekli destek' gibi bir kelime kullandınız. 'Gerekli destek' ne anlama geliyor ve AB bu konuda somut olarak ne gibi yardımlarda bulunacak?'' sorusu üzerine Bağış, şunları söyledi: ''PKK sadece bir terör örgütü değil, aynı zamanda AB'deki en önemli suç örgütlerinden bir tanesidir. PKK'nın bugün AB üyesi ülkelerde insan, uyuşturucu ve hatta silah kaçakçılığı yaptığı bilinen bir gerçektir. Bu yüzden AB üyesi birçok ülke PKK'yı terör örgütü listesine koymuştur. Ama bu ülkelerde terör örgütünün bazen farklı isimler altında sanki sivil toplum kuruluşu gibi yardım toplama çabalarına ve oradan farklı şiddet içeren yayın sinyali göndermelerine seyirci kalmaları tüm kamuoyunu olduğu gibi bizleri de rahatsız etmektedir. Sayın Ashton ve Füle'nin talimatlarıyla AB'nin terörden sorumlu koordinatörü iki gün önce ülkemizdeydi. Bizim istihbarat ve güvenlik makamlarıyla çok kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiler. Bu görüşmeler sonucunda yeni kurulacak mekanizmalarda bu konularda daha fazla işbirliği bekliyoruz. Bu ülkelerdeki PKK mensuplarının yakalanarak, Türkiye'ye iade edilmesini bekliyoruz. Bu ülkelerin içindeki faaliyetlerin durdurulmasını bekliyoruz.'' Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ''ABD Dışişleri Bakanı Clinton'ın, Türkiye'nin İran'ın nükleer programı konusunda devreden çıkmasını istediği yönünde iddialar var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Kapsamlı ve faydalı bir görüşme oldu. Sadece İran değil, Kafkasya ve Balkanlar'daki gelişmeleri de ele aldık. İsrail'in saldırısı sonucu ortaya çıkan durumu kapsamlı şekilde ele aldık. Bütün bu konularda biz tam bir ittifak anlayışı içinde ve hepimiz bu sürecin içinde olarak konuştuk. Bütün bu konularda birlikte çalışma iradesi ortaya konmuştur. Sürecin içinde olmak ya da olmamak hususu Türkiye için teknik konu değildir. İran Türkiye'nin komşusu. Bölgemizde olan her konu, kimse bize 'şöyle' veya 'böyle' demeksizin, sürecin içinde olduğumuz bir konudur. Bunu da en iyi Clinton ve ABD yetkilileri bilmektedir. İran konusunda atılacak adımlar konusunda bir yandan Tahran anlaşması masadadır, diğer taraftan Celili'nin Ashton'a yazdığı mektup ile yeni bir sürecin başlaması söz konusudur. Türkiye her iki konuda da elinden geleni yapmaya devam edecektir. Ne sürecin içinde olma gibi bir telaşımız var, çünkü bizim olmadığımız hiçbir süreç olmaz, bunu açık söylüyorum ne de ABD tarafından ve Clinton tarafından bize böyle bir konu aktarılmıştır. Bütün bu süreci daha iyi koordinasyon içinde yürütme irademiz vardır.''