14 Şubat 2025 14:41
Güncelleme: 14 Şubat 2025 14:50
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TÜSİAD’ın iktidara yaptığı hukuk ve ekonomi eleştirisine ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulundu. Babacan, “Buradan Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Eğer birazcık basiretsiz varsa, zerre kadar bu ülkenin yarınlarını düşünüyorsanız, çığlıklara biraz ses verin” ifadesini kullandı. Enflasyona ilişkin de konuşan Babacan, ''Erdoğan baskı oluşturmaya devam ettiği sürece, tek haneli enflasyonu bunlar ancak rüyasında görür'' dedi. Babacan gündemdeki Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarına dair de, ''Yalnızca seçilebilir aday değil, yönetebilir aday olması lazım'' diye konuştu.
İktidarın hem ekonomiyi büyütelim dediğini hem de iş dünyasının tepesine vurduğunu ifade eden Babacan, “Bu insanlar bir şeyler söylemeye çalışıyor değil mi? Çığlık var. Bu çığlığı bastırmak, korkutmak yerine biraz dinleyin kulağınızı verin, ne diyor bu insanlar? Bu insanlar diyor ki adaletsizlik var ülkede diyorlar. Hukuksuzluk var ülkede diyorlar. Şeffaflık artık yok diyorlar. Bu sanayici olarak, iş dünyası olarak bizi zora sokuyor diyorlar. Bu çığlığa ses verin, anlamaya çalışın. Bu insanlar aynı zamanda bu ülkede yatırım yapacak, üretecek, ihracat yapacak ve istihdamı oluşturacak insanlar... Hem ekonomiyi büyütelim diyorsunuz hem yatırım, ihracat olsun diyorsunuz hem de yatırım olsun, ihracat olsun diye çalışacak firmaları temsil eden kuruluşun tepesine vuruyorsun, 'Gık', dedirtmiyorsun, saatler içerisinde yükleniyorsun. Böyle bir şey olur mu ya? İfade özgürlüğü denen bir şey var” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yetki alanının dar olduğunu aktaran Babacan, “Ekonomiyle ilgili konularda Sayın Şimşek'in adı biraz fazla telaffuz ediliyor. Sayın Şimşek'in dar bir yetki alanı var. Sayın Şimşek'in kendi başına bu ülkenin ekonomisini düzeltecek gücü yok, yetkisi yok. Aslında sorun Sayın Erdoğan'da” diye konuştu.
“Baskı devam ettiği sürece tek haneli enflasyonu rüyalarında görürler”
Babacan şunları söyledi:
“Bakın Sayın Şimşek'e takılmayalım. Ben yakın tanıdığım için çok takılmayalım diyorum. Sayın Erdoğan bu ülkenin başında olduğu sürece, adalet hukuk tanımadığı sürece, yargı üzerinde sürekli baskı kurduğu sürece, yargıyı sopa olarak kullanıp medya üzerinde, muhalefet üzerinde, sivil toplum üzerinde, sanat dünyası üzerinde, iş dünyası üzerinde, baskı oluşturmaya devam ettiği sürece, tek haneli enflasyonu bunlar ancak rüyasında görür.”
Menfaat şebekesine dokunan yasalar hazırladıklarını vurgulayan Babacan, “Bakın bizim şeffaflık yasamız hazır, siyasi ahlak, siyasi etik yasamız hazır. Yolsuzlukla mücadele yasamız hazır. İmar rantlarıyla ilgili yasamız hazır. Ama bunların hepsi menfaat şebekesine dokunan yasalar. DEVA Partisi'ne şu anda karşı olan sadece iktidar değil. Biz sadece iktidarla savaşmıyoruz aynı zamanda menfaat şebekesine karşı da savaşıyoruz. Bunu da gayet iyi biliyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Babacan, “Diyorlar ki 'Ali Babacan'ın Cumhurbaşkanı olduğu ülkede bize artık iş zor' diyorlar. 'O yemez de yedirmez de' diyorlar. Onlardan da ayrıca blokaj görüyoruz. Niye medyanın bir kısmı bizi hiç görmüyor. Medyanın bir kısmında DEVA Partisi'nin adını bile geçirmiyorlar. Olumlu ya da olumsuz. Niye? Çünkü bakın o kuruluşların ilişkide olduğu kişilere ve ilişki ağına... Diyorlar ki 'Ali Babacan bizim için fazla dürüst. Bu bir iktidar olursa bize hayat yok, menfaatimiz kesilir, musluklar kapanır. Artık testiyi dolduramayız diyorlar. Onlarla da ayrıca mücadele edeceğiz, ediyoruz'' dedi.
Seçim ittifakı yapacakları partilere parlamenter sistem şartı koyan Babacan, “Bizim en önemli hedeflerimizden biri güçlendirilmiş bir parlamenter sistemle ülkeyi yönetmek… Dolayısıyla bizim diğer siyasi partilerle diyalogumuz ya da ilerde olası iş birliğimiz temel ilke ve değerler konusunda uzlaşıp uzlaşamayacağımızla alakalıdır” dedi.
Babacan, “Seçimleri sadece iktidar sopasını ele geçirme yarışı olarak görmemek gerekiyor. Demokratik bir kafa gerekiyor. Yani 'Ben iktidar olayım, aklıma geleni biraz da ben yapayım, nasıl Tayyip Erdoğan yapıyor biraz da ülkeyi ben yöneteyim' gibi bir kafayla bizim yollarımız kesişmez, olamaz. Dediğim gibi daha vakit var. Şu anda biz DEVA Partisi olarak kendi çalışmalarımızı yürütüyoruz” diye konuştu.
Babacan, şunları söyledi:
“Biz her konuya ilkeler ve değerler bazında bakıyoruz. Yani ülkenin şu anda içinde bulunduğu çok büyük sorunlar var. Başta hukuk ve adaletsizlik en büyük sorundur. Hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye’nin nereye düştüğünü görüyorsunuz. Daha yeni açıklanan hukukun üstünlüğü endeksinde emsal ülkeler nerede biz neredeyiz… Türkiye aşağıya doğru tepetaklak yuvarlanıyor. Cumhurbaşkanı ne derse desin, Adalet Bakanı ne derse desin bütün dünya görüyor ki Türkiye’de hukukta ve yargıyla ilgili ciddi sorunlar var. Bizim olmazsa olmazımız memlekette hukuk ve adaletin yeniden tesis edilmesidir. Bu bizim en önemli ilkelerimizden biridir.”
Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarına ilişkin olarak da konuşan Babacan, “Hedef siyaset için siyaset yapmak değil. Bir koşu bandında koşmak değil. Maraton koşusu yapmak... Koşup mesafe katetmek... Siyaseti siyaset için yapanlar vardır; sever, hoşlanır, senin mesleğin nedir diye sorarsın ben siyasetçiyim der, zaten başka bir iş de yapamam der. Biz öyle siyasetçilerden değiliz. Biz bu ülkeyi seviyoruz, ülkenin sorunlarını çözmek için yola çıkan, bu ülkenin sorunlarını iyi bilen ama nasıl çözüleceğini de iyi bilen bir siyasi partiyiz. Onun için biz şunu söylüyoruz. Cumhurbaşkanı adayı konuşuluyor ya... Ne dendi mesela 2023'te? Seçilebilir aday seçilebilir aday... Ama biz ne dedik, evet seçilebilir aday olması kuşkusuz önemlidir ama o zaman da yönetebilir aday olması lazım. Yani sadece anketler şöyle gösteriyor, böyle gösteriyor diye anlık akımlara kapılmak yerine hangi siyasi parti bu ülkeyi daha iyi yönetir, hangi Cumhurbaşkanı adayı seçildiği takdirde bu ülkeyi adaletle yönetir, fırsat eşitliği ile yönetir bizim buna bakmamız lazım'' konuştu.
© Tüm hakları saklıdır.