Politika

Babacan'dan Erdoğan'a dış politika tepkisi: Dene-yanıl metodunuzun bedelini millet ödüyor

Erdoğan, "Geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz" demişti

23 Kasım 2020 21:10

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dış politika ile ilgili açıklamaları üzerinden yüklenirken, "Bu büyük ülke, sizin 'deneme tahtanız' değil. Hele hele sizin deney laboratuvarınız hiç değil. Bu ülkenin vatandaşları kobay falan değil. Ekonomide akıl dışı bir tez uygulayın iki yılda memleketi batırın, dış politikada bir ’Şangay Beşlisi' deyin, tekrar dönün Avrupa Birliği’ne. Bedelini millet ödüyor. Dene yanıl, dış politikada dene yanıl" dedi.

Partisinin Yalova İl Kongresinde konuşan Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kendimizi başka yerde değil, Avrupa'da görüyor geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz" sözleriyle ilgili konuştu.

TIKLAYIN - Erdoğan'dan AB mesajı: Kendimizi Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa'yla kurmayı tasavvur ediyoruz

Babacan'ın ifadeleri şöyle:

Daha birkaç sene önce 'Bizi Şangay beşlisine alın, Avrupa’yı unutalım' diyen kendileri. Avrupa Birliğine 'biz yolumuza, sen yoluna' diyen kendileri. Biz ısrarla ‘dış politikada kavgayla, 'Eyyy' nidalarıyla olmaz, ülkenin çıkarları diplomasi ile korunur’ dedik. Onlar gün aşırı kavga etmeye devam ettiler. Şimdi de çıkmışlar 'diplomasiyle, siyasetle çözülemeyecek sorunumuz olmadığını düşünüyoruz' diyorlar. Arkadaşlar ne oluyor ya? Başımız döndü. Bu nasıl hızlı bir U dönüşü. Bu nasıl bir hızlı dümen kırma. Öyle o kadar kolay değil. Her türlü yanlışı yap, ülkeyi zarara sok ondan sonra U dönüşü yap, yeni dönem başlatıyoruz de. Bu kadar ucuz değil bu iş.

Bu büyük ülke, sizin 'deneme tahtanız' değil. Hele hele sizin deney laboratuvarınız hiç değil. Bu ülkenin vatandaşları kobay falan değil. Ekonomide akıl dışı bir tez uygulayın iki yılda memleketi batırın, dış politikada bir ’Şangay Beşlisi deyin, tekrar dönün Avrupa Birliği’ne. Bedelini millet ödüyor. Dene yanıl, dış politikada dene yanıl.

28 Şubat sürecinde askeri vesayetin ülkemizi soktuğu karanlığa benzeyen bir baskı ortamındayız şu an. Hatta bugün, eleştiren, muhalefet eden hemen cezaevine gönderiliyor. Şu an bakın ülkemiz adeta bir düşünce suçluları ülkesi olmuş durumda. Bugünkü iktidar, fikrini beğenmediği vatandaşı, haberini beğenmediği gazeteciyi, twitini beğenmediği öğrenciyi cezaevine atıyor. Evet, 28 Şubat karanlığında inanan insanlara zulmettiler, ama KHK gibi yargı yolunu adeta bertaraf edip çoluk çocuk açlığa mahkum bırakılmayı bu iktidar döneminde gördük. Evet, 28 Şubat karanlığında asker medyaya baskı yaptı ama, onlara muhalif basın yayınlarına devam etti. Ben iktidar partisinin kuruluş günlerine bakıyorum, basının üzerinde bu kadar baskı yoktu. Basın rahat haber yapıyordu. Biz onlarca gazetecinin sadece muhalif oldukları için cezaevine atıldığını bu iktidar döneminde gördük."