Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfı Başkanı avukat Simon Çekem, 'Azınlık Vakıfları Seçim Yönetmeliği'nin değişmesine ilişkin kararın iptali ve yürütmenin durdurulması için Danıtay'a başvurdu.
Agos gazetesinde yer alan habere göre, Çekem, Danıştay Başkanlığı’na verdiği dilekçede “Demokrasiye, hukuka, Anayasa’ya, uluslararası sözleşmelere, Lozan Antlaşmasına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve mahkeme kararlarına, Vakıflar Kanununa ve diğer yasal mevzuatlara aykırı olduğundan yönetmeliğin iptaline, bu hukuka aykırı yönetmeliğin uygulanması halinde giderilmesi güç ve olanaksız zararların doğacağı göz önüne alınarak yürütmenin durdurulmasına, yargılamanın duruşmalı yapılması” talebinde bulundu.
Çekem, yönetmelikte yer alan adayların seçim bölgelerinde ikamet etme zorunluluğu ile ilgili olarak "Bu durum vakıfların vakfiyesine aykırılık teşkil etmektedir. Çünkü her vakfın güvence altına alınan bir vakfiyesi ve amacı bulunmakla birlikte bu amaç doğrultusunda vakfın ne şekilde yönetileceği belirlenmiş olmasına rağmen bu durum gözetilmeksizin vakfın vakfiyesine aykırılık teşkil edecek şekilde yönetmelik düzenlenmesi hukuka, demokrasiye, Anayasaya, uluslararası sözleşmelere, Lozan Antlaşmasına, AİHM kararlarına aykırıdır. Vakıflar Bölge Müdürlüğünün görevi seçimin yasalara uygun yapılıp yapılmadığının denetimi olması gerekirken, bu yönetmelik ile Vakıflar Bölge Müdürlüğüne demokratik kurallara aykırı bir şekilde atama yetkisi verilmiştir. Yani Bölge Müdürlüğü istediği taktirde seçimle yönetime gelen kişileri dahi hiçbir denetime tabi olmadan görevlerine atama yapmayacağı gibi görevlerine son da verebilecektir. Ancak kabul edilmelidir ki Vakıflar Bölge Müdürlüğünce; seçim usulünün ne şekilde ve hangi şartlar altında yapılacağına ilişkin müdahalesi ve yetkisi söz konusu olamaz” ifadelerine yer verdi.
Çekem önümüzdeki yıl yapılması öngörülen hastane vakıfları seçimleri için ise şu ifadeleri kullandı:
“Azınlık vakıfları uluslararası anlaşmalarla da statüsü belirlendiği gibi bir bütündür, idarenin azınlık vakıflarını bölme gibi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. 5737 sayılı Vakıflar Kanununda da belirtildiği üzere hastanenin de cemaat vakfı kabul edilerek ayrı bir sisteme sağlık bakanlığına bağlanması mümkün değildir. Aksi halde Vakfa bağlı azınlık okulların durumu ne şekilde olacaktır? Azınlık okullarının da MEB ile mi görüşmesi gerekecektir? Kaldı ki hukukun temel ilkelerine, demokrasiye, uluslararası antlaşmalara, Lozan Antlaşmasına, AİHM kararlarına göre statüleri kabul edilmiş vakıfların statülerinin değiştirilmesi söz konusu olamaz. Bu durumda hastane vakfının hastane olması sıfatıyla Sağlık Bakanlığı görüşü sebep gösterilerek ayrı işleme tabi tutulması tamamıyla Lozan Antlaşmasına, AİHM kararlarına, Anayasaya aykırı olmasının yanı sıra seçimlerden ayrı tutulması bile yönetmeliğin iptalini gerektirecek başlı başına bir husustur. Bunun yanı sıra Lozan Antlaşmasına aykırı olarak eşit statüdeki vakıflara farklı işlem uygulanması da eşitlik ilkesine ve diğer ilkelere de aykırılık teşkil ettiği yadsınamaz bir gerçektir”
"Hak ve özgürlüklere sınırlama getirilemez"
Çekem başvurusunda "Anayasanın 13. Maddesinde de belirtildiği üzere temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca kanunla sınırlandırılabilir. Oysa azınlık cemaatinin bir mensubu ve Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi Vakfı başkanı olarak Anayasa, uluslararası antlaşmalar, Lozan Antlaşmasına ve AİHM kararlarına da aykırı olarak yönetmeliğin seçme ve seçilme hakkımıza ihlal niteliğinde olmasının yanı sıra yönetmelik ile temel hak ve özgürlüklerimize sınırlandırma getirilemeyeceği kanaatindeyim" dedi.
TIKLAYIN | Azınlık vakıflarının seçim yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlandı
Ne olmuştu?
Azınlık vakıflarının yönetim kurullarını seçmesini imkan veren yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlanmıştı.
Yönetmelik İstanbul için milletvekilleri seçimlerindeki gibi "bölgesel" seçim sistemini getiriyor ve seçimlerin 5 yılda bir olmasını öngörüyor. Seçimlerin bu yıl sonuna kadar yapılması öngörülüyor. Hastane yönetimleri için seçimlerin ise 2023 sonuna kadar yapılması kayda bağlanıyor.
|