29 Eylül 2017 11:49
Anayasa Mahkemesi, 17/25 Aralık soruşturması sürecinde Fethullah Gülen ve ona yakın kişilerin tapelerini yayımladığı için yargılanan ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılan gazeteci için emsallik bir karar verdi. Mahkeme; "ifade özgürlüğünü ve basın özgürlüğünün ihlal var" dedi.
Anayasa Mahkemesi; televizyon, radyo, gazete ve internet sitelerinde haber amaçlı yayımyalanan tapeler için bugün emsallik bir karar imza attı. AYM’nin resmi sitesinden yapılan açıklamaya göre; Yüce Mahkeme, kendisine yapılan bir itirazı değerlendirdi ve tape yayımlayan gazeteciye verilen hapis cezasını reddetti.
Sözcü'nün haberine göre; raporda yer alan ifadelere göre; bir internet sitesinde haber müdürü olarak görev yapan gazeteci; 17-25 Aralık soruşturmalarının ardından Fetullah Gülen’e veya ona yakın kişilere ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarını “Gülen’in En Büyük Abiyle Görüşmesi İnternete Düştü” başlığıyla yayımladı.
Söz konusu kayıtta; Fetullah Gülen ile haberde “en büyük abi” olarak geçen ve açık kimlik bilgileri verilmeyen bir kişi arasında geçen telefon görüşmeleri yer alıyordu. Görüşmede kimliği bilinmeyen kişi; Türkiye’nin önde gelen birçok bürokrat, siyasetçi ve iş adamı hakkında Fetullah Gülen’e çoğu gizli bilgiler veriyor Gülen’in liderliğini yaptığı grubun (FETÖ) bu kişilerle ilişkileri hakkında Gülen’i bilgilendirip talimat alıyordu.
Haberin yayımlanmasının ardından ise Fetullah Gülen, haberi yapanlar hakkında “kişilik haklarına hakaret ve haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek suçlarından” soruşturma başlatılması için şikâyette bulunmuştu. Soruşturma kapsamında ise; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa etmek ve İnternet yayını yoluyla hakaret suçlarından cezalandırılması için haberi yapan gazeteci hakkında kamu davası açmıştı.
Yapılan yargılama sonunda Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile gazetecinin hakaret suçundan beraatına, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, başvurucunun 5 yıl denetim altında bulundurulmasına karar verilmiş.
Mahkemeye gerekçeli kararında “Topluma mal olmuş kişiler bile olsa kişiler arasındaki telefon konuşmalarının yazıya dökülerek herkesin öğrenebileceği şekilde yayımlanması suçun oluşması için yeterlidir” ifadelerine yer vermişti. Cezaya ilişkin itiraz da Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmişti.
FETÖ lideri Gülen’in ses kaydını yayımladığı için yargılanan ve hapis cezasına çarptırılan gazeteci ise AYM’ye başvurmuştu.
Yüce Mahkeme ise söz konusu değerlendirmeyi yapıp kararını bugün açıkladı. Açıklamada şunlar kaydedildi “İlk Derece Mahkemesi, başvurucunun ifade ve basın özgürlükleri ile başkalarının şeref ve itibarlarının korunmasını isteme hakkı arasında dengeleme yapmayarak bu iki hakkın çatıştığı bir durumda mutlak olarak ikincisine üstünlük tanımıştır. Anayasa Mahkemesince ortaya konulan ilkeler çerçevesinde dava bir bütün olarak ele alınarak kişilerin hak ve özgürlükleri arasında bir dengeleme yapılmadan ulaşılan sonucun Anayasa’nın 26. ve 28. maddeleri kapsamında bulunan ilkelere uygun olduğu kabul edilemez.
İlk olarak söz konusu haberleşme içerikleri inkâr edilemez bir tanınmışlık derecesine sahip şikâyetçinin fikir ve tutumlarının, başında olduğu grubun siyasi, sosyal ve ekonomik alandaki faaliyetlerinin keşfedilmesi ve bunlara ilişkin kanaat oluşturulması işlevini görmüştür. Dolayısıyla konuşmanın yayımlanmasının kamuoyu gündeminin ilk sıralarında yer alan bir tartışmaya katkı sunduğunda kuşku bulunmamaktadır.
İkinci olarak şikâyetçi, başvurucunun söz konusu haber içeriğini değiştirerek veya haber kapsamına bir ekleme yaparak gerçek dışı bir haber yaptığını da iddia etmemiştir. Derece Mahkemeleri de kararlarında böyle bir değerlendirmede bulunmamıştır.
Üçüncü olarak İlk Derece Mahkemesinin mahkûmiyet kararının gerekçesinde bahse konu iletişim içeriklerinin ilk kez başvurucu tarafından yayımlanmamış olması tartışılmamıştır. Nitekim haberin yayımlandığı tarihte başvuruya konu haberleşme içerikleri zaten kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.
Son olarak diğer basın yayın organlarının yetkililerinin anılan haberleşme içeriklerinin yayımından dolayı cezalandırılmış olduğu da belirtilmemiştir. Bunun aksine başvurucunun sunduğu belgelere göre aynı haber içeriklerini yayımlayan en az dört basın sorumlusu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Ayrıca söz konusu haberleşme içeriklerini yayımlayan diğer gazetecilerin anılan açıklamadan kaynaklanan yayından cezalandırılmış olduğu da ileri sürülmemiştir.
Yukarıdaki değerlendirmeler ışığında Derece Mahkemelerinin müştekinin haberleşme özgürlüğünü koruma amacının, başvurucunun Anayasa’nın 26. ve 28. maddeleri kapsamındaki ifade ve basın özgürlüğü haklarına uygulanan sınırlamaların haklı çıkarılması için yeterli olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Derece Mahkemelerince basın özgürlüğünün korunması ile özel hayatın bir unsuru olan haberleşme özgürlüğünün korunması arasında adil bir denge kurulmamıştır.
Bir haber sitesinin haber müdürü olan başvurucunun denetim altında bulunduğu süre içinde cezasının infaz edilmesi riski her zaman vardır. Yaptırıma maruz kalma endişesiyle kişinin düşünce açıklamalarından veya basın faaliyetlerini yapmaktan imtina etme riski bulunmaktadır. Dolayısıyla başvurucunun 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılması ve 5 yıl denetim altına alınarak hükmün açıklanmasının ertelenmesi biçimindeki şikâyet konusu müdahale, müştekinin özel hayatının korunması şeklinde takip edilen amaç ile orantısızdır. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, başvurucunun Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ve 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir”
Anayasa Mahkemesi, birçok gazetecinin soruşturmaya uğraması, tutuklanması ya da hüküm giymesine neden olan ifade ve basın özgürlüğü ihlali suçlamaları ile ilgili önemli bir karara imza attı. AYM, ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili kararını “memurlar.net” isimli internet sitesinde haber müdürü olarak görev yapan Hakan Yiğit’in 17-25 Aralık soruşturmalarından sonra "Gülen'in En Büyük Abiyle Görüşmesi İnternete Düştü" başlığıyla yayımladığı haberden dolayı cezalandırılması ile ilgili yaptığı başvuruyla ilgili aldı.
Karara konu olan olay, haberin yayımlanmasının ardından Fethullah Gülen, Yiğit ile birlikte haberi yayımlayan basın ve yayın kuruluşları hakkında kişilik haklarına hakaret ve haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek suçlarından soruşturma başlatılması için şikâyette bulunması ile başladı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Yiğit’in, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa etmek ve İnternet yayını yoluyla hakaret suçlarından cezalandırılması için kamu davası açtı. Savcılık, telefon kayıtlarının, haberleşmenin tarafı olmayan kişi veya kişilere bildirilmesi ya da duyurulmasının suç olduğunu ileri sürdü.
Ceza verildi
Birgün'ün haberine göre; yargılama sırasında Yiğit, haberin basının haber yapma özgürlüğü kapsamında kaldığını ifade etti. Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi, 2014 yılında Yiğit’in hakaret suçundan beraatına, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim altında bulundurulmasına karar verdi. Yiğit’in itirazı da reddedildi.
Yiğit, kayıtların daha önce paylaşım sitelerinde ve yüzlerce internet sitesinde yayımlandığını ve kendilerinin bunu haber yaptıklarını ifade ederek 2015’te AYM’ye başvurdu. Başvuruda, aynı ses kayıtlarını yayımlayan diğer kuruluşlarının sorumluları hakkında kovuşturmaya yer olmadığı ya da beraat kararı verildiğini de belirten Yiğit, cezalandırılarak ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri sürdü.
Yiğit’in başvurusu üzerine ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği görüşüne varan AYM, yeniden yargılama için dosyayı Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’ne iade ederken Yiğit’e, 2 bin lira manevi tazminat ödenmesini de hükme bağladı.
Kararın açıklanmasının ardından Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz karara ilişkin sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan açıklama yaptı. Akdeniz şu ifadeleri kullandı:” AYM’ye göre Fetullah Gülen’in ses kayıtlarının yayınlanmasında kamu yararı var ve cezalandırma (TCK132) basın ve ifade özgürlüğünü ihlal etti. Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü Hakan Yiğit kararından sonra gazeteciler Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat vd. derhal tahliye edilmeli.”
© Tüm hakları saklıdır.