Gündem

Anayasa Mahkemesi’nin “nafile” kararı; gazetecilik suç sayıldı

AYM, Kadri Gürsel ve Murat Aksoy için hak ihlali kararı verdi, 4 gazetecinin başvurusunu reddetti

02 Mayıs 2019 19:29

Anayasa Mahkemesi, basın özgürlüğü, demokratikleşme ve gazetecilik açısından büyük önem taşıyan Cumhuriyet davasında riske girmedi ve çok tartışma yaratacak kararlara imza attı. Yüksek Mahkeme, 2016’da tutuklanan Cumhuriyet gazetesinin eski yönetici ve yazarlarının, tutuklama kararına yönelik başvurusunu tam 3 yıl sonra gündemine aldı ve hayal kırıklığı yaratan “hak ihlali yok” kararını verdi. Mahkeme, gazetenin yayın politikasının değiştiği ve yayınlarla “FETÖ’ye yardım” suçunun işlendiği yönündeki savcılık ve mahkeme kararlarına karşı eski Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, eski Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, gazetenin eski muhabiri Ahmet Şık ve eski İcra Kurulu üyesi Bülent Utku’nun başvurularını reddetti ve sadece gazetenin eski yazarı Kadri Gürsel yönünden hak ihlali kararı verdi. Böylece, Yargıtay’da bulunan Cumhuriyet davası ile 5 yılın altında ceza aldıkları için Yargıtay’a başvuramayan ve cezaevine giren Cumhuriyet yazarları açısından sonuç doğuracak bir karar çıkmamış oldu. Karar, gazetecilerin “haber ve yazıları” nedeniyle tutuklanmasında hak ihlali olmadığı anlamını taşıyor. AİHM’nin bu görüşü paylaşıp paylaşmayacağı dava açısından da belirleyici olacak.

Yüksek Mahkeme, Gürsel gibi yattığı süre aldığı cezayı karşılayan gazeteci Murat Aksoy’un başvurusunda da ihlal bularak, 40 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ve Ali Bulaç’ın başvurularını ise yarın karara bağlayacak. Kulislerde, üç isim açısından da “ihlal” kararı verilmesinin yüksek ihtimal olduğu konuşuluyor.

İhlal değilmiş

Anayasa Mahkemesi, 2016’da tutuklanan Cumhuriyet eski çalışanları Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Bülent Utku’nun bireysel başvurularını, tam üç yıl sonra, tahliye olmalarının ve davanın karara bağlanmasının ardından dün görüştü.

Yüksek Mahkeme, 9 üyenin oyuyla, bu gazetecilerin tutuklanmasının “hak ihlali” anlamına gelmediğine hükmetti. Böylece, yayın politikasına karışmayan vakıf üyeleri Akın Atalay ve Bülent Utku’nun, çok kısa süre yayın yönetmenliği yapan Murat Sabuncu’nun ve gazetede sadece haberleri yayımlanan Ahmet Şık’ın, haber ve yazılarla FETÖ’ye yardım suçunu işledikleri yönündeki tutuklama gerekçesi ve karara “hak vermiş” oldu. Yüksek Mahkeme, ihlal kararı verseydi, 5 yılın üzerinde hapis cezalarına mahkûm edilen bu gazetecilerin Yargıtay’daki dosyaları açısından da bağlayıcı sayılabilecek bir yorum yapmış olacaktı. Bu karar 5 yılın altında ceza aldığı için Yargıtay’a başvuramayan ve haklarındaki karar kesinleştikten sonra yeniden cezaevine konulan eski Cumhuriyet çalışanlarının durumunu da etkileyebilecekti.

6 üye karara muhalif kaldı. Karara imza atan 9 üyenin, gazetecilerin tutuklandığı dönemdeki kanıtlarla inceleme yapılması zorunluluğunu kararlarına gerekçe gösterdikleri bildirildi. Bu konuda AİHM’nin eski Anayasa Mahkemesi üyesi Alparslan Altan’la ilgili Türkiye’yi tazminata mahkûm ettiği karardaki gerekçesini işaret ettikleri ifade edildi. Ayrıntılar ise gerekçeli kararla açığa çıkacak.

Sadece Gürsel

Yüksek Mahkeme, başvurusunu görüştüğü Cumhuriyet eski çalışanlarından sadece Kadri Gürsel için “hak ihlali” kararı verdi. Gürsel, tutuklu olduğu süre aldığı cezayı karşıladığı için yeniden cezaevine konulmamıştı.

Mahkeme ayrıca cezasının infazı tamamlanan Murat Aksoy’un başvurusunu da görüştü ve tutuklanmasının haksız olduğuna hükmetti. Aksoy’a, davası bittiği için 40 bin TL tazminat ödenmesine karar verildi.

Altan, Ilıcak ve Bulaç

Anayasa Mahkemesi, gündeme aldığı, gazeteciler Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ve Ali Bulaç’ın başvuruları ile ilgili kararını ise yarın açıklayacak. Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen ancak Yargıtay Başsavcılığı’nın haklarındaki kararın bozulmasını istediği Altan ve Ilıcak ile yargılandığı davada tahliye edilen Bulaç yönünden “ihlal” kararı verilmesinin yüksek ihtimal olduğu belirtildi. İhlal kararı çıkması durumunda Yargıtay’ın Altan ve Ilıcak’ın tahliye edilip edilemeyecekleri konusunda karar vermesi gerekecek.