Gündem

AYM'den ikinci iptal: "Örgüt adına suç işlemek” kuralına 8. Yargı Paketi’yle getirilen yeni düzenleme de iptal edildi!

AYM, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca iki yıl altı aydan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir” düzenlemesini iptal etti

09 Ocak 2025 01:25

Güncelleme: 09 Ocak 2025 04:07

Anayasa Mahkemesi, 2023 yılında anayasaya aykırı bularak iptal ettiği, ancak 8. Yargı Paketi’yle 10 ay önce yeniden düzenlemeye gidilen “örgüt adına suç işleme" kuralını da iptal etti. Böylece, "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemeyi" hükme bağlayan düzenleme ikinci kez iptal edilmiş oldu. AYM ayrıca, "devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar" başlığı altında 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngören benzer düzenlemeyi de anayasaya aykırı buldu. Yüksek Mahkeme, TBMM’yi de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararındaki tespitleri gözeterek bir düzenleme yapmamakla eleştirdi. Mahkemeler, 6 ay sonra yürürlüğe girecek iptal kararıyla yok hükmünde sayılacak düzenlemeyi uygulayamayacağı için bu suçtan yargılananların durumu yeniden değerlendirilecek.

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220 maddesinin 6. fıkrasında yer alan "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır" kuralı, 2023 tarihli Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla iptal edildi. Kararda, "kişilerin örgüte üye olmak gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırılmalarına neden olur" denildi.

Anayasa Mahkemesi’nden çok kritik karar: "Örgüt adına suç işleyip üyesi gibi ceza alma" kuralına iptal!

AYM’nin “somut gerekçeler olmalı” dediği ve "örgüt adına" kavramının belirsizliğine işaret ederek iptal ettiği "‘örgüt adına suç işleme" fiili, 8. Yargı Paketi ile TCK 220. Madde’nin 6. fıkrasında yapılan yeni düzenlemede bu kez müstakil bir suç oldu.

Yeni düzenlemede yer alan maddeler neydi?

İptal edilen "örgüt adına suç işleme" fiiline getirilen yeni düzenleme ise 2 Mart 2024’te Meclis’ten geçti ve Kanun’un 12 Mart 2024 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla yürürlüğe girdi.

Buna göre, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği" iddia edilen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak, suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecekti. Yeni düzenlemeyle, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgü adına suç işleyen kişi, ayrıca iki yıl altı aydan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır” kuralı getirilmişti.

TCK'nın "devletin güvenliğine karşı suçlar ile anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" bakımından "silahlı örgüt" maddesini düzenleyen 314. Madde’ye eklenen fıkrayla da kişi ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecekti.

8. Yargı Paketi, Resmi Gazete'de yayımlandı: AYM'nin iptal ettiği ‘örgüt adına suç işleme' fiiliyle ilgili yeni düzenleme yürürlüğe girdi!

AYM ilk kararı hatırlattı: İptal edilenle içerik ve kapsam bakımından aynı

Ancak Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi, söz konusu yeni düzenlemenin anayasa aykırı olduğu gerekçesiyle iptal davası açtı. Aynı şekilde CHP Milletvekilleri de iptal davası açtı.

Başvuruları inceleyen AYM, kuralların Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmetti. AYM kararında, iptal eden ilk kuralda "örgüt adına" kavramının belirsizliğine vurgu yapıldığı hatırlatıldı. Kararda, daha önce, "örgüte üye olmak gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırılmalarına neden olacak şekilde geniş yorumlanmaya müsait olduğu" sonucuna varıldığı anımsatıldı.  

AYM değerlendirmesinde,  "değişiklikle örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiillerinin bağımsız suçlar olarak düzenlendiği ancak suçun unsurlarının içerik ve kapsam bakımından aynı olduğu" belirtildi.

AYM’den TBMM’ye eleştiri: Tespitler gözetilmemiş

Bu noktada, TBMM’nin, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararındaki tespitler ışığında temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal güvenceler gözetilerek bir düzenleme yapmadığına dikkati çeken AYM kararında, “Bu nedenle kuralların iptal edilen hükümle aynı sonuçları doğuracağı kuşkusuzdur. Bu kapsamda kurallarda yer alan örgüt adına işlenen suç ibaresinin belirsiz olduğu ve kuralların kanunilik şartı taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır” değerlendirmesi yapıldı.

Yeniden düzenleme için TBMM’ye 6 ay süre

AYM, TCK’nın 220. maddesinin 10. maddesiyle değiştirilen 6. fıkrası ile TCK’nın 314. maddesine 11. maddeye eklenen 3. fıkradaki kuralları iptal etti.

Kararda, “Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki tespitler dikkate alınarak yeniden düzenlenme yapılması gerekmektedir” denilerek, TBMM’ye 6 ay süre verildi. İptal kararının bugün Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla birlikte 6 ay içinde yürürlüğe girmesi gerekecek.

İptal edilen kurallar neler?

-“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca iki yıl altı aydan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.”

-“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.”

AİHM'den Türkiye'ye ihlal kararı çıkmıştı

AİHM'in daha önce Türkiye'ye ihlal kararı verdiği kararda da, söz konusu düzenlemede mahkemelerin "üyelik" kavramını çok geniş yorumladıklarını, sadece bir eyleme katılmanın "örgüt adına" hareket edildiği şeklinde yorumlamaya ve o kişiyi "gerçek örgüt üyesi gibi" cezalandırmaya yeterli gördükleri ifade edilmişti.

AİHM, bu doğrultuda, bir cenazeye katılan, slogan attığı tespit edilemeyen ve  gösteri sırasında sadece alkışladığı belirlendiği için 6 yıl 3 ay hapis cezası olan üniversite öğrencisinin haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti.


AYM ilk iptal kararında hangi gerekçelere yer vermişti?

"Örgüt üyelerine göre daha ağır cezalarla karşılaşıyor"

Yüksek Mahkeme, ilk kararında, bu cezayı alanların "örgüte üye oldukları" kanıtlanamamasına rağmen örgüte üye olanlardan daha fazla hapis cezasıyla cezalandırıldığını değerlendirerek, şunları kaydetti:

"Bu itibarla bir kimse silahlı örgütle zayıf da olsa bir şekilde bağlantısı bulunduğu iddia edilen bir suç işlediği gerekçesiyle, örgütle bağlantısı açıkça ortaya konulmaksızın, işlediği suçun yanı sıra gerçek içtima hükümleri uyarınca ayrıca örgüt üyeliğinden de cezalandırılmaktadır. Bu durum, örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyelerine göre daha ağır cezalarla karşılaşmasına neden olmaktadır."

"'Örgüt adına' kavramının belirsizliği"

"Örgüt adına" kavramının belirsizliğine de dikkat çeken AYM, bu belirsizliğin ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşleri gibi haklara da etkisine vurgu yaptı. AYM, "Kuralın bir temel hakla bağlantısı olmayan suçlar bakımından da uygulanması mümkün olmakla birlikte işlenen suçun temel hakların kullanımıyla ilgili olması durumunda kuralda yer alan örgüt adına kavramının belirsizliğinden kaynaklı geniş yorumu nedeniyle kuralla ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ya da örgütlenme veya din ve vicdan özgürlüğü gibi temel haklar üzerinde güçlü bir caydırıcı etki yaratılmaktadır" dedi.

"Son derece ağır bir suçtan cezalandırılıyorlar; kamu otoritesinin keyfi uygulamalarına açık"

"Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlenmesi" halinde farklı bir ceza yaptırımının öngörülmesi gerektiğini belirten AYM, ancak herhangi bir somut delil bulunmadan ve nasıl katkıda bulunduğu dikkate alınmadan kişilerin "örgüte üye olmak" gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırıldığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

"Takdir yetkisi kapsamında belirli ağırlığa sahip suçların örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına işlenmesi hâlinde suçun temel şeklinden farklı bir ceza yaptırımının öngörülmesi veya suçun niteliğinin değişmesi de mümkündür. Ancak itiraz konusu kuralın, örgüt üyeliğine dair herhangi bir somut delil bulunmadan ve işlenen suçun niteliği ve ağırlığı itibarıyla örgütün amacına ne surette katkıda bulunduğu da dikkate alınmadan kişilerin örgüte üye olmak gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırılmalarına neden olacak şekilde geniş yorumlanmaya müsait olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kuralın kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı ve bu yönüyle kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır."