Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Balyoz kararı için bina önünde nöbet tutan Avukat Şule Nazlıoğlu Erol’un
eylemini saygıyla karşıladığını söyleyerek, “İnsanlar tepkilerini, sıkıntılarını en demokratik şekilde dile getiriyorlar” dedi.
Bu sancıyı anlamak lazım Olabildiği en kısa sürede kararın verileceğini de ekleyerek, “Demek ki bazı sancılar var, sıkıntılar, acılar ve talepler var. Bunları anlamak, düzeltilmesi için üzerinde düşünmek ve çözüm üretmek gerekiyor” ifadesini kullandı.
Hürriyet'ten Fatih Çekirge'ye konuşan Kılıç'ın açıklamaları şöyle:
Anayasa Mahkemesi önünde “Adalet Nöbet”i tutan Şule Nazlıoğlu Erol haykırıyor:
“Umarım bu sancıyı, bu sıkıntıyı Yüce Mahkeme duyar...”
O sırada nöbete destek için gelen yüzlerce kişi alkışlıyor. Ve işte tam o an soruyorum?
- Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç bu sözler ve bu görüntü karşısında acaba ne düşünüyor?
Gerçekten de bugüne kadar Anayasa Mahkemesi önünde böyle bir gösteri olmamıştı. Böyle bir nöbet tutulmamıştı.
İşte tam o saatlerde Kılıç’la sohbet ediyoruz:
- Sayın Başkan, mahkeme önündeki talepleri, nöbeti görüyorsunuz. Bu sizi nasıl etkiliyor, ne düşünüyorsunuz?
Kılıç cevap veriyor:
- Doğrusu ben bu talepleri ve gösteriyi saygıyla karşılıyorum. Çünkü demokrasilerde bu tür gösteriler ve talepler normaldir. Çünkü insanlar tepkilerini, sıkıntılarını en demokratik şekilde dile getiriyorlar. Ben işte buna saygı duyarım.
Demokratik oolgunluk
- Peki sizde nasıl bir psikoloji yaratıyor?
Demokratik olgunluk bu talepleri, bu sancıları kabul etmeyi gerektirir. Anlayış göstermeyi gerektirir. Ben de öyle yapıyorum. Ve bunlar olsa da olmasa da, o insanlar buraya gelse de gelmese de biz evrensel hukuk kuralları içerisinde hiçbir etki altında kalmadan karar veriyoruz. Ama demek ki bazı sancılar var, sıkıntılar, acılar ve talepler var. Bunları anlamak gerekiyor. Anlayış gösterip saygı duymak gerekiyor. Hatta eğer varsa sıkıntılar, bunların düzeltilmesi için üzerinde düşünmek, incelemek ve çözüm üretmek gerekiyor.
-İnsanlar adalette gecikmeden şikâyet ediyorlar. Bu konuda ne diyorsunuz?
Fatih Bey, düşünün ki bugüne kadar mahkemeye 17 bin başvuru olmuş. Biz bunlardan yalnızca 7 binini karara bağlayabildik. Demek ki daha hızlı olmamız gerekiyor. İnsanlar da haklı olarak bunu talep ediyor. O nedenle bu talepleri ve sancıları anlayışla karşılamak eksikleri tamamlamak gerekiyor.
Karar en kısa zamanda
Haşim Kılıç mahkeme kararındaki zamanlama konusunda ise şöyle konuşuyor: “İnanın arkadaşlarımız büyük bir gayretle çalışıyorlar. Her arkadaşım üzerindeki vicdani sorumluluğun bilincinde. Ben elbette tek tek dosyalar üzerinde konuşamam. Ancak şunu söyleyebilirim. Bu karar (Balyoz davası) en kısa zamanda, olabildiği en kısa zamanda verilecektir.”
Öncelikler meselesi
Sohbetin sonuna doğru Başkan Kılıç mahkemenin öncelikleriyle ilgili de çok önemli bir mesaj veriyor...
Dosyaların ele alınış zamanlaması için şöyle diyor:
“Tabii halen bekleyen 10 bin dosya var. O nedenle biz öncelikli dosyalar tespit ediyoruz. Yani, işkenceyi, hürriyeti bağlayan dosyaları mülkiyet meselelerinin önüne alıyoruz. Şimdi bir yerde insan hayatının bağlanması, hürriyetin bağlanması meselesi var. Bu durum elbette önceliklidir. İnsan hayatını bağlayıcı dosyalar, başka ticari ya da mülkiyet gibi davalardan öncelikli olmalıdır. Biz de onu yapıyoruz.”
Sonuç...
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile yaptığım sohbetten çıkardığım sonuca gelince...
1- Başkan, toplumda oluşan duyarlılıkları, sancıları, endişeleri dikkate alıyor, tepkileri demokratik bir olgunlukla karşılıyor.
2- Ancak, gösteriler yapılsa da yapılmasa da, kararların alınmasında duygular değil, evrensel hukuk kuralları geçerli oluyor.
3- Bunca tartışmaya, eleştiriye, gerilime rağmen Kılıç’ın sesinde bir keskinlik, bir gerginlik yok. Tam tersine sakin ve olgun bir ton var...
Adalete en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde, en yüksek mahkeme başkanının sesindeki bu olgunluk moral vericidir...