Gündem

Ayhan Akça, meşhur Susurluk fotoğrafını anlattı

Özel Harekâtçı polislerden Ayhan Akça savcılık ifadelerinde meşhur Susurluk fotoğrafını ve Abdullah Çatlı’yla tanışma hikâyesini anlattı.

26 Ağustos 2011 03:00

T24 - Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın’ın itirafları üzerine genişletilen faili meçhul soruşturmasında tutuklanan Özel Harekâtçı polislerden Ayhan Akça savcılık ifadelerinde meşhur Susurluk fotoğrafını ve Abdullah Çatlı’yla tanışma hikâyesini anlattı.





Özel yetkili Ankara Başsavcıvekilliği tarafından sürdürülen failli meçhul cinayetlere ilişkin soruşturmada tutuklanan eski Özel Harekâtçı polisler Ayhan Akça, Enver Ulu, Uğur Şahin savcılık ifadelerinde Abdullah Çatlı’ya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Ayhan Akça savcılık ifadesinde, Çatlı’yı Mehmet Özbay ismi ile eski DYP Milletvekili Sedat Bucak’ın yanında bir iş adamı olarak tanıdığını belirterek “Daha sonra ben ve Ziya Bandırmalıoğlu çocuklarımızı sünnet ettirmek istememizle İbrahim Şahin benim oğlumun kirveliğini, Mehmet Özbay da Ziya Bandırmalıoğlu’nun kirveliğini yaptı. Bu konuda basına yanıysan fotoğraf da bu düğünde çekilen fotoğraftır. Ben Abdullah Çatlı’nın önceki faaliyetlerini Abdullah Çatlı olarak bilmem, kendisini Mehmet Özbay olarak, işadamı olarak biliyorum. İbrahim Şahin ile ne şekilde tanışık oldukları hususunda bilgi sahibi değilim” dedi.



‘Beni öldürmeye mi geldin?’


Akça İstanbul’a gittiği bir dönemde Ayhan Çarkın’ın işlettiği kafeye gittiğini de anlatarak “Beni gören Ayhan Çarkın heyecanlandı ‘Ne oldu, beni öldürmeye mi geldin. Ne biçim yürüyorsun’ şeklinde laflar etti. Bende ‘Seni ne için öldüreyim, seni ziyarete geldim ne yapıyorsun lan’ dedim. Bu esnada bana çay dahi ısmarlamadı, bana param olup olmadığını sordu 1000 lira paramın olduğunu söyledim kendisi benden bu paranın yarısını istedi, ben de kendisine ‘Sana haraç mı vereceğim’ diyerek kızdım. Ben direkt olarak Daire Başkanı İbrahim Şahin’in emrinde çalıştım. Kaybolduğu iddia edilen Uzi marka silahlar ile ilgim yoktur” dedi. Akça yakalanmasaydı umreye gideceğini anlattı. Eski Özel Harekâtçı Uğur Şahin de Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz Ercan Ersoy’un Ömer Lütfü Topal soruşturmasında gözaltına alınıp serbest ‘yabırakılması konusunda şunları söyledi: “Polisleri İstanbul polisinden alıp Ankara’ya, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne getirilmesi işlemini gerçekleştirenlerden biri de benim. Ancak bu, emir üzerine yapmış olduğum bir işlemdir. Bu emrin ne amaçla ne şekilde verildiğini bilemem” dedi.



‘Çiller söyledi ama liste görmedim’


Tutuklu zanlılardan Enver Ulu da 1990’lı yılların başında öldürülen Macit Baskın, avukat Yusuf Ekinci, Namık Erdoğan ve avukat Faik Candan cinayetleriyle ilgisi bulunmadığını öne sürerek, “Tansu Çiller ‘PKK’ya yardım eden işadamları var biz bunları...’ şeklinde beyanda bulunmuştu. Ancak sorduğunuz, öldürülmesi gerekenlere ilişkin listeden haberim yoktur” diye konuştu. Abdullah Çatlı’yı Mehmet Özbay olarak Edip Sedat Bucak’ın yanında tanıdığını iddia eden Enver Ulu, “Ben Susurluk kazasında ikinci koruma aracında görevliydim. Bucak’ın korumasıydım” diye konuştu.



Şahin’in ‘sabıkaları’


Ankara’da 1994’te öldürülen avukat Faik Candan’ın kardeşi Mustafa Candan önceki gün savcılara verdiği ifadede yıllar önceki tanıklığını anlatmıştı. Mustafa Candan ailesine yönelik endişeler nedeniyle sustuğunu ve ilk kez ifade ettiğini belirterek “Öldürülmesinden kısa süre önce ağabeyimin evinin önünde Abdullah Çatlı ile İbrahim Şahin’i gördüm” demişti. Şahin hakkındaki suçlamalar yıllardır hiç bitmedi. Şahin’in sabıkaları ve hakkındaki iddialar şöyleydi:


Yargısız infazlar: 1990’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde Özel Harekât Şube Müdürü oldu. Üç yıl boyunca yaptığı bu görev sırasında pek çok yargısız infaz iddiası gündeme geldi. 1993’te Mehmet Ağar’ca Özel Harekat Daire Başkanlığı’na getirildi.


Ömer Lütfi Topal cinayeti: Topal cinayetine karıştıkları öne sürülen özel tim polislerini koruduğu ve MİT’çi Tarık Ümit’in kaçırılmasına karıştığı gerekçesiyle soruşturuldu.


Susurluk: Susurluk davasında ‘Cürüm işlemek için çete oluşturmak ve bu çeteyi yönetmek’ten 6 yıl hapis cezasına mahkûm oldu.


Silahlar: Emniyet Genel Müdür-lüğü’ne hibe edilen ve kaybolan silahlarla ilgili 1 yıl hapis cezası aldı. 2001’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedildi.


Ergenekon: Ergenekon soruşturmasında 2009’da tutuklandı. Evinde bulunan krokilerle yapılan kazılarda mühimmat bulundu.