"Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine ilk olarak imza atan 1128 akademisyenden 40'ının imzasını çektiği öne sürüldü. İddiayı gündeme getiren Öğretim Elemanları Derneği (ÖGEDER) Genel Başkanı Vahdet Özkoçak, bu 40 akademisyenin Akdeniz, Selçuk, Gedik, Gazi, Anadolu ve Trakya dahil çeşitli üniversitelerde görev yaptığını ifade etti. Aydınlık'a konuşan Özkoçak "İmzasını çekmeyi planlayan akademisyenler olduğunu biliyoruz" dedi.
Aydınlık'ta yayımlanan haberin tam metni şöyle:
Öğretim Elemanları Derneği (ÖGEDER) Genel Başkanı Vahdet Özkoçak, 40’ın üzerinde akademisyenin PKK yanlısı bildiriden imzasını çektiğini belirtti. Bu 40 akademisyenin Akdeniz, Selçuk, Gedik, Gazi, Anadolu ve Trakya dahil çeşitli üniversitelerde görev yaptığını ifade eden Özkoçak, şunları söyledi: “İmzasını çekmeyi planlayan akademisyenler olduğunu biliyoruz.”
Üniversite Öğretim Elemanları Dayanışma Derneği (ÜNDER) Başkanı Doç. Dr. Muhammet Kurulay da PKK’ya karşı operasyonları sonuna kadar desteklediklerini ifade etti: “Biz akademisyenler, ülkemizin teknik ve bilimsel kapasitesini geliştireceğiz. Nice Nobel ödüllerini ülkemize kazandıracağız. Terör örgütleri buna engel olamayacak.”
‘Yarısı gaflet, yarısı hıyanet içinde’
Aydınlık’a konuşan akademisyenler de ihanet bildirisine tepki gösterdi...
Prof. Dr. Attila Altunel: Ya Amerika’dan ve PKK’dan yanasın ya da Türkiye Cumhuriyeti’nden yanasın. Bu bir savaş. Her şey ortada. Bildiriye imza atanların bir yarısı gaflet ve dalalet, bir yarısı da hıyanetin tam içinde.
Prof. Dr. Nilgün Çerikçioğlu: Aydınlar gerçekleri irdelemeli. facebook üzerinden gelen paylaşımlarla irdeleme yapılmaz. Akıl ve bilgi ile yaklaşılmalı. Bu bildirinin toplumda bir dalgalanma yaratmak, bir takım çevreleri kışkırtarak ses getirmek amaçlı yazıldığına inanıyorum. Ne akılcı, ne de bilimsel bakış var bu bildiride...
Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı: Bilerek ya da bilmeyerek bu vatana ihanet ediyorlar. Böyle devam ederlerse yaşayacak memleket bulamayacaklar. Büyük bir yanlış var. Bu, barış özleminin dışa vurmasından öte farklı planların aleti olmaktır. İlk bakışta çok hümanist bir talep gibi geliyor ama biraz düşününce öyle olmadığı açık. Barışla, özgürlükle alakası yok.
Prof. Dr. Osman Şadi Yenen: Aydının görevi, cumhuriyetin ve aklın yanında olmak, emperyalizmin tuzaklarına düşmemektir. “Barış için Akademisyenler” denilen grup, emperyalizmin hizmetinde, etnik ayrımcı bir tavır içinde. Bu kabul edilemez.
Görevden alındılar
Bildiriye imza atan akademisyenlerle ilgili soruşturmalar tamamlanmaya başladı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Araştırma Görevlisi Vedat Toprak, Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Latife Akyüz ve Giresun Üniversitesi’nden bir öğretim üyesi görevden uzaklaştırıldı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden 9 öğretim görevlisi, 2 ay için görevden alındı. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Doç. Dr. Halil İbrahim Yenigün’ün işine son verildi. Van’da da haklarında gözaltı kararı bulunan Doç. Dr. Eylem Kılıç ve Araştırma Görevlisi Turan Keskin, savcılığa gelerek ifade verdi. İki akademisyen de tutuklanmadı.
ASİMDER’den tepki
Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Genel Başkanı Göksel Gülbey, “İhanet ifadeleri içeren bildiri, asker ve polisimizin bölge halkına zulmettiğini iddia eden akıl dışı bir metindir. Hedefleri, Birleşmiş Milletler askerlerini Türkiye topraklarına sokmaktır” diye konuştu.
Davutoğlu, "Okumadan imzalayan akademisyenler var" demişti
Başbakan Davutoğlu, bildiriyle ilgili olarak "Haklısınız okumadan imza attık' diye mesajlar gönderenler oldu. Onlara teşekkür ediyorum. Metne imza atan her akademisyeni tek başına bu metni bir kez daha okumaya ve tekrara değerlendirmeye davet ediyorum. Ben akademisyenleri bizim politikalarımıza sahip çıkmaya değil demokrasiye sahip çıkmaya davet ediyorum" demişti.