T24- AK Parti'nin strateji ekibinde bulunan Pollmark araştırma şirketinin kurucularından Ertan Aydın, "benzer seküler altyapısı olan" CHP ve BDP ittifakının, seçimlerde CHP'ye 6.5-7 oy puanu getireceğini söyledi.
Aslı Aydıntaşbaş'ın Milliyet gazetesinde yayımlanan (22 Kasım 2010) haberi şöyle:
Geçen hafta Sosyalist Enternasyonalist’e katılan BDP lideri Selahattin Demirtaş’ın Paris’te espresso yudumlarken gündeme getirdiği ‘sol blok’ önerisini yazarken, teklifin CHP’de sinir uçlarına bu kadar dokunacağını tahmin etmemiştim.
Ertesi sabah rastladığımda, hem Kılıçdaroğlu hem de Demirtaş ayrı ayrı gülümseyerek, ‘Yazınızı okudum’ dedi. Ben her iki siyasetçinin de yüzünde memnuniyet haykıran tebessümü ‘Beklemiyordum ama CHP-BDP ittifakı tartışmasından memnunum’ diye yorumladım.
Kim bilir, belki benim hayal gücümdür...
‘Sağ ya da sola kıracak dümeni’
Konu, CHP’de başlayan ufak çaplı milliyetçi isyan, Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır gezisi ve Sezgin Tanrıkulu gibi bağımsız Kürt siyasetinin sembol isimlerinin CHP’yle flörtü sayesinde dallanıp budaklandı. Bugün reddedilse bile artık ‘sol blok’ önerisi seçime kadar siyaset gündeminden düşmeyecek gibi.
Ancak benim günlerdir asıl merak ettiğim, işim rakamsal boyutu. Siyasette sıkça söylenen bir klişe vardır. ‘2+2 her zaman 4 etmez’ diye. Fakat CHP’nin Deniz Baykal’dan devraldığı ‘demirbaş muhalefet’ rolünden iktidara oynar hale gelmesi için, başka bir matematik daha devreye giriyor: Partinin %22 civarındaki tabanını nasıl genişleteceği.
Bu arada pratik olalım. Muhalefet partisi 2011 seçimlerine 7 ay kala tepeden tırnağa hem teşkilatını, hem tabanını, hem de yeni sol vizyonunu pekiştiremeyeceği için, pratik davranmak, AK Parti’nin %40’lar civarındaki performansına yaklaşmak için ya sağda MHP’yle ittifak ya da solda Demirtaş’ın dediği gibi Kürtlerin de içinde olduğu bir sol blok oluşturmak zorunda.
Kısacası Kemal Bey, aralık ayında kurultayı halledip ve içerde statükonun dayanılmaz savunucularını susturduktan sonra, ya sağ ya sola kıracak dümeni.
‘Kemalizm gömleğini çıkarmalı’
İşte bu noktada siyaset nasıl şekillenir sorusunun yanıtını ararken, kendimi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıbaşında buluverdim. Evet yanlış duymadınız, Erdoğan’ın hemen yanıbaşında bir ‘CHP doktoru’ var. Başbakan’a yakın isimlerden Pollmark araştırma şirketinin kurucularından Ertan Aydın, doktorasını ‘1930’lu yıllarda CHP parti içi çekişmeler’ üzerine yapmış bir siyasetbilimci. Benim ‘derin AKP’ dediğim strateji ekibinde yer alan bu şirket, AK Parti’nin 2007 ve referandum başarısındaki en önemli silahlarından biriydi. Ancak Ertan’ın siyasi analizleri ideolojik değil son derece objektif.
Doğrusu yine de Başbakan’ın çevresinden ‘sol ittifak projesini’ yerden yere vuran sözler bekliyordum. Tam tersine, ‘CHP doktoru’ Aydın, BDP ile sol ittifak projesinin ‘CHP için iyi bir fırsat’ olabileceğini düşünüyor.
Özetle Pollmark kurucusu,‘Nasıl ki Tayyip Erdoğan 2002 yılında Milli Görüş gömleğini çıkardı; Kemal Kılıçdaroğlu da büyümek ve partisini dönüştürmek için 1930’ların Kemalizm gömleğini çıkarmalı’ diyor. İşte Erdoğan’ın iç kabinesinden sol ittifak analizleri:
SORUN KADRO DEĞİL TABAN: CHP’nin dönüşümündeki en büyük engel, kadrolar değil, 1930’lardan itibaren oluşan ideolojik taban. Bu % 20’lik kemik tabanda öyle bir ideolojik indoktrinasyon var ki, artık CHP’nin ayağına dolanıyor ve siyasal dönüşümün önünü kesiyor. Ancak iktidar alternatifi olmak ve büyümek için dönüştürmek zorunda olduğu kitle de bu. Paradoksal bir durum.
BDP’YLE İTTİFAK İDEOLOJİK SAFRALARI ATABİLİR: Bu yüzde 20’lik kemik kitle her türlü açılımdan korkuyor. Ancak muktedir olmak için istisnalar yaratmak şart. BDP-CHP koalisyonu Türkiye’de toplumsal dönüşüm için bir fırsat olabilir olabilir. İki parti de kendi ideolojik safralarını böylece atar. BDP de daha fazla Türkiye’ye entegre bir parti haline gelir.
İKİ PARTİ DE SEKÜLER: Benim aslında bunu söylemekte bir çıkarım yok. Ama CHP için iyi bir fırsat. İki partinin benzer seküler yapısı ve tabanı var. Etnik siyaseti saymazsanız Selahattin Demirtaş ve CHP üst yönetimi arasında hayat tarzı açısından çok bir fark yok. Dine karşı mesafeli ve sol gelenekten geliyorlar. Bu ortak paydadan bir dinamizm çıkabilir. Bir de sosyal demokraside buluşma ikisi için de (başörtüsü gibi) sıkıntılı konuları kamufle edebilir. Türkiye’nin hayrına olur diye düşünüyorum.
SOL BLOĞUN AK PARTİ’YE ARTISI VE EKSİSİ VAR: Olası bir CHP-BDP seçim ittifakının AK Parti açısından avantaj ve dezavantajları var. En büyük avantaj, BDP içinde CHP’yi ‘resmi ideoloji’ olarak gören kesim, AK Parti’ye yönelebilir. Ancak BDP çok hiyerarşik ve emir-komuta içinde giden bir yapı. O yüzden büyük kopuş olmaz. Dezavantaj ise CHP’nin bu sayede bölgede taban oluşturması ve AK Parti’nin avantajlı sandalye durumunu etkilemesi olur. Diğer yandan Batı’da CHP’nin anakronistik ve son yıllarda ırkçılığa kaymış seçmeni MHP’ye kayabilir.
TAYYİP ERDOĞAN BDP’NİN ENTEGRE OLMASINDAN MEMNUN OLUR: Ancak sadece AK Parti oyları açısından bakmayın. İktidar için milli birlik projesi önemli. Ne şekilde olursa olsun BDP’nin CHP’yle ittifak yaparak Türkiye’ye entegre olması iktidarı memnun edebilir. Bunlar AK Parti’nin uzun vadeli hedefleri açısından olumlu. Çünkü bölgede sürekli kaynama ve huzursuzluk iktidar aleyhine.
CHP KEMALİZM GÖMLEĞİNİ ÇIKARMALI: Tayyip Erdoğan 2002’de Milli Görüş gömleğini çıkardı. Risk alarak ve tabanıyla çatışmayı göze alarak Milli Görüş’den vaz geçtiğini söyledi, AB’yi benimsedi. Bir istisna ortaya korduğu için muktedir oldu. Muktedir olmak için CHP de Kemlizm gömleğini çıkarmalı. İstisnanın ne olacağını CHP kendi belirleyecek. BDP’yle ittifak böyle bir istisna olabilir. Sol tabanın zaten gidebileceği başka adres yok. Kılıçdaroğlu sol açısından alternatifsiz. O yüzden her türlü atraksiyonu yapabilir.
MHP’YLE İTTİFAK 6 PUAN GETİRİR: MHP’nin oy oranı yüzde 11-12 civarı. Sehillerde milliyetçi ama seküler; içeride ise muhafazakar. Yarı yarıya diyebiliriz. İttifak olursa CHP’nin çekebieceği MHP’nin yarısı, yüzde 6’lık sahil kesimi olur. Aşağı yukarı BDP’den gelecek oyla aynı yani. BDP’den de 6.5-7 gelebilir. Ama söz konusu sadece rakamsal tablo değil. MHP’ye yaklamak için milliyetçi söyleme yaklaşması lazım ki o partiyi iyice daraltacaktır. BDP’yle yakınlaşması ise uluslararası sosyalist anlayışa ve sosyal demokrasiye daha yakın durması demek.
ÖNDER SAV AK PARTİ İÇİN DAHA İYİ OLUR: CHP 30’lu yılların orotiteriyan laiklik anlayışıyla büyüyemez. Partide Kürtler yokü dindarlar yok. Sosyal demokrasiyi üst şemsiye olarak kullanıp etnik ve Jakoben din karşıt zihniyeti aşarsa, büyüyebilir. Sandıkta AK Parti için ne iyidir derseniz bu mücadeleyi Önder Sav kazansaydı tabii ki AK Parti için daha iyi olacaktı... Ama iktidarın da aslında daha sağlıklı bir muhalefete ihtiyacı var. O yüzden daha CHP’de değişim Türkiye için hayırlı.
