Aydın Engin*
Futboldan fazla anlamayanlar bile bilir, bilmeyenler de bu Tırmık’tan öğrenecekler.
Futbolda bir takım tümüyle savunmaya çekildiyse maçı kazanamaz. Korktuğu eninde sonunda başına gelir, golü kalesinde görür.
Ondan sonra “Saha çamurdu; hakem bizi tutmadı; top yuvarlak değildi” yollu mızmız yakınmalar işe yaramaz.
AKP takımı ve kaptanları Reis hazretleri şu seçim kampanyasında bütün hatlarıyla savunmaya çektildiler. Arada bir hücum denemeleri yapıyorlar ama etkisiz, anlamsız denemeler bunlar. “Kıraathane, kek, simit”le, “Refah seviyesini buzdolabı ile ölçmek”le değil gol atmak, rakip sahaya geçmek bile mümkün olmaz.
Zaten takım kaptanı Reis’in hali yürekler acısı. Ağzından çıkanlar artık “gaf” sınırını aştı. Ruh hekimlerinin alanına girdi.
Tribünler desen sanki kendi takımları değil de Kostarika - Paraguay milli takımları dostluk maçı oynuyor da onlar da vakit öldürmek için tribüne oturmuş, çekirdek çıtlatıyor gibiler.
Aynı umutsuzluk ve uyuşukluk amigolara da bulaştı. En ünlü amigoları bile Demokrasispor’un yükselişini, Reis’in takımının inişini yazıyor.
Yani final maçının 24 Haziran’daki ilk ayağının sonucu şimdiden skor tabelasına yazılmış gibi:
Millet İttifakı + HDP 1 - Cumhur İttifakı: 0
7 Temmuz’da da finalin ikinci ayağı oynanacak. Onun sonucu da şimdiden skor tabelasında okunuyor:
İncespor 1 - Reisspor 0
***
Final maçlarının sonuçları şimdiden böyle görünüyorsa Reis ve tayfasının elinden ne gelir?
Bu saatten sonra sonucu değiştirecek bir marifet mümkün değil.
Peki, 24 Haziran’a çok az kala maçı yarıda bıraktıracak bir dolap çevrilebilir mi?
Zor ama mümkün.
Örneğin Reisspor taraftarlarının bulunduğu tribündeki amigolar stadın doğu ve güneydoğu tribünlerine saldırıp kavga çıkarmak için kendi taraftarlarını kışkırtmaya kalkışabilirler. Maçı yöneten YSK adlı hakemler de “Bu şartlar altında maç devam edemez” yollu mühürsüz oy pusulası benzeri bir “düdük çalıp” maçı bitmeden bitirebilir mi?
Mümkün ama zor.
30 yıldır onca provokasyona, onca milliyetçi kışkırtmaya rağmen tribünlerde sağduyu egemen oldu.
Kaldı ki bu ülkenin demokratlarının, barış güçlerinin elleri armut toplamıyor değil mi? Böylesi provokasyonları, kışkırtmaları boşa çıkarabilirler.
Başka çare?
Haaa, AKP Reis’i, askerlerine Kandil’e bayrak diktirip, “Afrin Fatihi”nden sonra şimdi de “Kandil Fatihi” olarak siyaset pazarında oy toplama hesabı yapabilir.
Kendini bütün “paşaların paşası” ilan eden Reis, anlaşılan Kandil’i eteklerinde, yamaçlarında PKK kışla ve cephaneliklerinin yer aldığı bir sivri tepe sanıyor. Kandil’in içinde 460 irili ufaklı köy barındıran, ortasından İran - Erbil - Bağdat -Şam’ı birleştiren, üstünde İranlı ve Arap turist otobüslerinin vızır vızır işlediği bir karayolu geçen, pek çok İskandinav ülkesinden büyük bir bölge olduğunu ona kimse söylememiş anlaşılan.
Ancak ille bir “bayrak dikme” oyunu oynamak istiyorsa, bari yabancı bir ülke topraklarında macera aramasın, Anadolu’da herhangi bir tepeye, olmadı tümseğe bayrak diktirsin ve AKP medyasına da “İşte zafer, işte fetih” naraları attırsın.
Hepsi aynı kapıya çıkar. Yani bu saatten sonra kimse yutmaz, savaş kışkırtıcılığı oy getirmez.
***
Yani...
Yani işimize bakalım. Rakip takım gücümüzü gördü savunmaya çekildi. Sağlı sollu akın günleridir.
Bastır Demokrasispor!..
*Bu yazı Cumhuriyet'ten alınmıştır.