Yaşam

Aydın: Bilime sansür olamaz

Devlet Bakanı Aydın, TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik Dergisi'nin son sayısında değişiklik yapılmasına tepki gösterdi.

13 Mart 2009 02:00

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik Dergisi'nin son sayısının kapağında değişiklik yapılmasına ilişkin, ''Herkesin bildiği, ders kitaplarına girdiği, Türkiye'de ders kitaplarında okutulduğu bir konuyu, bir bilim adamını siz 21. yüzyılda 'aman duyulmasın derseniz' olur mu böyle şey? Bunu kim yapar? Böyle bir şey olamaz, mümkün değil'' dedi.

''Bilim ve Teknik Dergisi'nin kapağındaki değişikliğe ilişkin'' soru üzerine, Aydın, TÜBİTAK'ın dün hazırladığı basın duyurusunda konunun ayrıntılarıyla anlatıldığını belirtti.

Basın duyurusunda, bir iç mekanizma ile olan sıkıntının anlatıldığını ifade eden Aydın, ''Ne TÜBİTAK'taki arkadaşlarımızın, ne de benim aklıma bilimin hangi alanı olursa olsun, hangi bilim adamı olursa olsun, onunla ilgili herhangi bir sansür, perdeleme asla gelmez, böyle bir şey söz konusu olamaz'' diye konuştu.

Mehmet Aydın, felsefe hocası olduğunu, felsefenin eleştirel yanıyla ilgili ihtisası bulunduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

''Bu benim bütün hayatıma karşı bir şey olmuş olur. Yani her türlü fikre açık olmak benim aynı zamanda mesleğim. 'Benim ne düşüncem varsa, ona aykırı olan düşünceler de benim düşüncem kadar saygıya layıktır' geleneği içinden geliyorum. O bakımdan orada işi daha çok politika olarak düşünseniz daha iyi olur. Ben tekrar etmeyeyim, tam kelime kelime doğrusunu metinden alın yazın. Orada bir çalışma sürecinden, çalışma hiyerarşisinden doğan bir sıkıntı. 2009 yılı Darwin yılı olduğu için, doğumunun 200. yılı olduğu için, zaten ayrıca geniş kapsamlı bir çalışma süreci devam ediyor. Dolayısıyla bir Darwin sayısı zaten çıkıyor.''

Basın mensuplarına sitem

Devlet Bakanı Aydın, konuşmasında basın mensuplarına yönelik şunları kaydetti:

''Ümit ediyorum çok dikkatlice not alırsınız. Ne zaman konuşsak, bir bakıyorsunuz ertesi gün çıkan yazının sizin söylediğinizle ilgisi yok. İki şeyi de düzeltmek istiyorum. Bu konu bana intikal ettiği gün İzmir'de 8-10 cümle söyledim. Ama bütünlüğü içinde verilmediği için basına yanlış intikal etti. Ben dedim ki, '200 senedir zaten bilinen, tanınan, lehinde aleyhinde ciltler dolusu kitap yazılmış bir bilim adamına sansür koymak kadar mantıksızlık olamaz.' Çünkü zaten bilinmeyen birisi değil ki, 'aman bilmesinler' diyebilesiniz. Zaten biliniyor. Herkesin bildiği, ders kitaplarına girdiği, Türkiye'de ders kitaplarında okutulduğu bir konuyu, bir bilim adamını siz 21. yüzyılda 'aman duyulmasın derseniz' olur mu böyle şey? Bunu kim yapar? Böyle bir şey olamaz, mümkün değil.''

‘200 sene önce ölmüş
insana ambargo konur mu?’


Aydın, konunun kendi açılarından çok açık olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Hiçbir zaman benim aklıma gelmez o söylenenler. Ama orada ben diyorum ki, o bile yanlış anlaşıldı. Ben diyorum ki, 200 sene önce yaşamış ölmüş bir insan üzerine ambargo konur mu? Ertesi gün basında adam ölmüş, gitmiş zaten gibi bir çerçeve içinde veriliyor. Yani bundan şikayetçiyim, haberiniz olsun. Ondan sonra diyorum ki, zaten yeteri kadar Darwin ile Darwinizmle uğraşan var.

‘Darwin ile niye uğraşıyorsunuz?’

Bunu 'Bilimsel olarak çalışan var' anlamında demiyorum. 'Bu çocukla uğraşma' kelimesindeki 'uğraşma' ne ise o anlamda söylüyorum. TÜBİTAK, Darwin ile Darwinizmle niye uğraşsının cevabı, 'Niye çalışsın, niye etüd etsin' değil. Olumsuz anlamda 'niye uğraşsın' demek istiyorum. Ama bu hemen profesör olan arkadaşlarca 'Darwin ile uğraşmak TÜBİTAK'ın görevidir' deniliyor. O olumsuz anlamda söylemiyorum ki... Darwin ile niye uğraşıyorsunuz fikrini söylemiş, bir bilim adamıdır.''