Medya

Avukat Fikret İlkiz: Hayatımız cumhurbaşkanının takdirine bağlı ve hatta anayasaya uygun olacak!

"Bir bakıma 'olağanüstü hal' olarak değişerek olağan hale dönüşecek olan hayatımızdır"

16 Ocak 2017 14:14

Avukat Fikret İlkiz, partili cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifiyle ilgili olarak "Cumhurbaşkanına tanınan olağanüstü hal ilanı yetkisi, kararname çıkarma yetkisiyle birlikte düşünüldüğünde; olağanüstü halin olağanlaştırılması ancak bu kadar etkili ve Başkanlığa uygun böyle bir değişiklikle yaratılabilir" dedi. "Bir bakıma 'olağanüstü hal' olarak değişerek olağan hale dönüşecek olan hayatımızdır" diyen İlkiz, "Artık bundan sonra geleceğimiz, hayatımız ve her şey; seçilecek Cumhurbaşkanının takdir ve kararına bağlı ve hatta Anayasaya uygun olacaktır" ifadesini kullandı.

Fikret İlkiz'in Bianet'te "OHAL ve Bize Biçilen Hayatlar" başlığıyla yayımlanan (16 Ocak 2017) yazısı şöyle:

Anayasanın 119, 120, 121 ve 122. maddelerinde yer alan “Olağanüstü Yönetim Usulleri” OHAL, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali düzenlemeleri değişiyor. Cumhurbaşkanı seçiminden sonra Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarihte bu maddeler yürürlükten kalkacak.

Hükümetin Anayasa değişiklik teklifinde olağanüstü yönetim usulleridüzenlemeleri tek bir maddede toplanıyor. Teklifin gerekçesine göre 1982 Anayasası’nın “hazırlandığı dönemin ve vesayetçi anlayışın izini taşıyan sıkıyönetim uygulaması” Anayasa’dan çıkarılıyor. Hükümete göre; birçok demokratik ülkenin anayasasında var olan OHAL ilanı yetkisi, “yürütme yetkisinden dolayı Cumhurbaşkanına verilmektedir”.  

Teklife göre yürürlükteki Anayasa’da yer alan OHAL ilanı kararının Resmi Gazetede yayımlanması ve Meclis onayına sunulması ve süreleri hakkındaki düzenlemeler korunuyor.

Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanına kararname çıkarma hak ve yetkisi verildiğinden OHAL konusunda da cumhurbaşkanı kararname çıkarabilecek. Yürürlükteki Anayasa Madde 121’e göre OHAL ilanının Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra “hemen” TBMM onayına sunulması hakkındaki düzenlemede yer alan “hemen” kelimesi kaldırılıyor ve yerine “aynı gün” ibaresi ekleniyor.  Hükümet gerekçesine göre “savaş ve mücbir sebeplerle”  TBMM’nin toplanamaması hariç olmak üzere, “olağanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin bir ay içinde” TBMM’de görüşülmesi ve karara bağlanması esası öneriliyordu.

Hükümet Teklifi üzerinde yapılan görüşmeler sonucunda Anayasa Komisyonu’nun kabul ettiği Anayasa Madde 119 değişikliğine göre; Cumhurbaşkanı, yurdun tamamında veya bir bölgesinde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilecek. Cumhurbaşkanı Kararnamesinin Resmi Gazete’de ilan edildiği “aynı gün”, OHAL kararı TBMM’nin “onayına” sunulacak. Bu kararnameler Hükümet teklifine göre bir ay, Anayasa Komisyonu metnine göre üç ay içinde Meclis’te görüşülecek. Aksi takdirde kendiliğinden ortadan kalkacak. Cumhurbaşkanının talebiyle Meclis her defasında dört ayı geçmemek üzere bu süreyi uzatabilecek.

Anayasa Komisyonunun kabul ettiği metne göre Cumhurbaşkanının yetkileri yeniden düzenleniyor. Artık “Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi” çıkarabilecek (Md 10. Onyedinci fıkra birinci cümle).  Hükümet teklifinde yok ama Cumhurbaşkanının bu yetkisine sınırlandırma getiriliyor. “Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez.” (Madde 104 değişikliği ikinci cümle).

Ama temel haklarla ilgili bu sınırlandırma,Anayasa Komisyonunda kabul edilen Madde 119 değişikliği ile ortadan kaldırılıyor. Şöyle; “Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104. maddenin 17. fıkrasının 2. cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.”

Hedef şu ki; Cumhurbaşkanı eğer isterse olağanüstü hal ilan edebilecek ve temel hak ve özgürlükler dâhil gerekli gördüğü her konuda istediği gibi kararname düzenleyebilecek…

Olağanüstü hal döneminde Anayasada yer alan temel hak ve özgürlükler, kişi hakları ile siyasi haklar ve ödevlere aykırı olsa bile; Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanı Kararnamesi düzenleme yetkisi veriliyor  (TBMM. Yasama Dönemi 26, Yasama Yılı 2, Sıra Sayısı 447).

Aynı coğrafi kuşak içinde bulunduğumuz Brezilya Anayasası’na göre Devlet Başkanı, Cumhuriyet Konseyinin ve Milli Savunma Kurulunun görüşünü aldıktan sonra, belirli ve sınırlandırılmış bölgelerde, ciddi ve yakın kurumsal istikrarsızlık tehdidi altında olan veya ağır doğal afetlerden etkilenen kamu düzeni ve toplumsal barışı korumak veya derhal tesis etmek amacıyla olağanüstü hal ilan edebilir (Geniş bilgi için, Başkanlık Anayasaları 2. Çelik Burak, Alkış Burcu, Kejanlıoğlu Atagün, Güncel Hukuk. Ocak 2017. Sayfa 45).

Brezilya Anayasası’na göre Başkan olağanüstü hal ilan ettikten veya süresini uzattıktan sonra, ilgili kararı gerekçeleriyle birlikte 24 saat içindemutlak çoğunlukla kararını verecek olan Ulusal Kongreye sunmakla yükümlüdür. Kongre kararnameyi aldıktan sonra on gün içinde inceleyip eğer reddederse olağanüstü hal sona erer (Madde 136). Ülke çapında etkili ciddi karışıklıkların veya olağanüstü hal boyunca alınan tedbirlerin yetersiz kaldığını gösteren olayların gerçekleşmesi halinde, Başkan Cumhuriyet Konseyinin ve Milli Savunma Kurulunun görüşünü aldıktan sonra sıkıyönetim ilan etmek için Ulusal Kongreden izin talep eder. Brezilya Anayasasına göre olağanüstü hal otuz günü geçemez. Savunma hali ilanına yol açan nedenlerin varlığı halinde sadece bir sefere mahsus olmak üzere aynı sureyle uzatılabilir.

Olağanüstü hal yürürlükte olduğu süre boyunca, eğer bir kişi devlete karşı bir suçtan dolayı tutuklanırsa; bu tutuklama eğer hukuka aykırı ise, ilgili makam tarafından tutuklama kararını kaldıracak olan yetkili hâkime bildirilir. Anayasaya göre tutuklunun iletişimini kesmek yasak… Brezilya Anayasasına göre “Hiç kimse, aksine yargı kararı olmadıkça, on günden uzun süre hapsedilemez ve tutulamaz.

Bizde ise gözaltı süresi otuz güne çıkarıldı. Tutuklama kararına istediğin kadar itiraz et, sadece itiraz etmiş olmakla kalınıyor ve tutukluluğa itiraz yolu etkin çözüm alıcı yargısal bir yol değil… Bir kısım tutukluların mektup yazması ve alması ise yasaklandı.

Cumhurbaşkanına tanınan olağanüstü hal ilanı yetkisi, kararname çıkarma yetkisiyle birlikte düşünüldüğünde; olağanüstü halin olağanlaştırılması ancak bu kadar etkili ve Başkanlığa uygun böyle bir değişiklikle yaratılabilir…

Bir bakıma “olağanüstü hal” olarak değişerek olağan hale dönüşecek olan hayatımızdır.

Artık bundan sonra geleceğimiz, hayatımız ve her şey; seçilecek Cumhurbaşkanının takdir ve kararına bağlı ve hatta Anayasaya uygun olacaktır.

Zahmetsiz ve mücadele etmemize gerek kalmadan devlet büyüklerimizin bizim adımıza düşünüp taşınıp uygun gördükleri, ince eleyip sık dokudukları, hesaplayıp kesip biçtikleri ve takdir ettikleri olağan hayatlarımızla mutlu geleceğimiz için Anayasa değişikliği yapan siyasal iktidardan, bir fani kul başka ne isteyebilir ki?