Yaşam

Avrupa kozmetikte Osmanlı'dan etkilenmiş

Edirne Sarayı'nda süren kazı çalışmalarında bulunan parfüm şişeleri ve krem kutuları, Avrupa'nın kozmetikte Osmanlılar'dan etkilenmiş olabileceğini ortaya koydu

23 Ağustos 2013 15:06

Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman gibi Osmanlı Devleti'nin yükselme dönemi padişahlarına ev sahipliği yapan Edirne Sarayı kazısında, dönemin sosyal yaşamına ışık tutacak pek çok obje gün yüzüne çıkıyor.
Edirne Yeni Saray Kazısı Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.  Dr.  Mustafa Özer, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bahçeşehir Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen kazılarda, sarayın sosyal yaşamını yansıtan çok sayıda bulguya rastlanıldığını söyledi.
Son dönemde bulunan kozmetikle ilgili kutu ve şişelerin oldukça dikkat çekici olduğunu ifade eden Özer, şunları kaydetti:
''2009 yılından bu yana Edirne Sarayı'nda sürdürdüğümüz arkeolojik kazılarda bulunan mimari varlıkların yanı sıra taşınabilir kültür varlıkları olarak adlandırdığımız seramikler, lületaşından pipolar, saraydaki hayatı yansıtan sultan ve ailesine ait güzellik ürünlerinin kullanıldığı kaplar da bulundu. Saraydaki kadınların koku ve kremlerini sakladığı onlarca, kemikten, camdan, metalden yapılan şişeleri, kapları gün yüzüne çıkardık. Kuşkusuz saray sadece devletin idare edildiği, mahkemelerin kurulduğu, savaş kararlarının alındığı yerler değil. Saraylarda sosyal bir hayat var. Buluntular da bu sosyal yaşamın en önemli kanıtlarından.''
 

Avrupa kozmetikte Osmanlı'dan etkilendi

 
Özer,  kültür etkileşimi konusunda 15. yüzyılda Avrupa'nın Osmanlı'dan özellikle kozmetik anlamındaki etkilendiğini, sonraki dönemlerde özellikle Fransa gibi ülkelerin bu etkilenmeyi kendi lehlerine çevirdiğini belirtti.
Saraydan çıkan kozmetik ürün saklanan şişelerin işlemelerine bakıldığında sultan ailesi için hazırlanan ürünler olduğu yorumunun yapılabildiğini ifade eden Özer, şunları kaydetti:
 

Hürrem Sultan'ın olabilir

 
''Sarayda çıkan buluntuların işlemeleri ve özenine bakıldığında üst düzey bürokrat ve padişah ailesine ait olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bu saray pek çok padişaha ve ailesine ev sahipliği yaptı, bulunan parfüm şişelerinden birinin Hürrem Sultan'a ait olduğunu düşünüyoruz."
 

Edirne Sarayı'nın tarihi

 
Tunca Nehri kenarına kurulan Edirne Sarayı'nın (Saray-ı Cedid-i Amire) yapımına, II. Murat'ın emriyle 1450 yılında başlandı. II. Murat'ın vefatından sonra Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, I. Ahmet, II. Ahmet, Sultan Mustafa, III. Süleyman ve IV. Mehmet (Avcı Mehmet) saraya yeni  yapılar ekleyerek genişletti 
Topkapı Sarayı'na benzer bir yerleşim planına sahip Edirne Sarayı, büyük meydanlar etrafında konumlanan değişik işlevli yapılarıyla Türk saray mimarisinin genel karakterini yansıtmaktadır. İnşasının ardından Osmanlı-Rus Savaşı, Balkan Savaşı, IV. Mehmet'in sünnet şöleni gibi pek çok önemli olaya tanıklık eden, önemli ölçüde Osmanlı-Rus Savaşı'nda tahrip edildi.
Osmanlı-Rus Savaşı'nda cephanelik olarak kullanılan saray, Edirne'nin istila edileceği düşüncesiyle, cephanenin Rusların eline geçmemesi için dönemin Edirne Valisi Cemil Paşa'nın emriyle havaya uçuruldu.
Saraydan günümüze Matbah-ı Amire (Saray Mutfağı), Babüssade, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Fatih Köprüsü, Adalet Kasrı, Kanuni Köprüsü, Su Maksemi, Şehabeddin Paşa Köprüsü, Namazgahlı Çeşmesi, Av Köşkü gibi yapıların ulaşabildiği sarayda 2009 yılında TBMM Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Edirne Valiliği İl Özel İdaresi ve Bahçeşehir Üniversitesi'nin katkılarıyla başlatılan kazılarla gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmaktadır.