Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Birimleri İdaresi Kongresi, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından Şırnak, Bitlis, Kars ve Şanlıurfa’da “taşımalı seçmen” iddialarını değerlendirdi. Konseyden Vladimir Prebilic, “Türkiyeye gelmeden önce seçmen taşınması ihtimaliyle ilgili bilgi almıştık. Belli illere kamu görevlilerin taşınması aracılığıyla oy kaydırılması ihtimali olduğu belirtilmişti. YSK ile de görüştük. Takipte olacağız. Adil seçimlerin yapılması ve seçmen iradesinin yansıtılması en önemli durum. YSK ile yaptığımız toplantıda bize bir kişinin bir yerde oy verebilmesi için orada yaşadığını kanıtlaması gerekiyor dediler. Ancak net olmayan bir konu bazı hanelerde 100 kişinin kayıtlı olduğu durumlar var. Bu konuda net bir yanıt almış değiliz ama ilgilenmeye devam edeceğiz” dedi.
DEM Parti dün yapılan 31 Mart yerel seçimlerinde Şırnak, Bitlis, Kars ve Şanlıurfa’daki seçim güvenlik ihlallerini, taşımalı seçmen iddialarını gündeme taşımıştı. Partiden yapılan açıklamada, kayyım rejimin elinden belediyelerin alınacağı vurgulanırken; Şanlıurfa’da özellikle dört sandıkta sorun çıktığı ve sandıklardan birinin yakıldı belirtilmişti. Seçim sonuçlarını netleşmesinin ardından ise parti, Bitlis’te sonuçlara itiraz edeceğini açıklamıştı.
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Birimleri İdaresi Kongresi, Türkiye’de dün yapılan yerel seçimlerin ardından gazetecilerin, STK temsilcilerinin ve bürokratların katılımıyla değerlendirme toplantısı yaptı.
"Türkiye ile ilgili endişeler çözülmüş değil"
Muhtarlık seçimlerinin şeffaflığına, taşımalı seçmen iddialarına, gençlik ve kadın katılımına değinilen toplantıda Konseyin Slovenya’dan Milletvekili delegesi Vladimir Prebilic, şunları söyledi:
“Muhtar seçimlerinde resmi oy pusulası olmaması aynı gün yapılan seçimler için farklı seçim kurallarının işletilmesi gerektiğini gösteriyor. Muhtar seçimlerine ilişkin pusulaların oy verme yerinde bir masaya konulması ve seçmenin o masadan alıp gitmesi oy verme gizliliğini etkiliyor. Oy verme alanında muhtarların olması ve hatta propagandaya yani seçim çalışmalarına devam ediyor olmaları seçmende muhtarlık seçimlerinin daha önemli olduğu etkisini yaratabilir. Seçim gününden sonrasına da bakmak gerekiyor. Oy verme gününden önce ne olduğuna ve bu seçimlerden sonra nereler olacağına da odaklanmak gerekiyor. Türkiye ile ilgili endişeler çözülmüş değil, 2019’da verilen vaatlerin yerine getirilmesi bekleniyor.”
“Kamu yayıncılığı noktasında taraflı davranıldığına dair tarafımıza sürekli bilgi geldi”
TRT’nin yerel seçim sürecinde muhalefet partisi adaylarına süre vermemesine değinen Prebilic, kamu yayıncılığında hukuki gerekliliğin yerine getirilmediğini vurgulayarak, “İfade özgürlüğünü olduğu bir siyasi ve medya ortamının yaratılması için daha fazla şey yapılması gerekiyor. Bağımsız yargı tarafından denetlenen bir çerçeveye ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Rekabeti memnuniyetle karşıladık, alternatif çoktu. Ancak 2024 yerel seçimlerinin kutuplaşmış bir ortamda gerçekleştiğini ve yerel demokrasiye kısmen uygun olduğunu söyleyebiliriz. Kamu yayıncısı hukuki yükümlülüğünü yerine getirmedi. Tüm kampanyaların eşit bir şekilde yer alması ve tüm siyasi partilere eşit yer verilmesi açısından hukuki sorumluluk yerine getirilmedi ve taraflı davranıldığına dair tarafımıza sürekli bilgi geldi. Muhalefet de dahil olmak üzere tüm partiler için eşit ve adil kampanya yapacak adımların da atılması gerekiyor. Kampanyanın ve parti finansmanının düzenlenmesi ve kamu kaynaklarının kötüye kullanılması noktasında da çalışmlaar yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Çağrımız kayyım atamalarının bırakılması yönünde”
2019 yerel seçimlerinin ardından HDP’li belediyelere kayyım atanmasını eleştiren Prebilic, seçimler bitse de sürecin takipçisi olacaklarını belirterek şöyle konuştu:
“2019 seçimi sonrasında belediye başkanları yerine kayyımların atanmasından endişe duymuştuk, çağrımız bu kayyım atama uygulamasının bırakılması yönünde. Seçim sürecinin bundan sonraki aşamlarını da takip ediyor olacağız. Seçim anlaşmazlıklarının çözümü konusunda da takipte olacağız. Seçmenlerin iradesinin kabul edilmesi gerekir. Özellikle de adaylığı uygun görülen ve seçimi kazanmış kişilerin göreve başlaması mümkün olmalı. Bu da tüm AB Konseyi üye ülkelerini bağlayan şartlar gereğince yapılmalı. Son olarak ise olumlu bir noktaya değinirsek; yerel seçimler siyasi paritlerin değişebileceğini, seçmenlerin seçime aktif katılabileceğini ve tercihlerin değişebileceğini gösterdi. Seçmenin iradesinin tam olarak yansıtılmasını görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Seçim sürecine olan güven demokrasinin yapıtaşlarından biridir. Ön rapor önümüzdeki günlerde Strazburg’da tartışılacak ve Türkiye’deki yetkili makamlara iletilecek.”
“Bazı hanelerde 100 kişinin kayıtlı olduğu durumlar var”
DEM Parti’nin gündeme getirdiği Doğu illerinde yaşanan hak ihlallerine ve taşımalı seçmen iddialarına da değinen Vladimir Prebilic, “Türkiye’ye gelmeden önce seçmen taşınması ihtimaliyle ilgili bilgi almıştık. Belli illere kamu görevlilerin taşınması aracılığıyla oy kaydırılması ihtimali olduğu belirtilmişti. YSK ile de görüştük. Takipte olacağız. Adil seçimlerin yapılması ve seçmen iradesinin yansıtılması en önemli durum. YSK ile yaptığımız toplantıda bize bir kişinin bir yerde oy verebilmesi çin orada yaşadığını kanıtlaması gerekiyor dediler. Ancak net olmayan bir konu bazı hanelerde 100 kişinin kayıtlı olduğu durumlar var. Bu konuda net bir yanıt almış değiliz ama ilgilenmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
"Mevcut bakanların kamu görevi nere sona eriyor?"
17 bakanın seçim kampanyası sürecinde Cumhur İttifakı ve AKP’nin adaylarıyla sahada olmasını eleştiren Prebilic, “Seçim kampanyalarının finansmanı ve denetimi konusu da önemli. Ne kadar para harcandı bu parayı kim verdi bunlar net değil. Şeffaflık açısından bu bir sorun. Bir başka konu ise kamu kaynaklarının kötüye kullanımı potansiyeli. Mesela mevcut bakanların kamu görevi nerede sona eriyor ve bu insanların görevi nerede bitiyor bunu ayırt etmek zor görünüyordu” dedi.
“Karar vericilere çağrımız daha fazla kadın ve gence yer verilmesi”
Karar mekanizmalarına kadın ve gençlik katılım noktasında Türkiye’nin zayıf kaldığını ve Avrupa Konseyi olarak bu konuda Türkiye’yi sürekli uyardıklarını söyleyen Vladimir Prebilic, “Bir diğer konu da daha fazla kadın ve gencin kampanyalarda yer alması. Bunu sürekli teşvik ediyoruz. Karar vericilere çağrımız daha fazla kadın ve gence yer verilmesi” ifadelerini kullandı.