Jagland, OHAL’in kaldırılması için de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesine atıf yaparak, “OHAL uygulamasının kaldırıldığı ve normal sürecin yerine getirildiği bir dönemi beklemek ve bunu yerine getirmek önemlidir. Bu sürenin çok uzakta olmadığını düşünüyorum. Türkiye, ulusal bir travma yaşadı. Bunun farkındayım. Ancak Türkiye’nin buraya verebileceği en iyi yanıt insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünüğünü sağlam bir şekilde tutmak ve sözleşmeyi uyguladığını göstermek olacaktır” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan için verdiği hak ihlali kararı ile bunu yaptığını belirten Jagland, “Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı bağlayıcıdır ve bu Türkiye Anayasası ile garanti altına alınmıştır. Diğer mahkemeler de bu karara uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesi’nin vurgularını gereken şekilde takip edecek vurgular yapmalılar” dedi.
Binlerce dava olur
OHAL’den etkilenen herkesin davalarının Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne uygun standartlarla ele alınması gerektiğini belirten Jagland, “Aksi durumunda Strazburg Mahkemesi, insan haklarıyla ilgili binlerce dava ile meşgul olacaktır. Üye devletlerin ulusal düzeyde sözleşmeyi uygulamaları gerekir ve uluslararası bir mahkemenin onları bunu yapmaya zorlamasını beklememesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. OHAL sürecinde Avrupa Konseyi’nin Türkiye’ye tavsiyelerde bulunduğunu, bunların bazılarının yerine getirildiğini dile getiren Jagland, OHAL Komisyonu’nun kurulmasının önemine vurgu yaptı. Jagland, komisyon için “Hızlı ve tarafsız bir şekilde çalışması zorunludur. Aksi taktirde AİHM tarafından tamamıyla reddedilme riskini alacaktır. Bu durumda Strazburg’a çok fazla başvuru gelecektir. Burada sözleşmenin koruyucuları olarak Türkiye’deki yargı yetkililerinin görevlerini yerine getirmeleri gerekmektedir” dedi.