T24 - Hürriyet gazetesi yazar Ertuğrul Özkök, parti liderlerinin ateşkesi propaganda malzemesi olarak kullanılmaması gerektiğini belirterek, "Liderler, referandumda ateşkes olayını istismar etmemek için bir centilmenler anlaşması yapabilirler" dedi. Özkök, "PKK’yı ve ateşkesi siyasi malzeme olarak kullanmak, Türk siyasetinde kimseye bir şey kazandırmaz, ama Türkiye’ye çok şey kaybettirir" diyerek sözlerini sürdürdü.
Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet gazetesinde "Yazdım ama kendim de inanmadım" başlığıyla yayımlanan (21 Ağustos 2010) yazısı şöyle:
Yazdım ama kendim de inanmadım
GÜCÜM yetseydi.
Bu referandum hengâmesi içinde sesime kulak veren olsaydı.
Her tarafta, “Atış serbest” komutları kulakları sağır etmeseydi.
Liderlere şunu söylemek isterdim:
“Lütfen ateşkes olayını siyasi malzeme yapmayın...”
Ama bunu sadece “sistemin” partilerine değil, BDP yöneticilerine de söylerdim.
“Kardeşim, siz de ateşkesi şantaj aracı haline getirmeyin.”
Silahların susması, kanın durması hepimizin menfaatinedir.
Bunun üzerinden siyaset yapmak kimseye yarar sağlamaz.
Kan üzerine kurulan, kanla yıkılır gider.
***
Demokratikleşme aracı gibi sunulan referandumun, Türkiye’ye tamiri çok zor zararlar verdiğine gittikçe daha çok inanıyorum.
Ama şu günlerde en büyük zararı Kürt sorununun çözümü yolundaki çabalara veriyor.
Bir kampanya düşünün ki, başında iktidar partisi, öteki partileri “PKK ile işbirliği yapmakla” suçluyor.
Sonra birden ateşkes ilan ediliyor.
Bu defa muhalefet iktidarı PKK ile gizli anlaşma yapmakla suçluyor.
Şuna inanıyorum.
Artık laçka haline gelen ateşkes, her defasında Türkiye Cumhuriyeti devleti karşısında PKK’ya yeni bir mevzi kazandırıyor.
“Mavi Marmara” olayı sırasında, Türkiye’nin tutumunun PKK’ya uluslararası planda zemin kazandıracağını yazmıştım.
Başbakan meydanlardan bana cevap vererek, “PKK ile Hamas’ın ne ilgisi var” diye sormuştu.
İlgisi olmayabilir.
Ancak bu olayın dışardan algılanması farklı.
Nitekim PKK bu zemini iyi kullandı.
Neticede bundan 2-3 ay öncesine göre Türkiye bugün çok daha ciddi ve büyük bir PKK sorunu ile karşı karşıyadır.
Bu referandumun başında bütün liderlerin bir tür “Centilmenler Anlaşması” yapmasını isterdim.
Kimse “Kürt sorununu istismar etmeyecek, siyasi malzeme olarak kullanmayacak”.
Şuurlu bir milletin siyasetçileri, kampanyaya bu konuda ant içerek başlardı.
Ne yazık ki tam tersi oldu.
***
Önce Başbakan, muhalefet liderlerini, “PKK ile ruh ikizi olmakla” suçladı.
PKK saldırılarını ve askerin kayıplarının yarattığı olumsuz havayı bu propaganda ile kapatmaya çalıştı.
Bir kere daha gördük ki, Kürt sorunu ve PKK her siyasetçi için bir “bumerang”dır.
O bumerangı rakibinize fırlatmaya kalkarsanız, bir gün dönüp sizin başınıza patlar.
Buyrun şimdi de muhalefet bu Erdoğan’ı “PKK’nın ruh ikizi” olmakla suçluyor.
***
Ateşkes yararlı bir süreçtir.
Silahlar susunca, mantık ve vicdan daha rahat konuşur.
Her tarafta mantık ve vicdanın konuşmaya başlaması, bizi çözüme yaklaştırır.
Bence henüz geç değil.
Liderler, referandumda ateşkes olayını istismar etmemek için bir centilmenler anlaşması yapabilirler.
Şimdi bu cümleyi yazdım ama, kendim bile inanmıyorum.
Hayatım boyunca çok siyasi kampanya izledim ama samimi olarak söylüyorum bu kadar seviyesizini, bu kadar ilkesizini görmedim.
İnsanların soyunun sopunun bile sorgulandığı bir kampanyadan “centilmenlerin” çıkmasını bekleyebilir miyiz?
Olsun naiflik bizde kalsın, biz yine söyleyelim.
PKK’yı ve ateşkesi siyasi malzeme olarak kullanmak, Türk siyasetinde kimseye bir şey kazandırmaz, ama Türkiye’ye çok şey kaybettirir.