Gündem

'Atatürk ve İnönü Olmasaydı...'

Emre Kongar: Türkiye’nin Bağımsızlık Savaşı, Cumhuriyet ve Demokrasi öyküsü uzundur... Tektir ve biriciktir

29 Ekim 2013 11:33

Emre Kongar

Cumhuriyet

Bağımsızlık Savaşı’nın kahraman komutanları genellikle Cumhuriyetçi değildi... Sadece İsmet Paşa daima Atatürk’ün yanında yer aldığı ve sonradan da Çok Partili Düzen’e geçtiği için Cumhuriyetçidir...
Bir de Mareşal Fevzi Çakmak, Mustafa Kemal’e inandı ve onun Cumhuriyet projesine destek
verdi...

Buna karşılık, Rauf Bey, Karabekir Paşa gibi Mustafa Kemal’in yakın arkadaşları Cumhuriyete  karşıydılar... Cumhuriyete karşı oldukları için de savaşın kazanılmasından sonra, Mustafa Kemal’in yönetimine muhalefet ettiler. Bu onların kahramanlıklarına gölge düşürmez...

Nitekim Atatürk’ün ölümünden sonra İsmet İnönü bunlarla barışmış, kabul edenleri devlet içinde önemli görevlere getirmiştir.

***

İsmet İnönü, henüz sermaye sınıfı ve ona bağlı olarak işçi sınıfı gelişmediği, demokrasinin temel sınıfsal yapısı oluşmadığı halde, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Çok Partili Düzen’e geçti… Zaten Cumhuriyet projesi de sınıfsal altyapı olmadan başlatılmamış mıydı! Ama Tek Parti yönetiminde reformlar (devrimler) yaparak Cumhuriyeti kurmak başka şey, Çok Partili Düzen’de, olmayan bir çağdaş sınıfsal yapıyı ve bu yapıya dayalı çağdaş bir toplumu, feodalitenin (toprak ağalığının ve dinci köylülüğün) direnişine karşın geliştirmek başka şeydi! 

***

Nitekim, Türkiye’deki Çok Partili Düzen bir türlü gerçek demokrasiye evrilemedi... Gerçek bir demokratik anayasayı hedefleyen 27 Mayıs müdahalesi, Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın asılmasıyla kana bulandı ve toplumda ciddi düşmanlıkları körüklediği için uzun vadede beklenen gelişmeyi sağlayamadı. Onun arkasından gelen 12 Mart ve 12 Eylül müdahaleleri ise hem çağdaş bir demokrasiyi hedefleyen 27 Mayıs Anayasası’nı ortadan kaldırdı, hem de dinci çizgide feodaliteye boyun eğdi... Üstelik de askeri vesayetle demokrasinin gelişmesini ve serpilmesini engelledi. 

***

Türkiye’nin Bağımsızlık Savaşı, Cumhuriyet ve Demokrasi öyküsü uzundur... Tektir ve biriciktir... Ama bu öykünün en acıklı sayfası, oturdukları koltukları Cumhuriyet ve Demokrasiye, Cumhuriyeti ve Demokrasiyi kuran Atatürk ve İnönü’ye borçlu olanların, onlara saldırmakta oluşlarıyla, günümüzde
yazılmaktadır!