Gündem

"Atatürk hiçbir zaman 'yedi düvel' hamasetine kapılmadı"

"Milli Mücadele’yi 'anlamak' gibi bir zihniyet sorunumuz var"

10 Kasım 2017 11:02

Hürriyet yazarı Taha Akyol, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıl dönümü 10 Kasım'da, "Bugünkü varlığımızı sağlayan, Milli Mücadele’dir" dedi. ‘Anlamak’ kelimesini tırnak içinde kullandığını yazan Akyol, "Yazdım çünkü böyle bir zihniyet sorunumuz var" ifadesini kullandı. Mustafa Kemal, Amerika’yı da İngiltere’nin Doğu siyasetinden uzak tutmaya çalışıyordu. diyen Akyol "Atatürk hiçbir zaman 'yedi düvel' hamasetine kapılmadı" dedi.

Akyol'un "Milli Mücadele'yi 'anlamak" başlığıyla (10 Kasım 2017) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

‘Anlamak’ kelimesini tırnak içinde yazdım çünkü böyle bir zihniyet sorunumuz var.

PISA sınavlarında verilen Türkçe bir metni ne kadar anlıyorsak okuduğumuz bir tarih kitabını, dinlediğimiz bir hitabeyi de o kadar anlıyoruz.

Duygusallıklar ağır basıyor; hayranlık veya husumet duyguları “bilgi”yi, “anlama”yı ve tabii sonuçta “muhakeme etmeyi” zaafa uğratıyor.

Miting meydanlarındaki taşkın konuşmalar oy getirmekten başka neye yarıyor?

‘Milli Kahramanımız'

Milli Mücadele, bütün tarihimizde en önemli birkaç belirleyici başarıdan biridir; bugünkü varlığımızı sağlayan, Milli Mücadele’dir. Hamasi duygularımızın olması tabiidir, hatta olmaması eksikliktir.

Fakat duygularımız “bilgi” ihtiyacını ortadan kaldırmamalı. “Coşku”larımız “muhakeme” yeteneğimizi zaafa uğratmamalı.

Bu açıdan, Mustafa Kemal Paşa’nın Sakarya Harbi devam ederken AP ajansına verdiği mülakattan bahsetmek istiyorum. İstanbul gazetelerinde 2 Eylül 1921’de yayımlanmıştı.

Yukarıdaki kupürde görüldüğü gibi, muhafazakâr Tevhid-i Efkâr gazetesi “Milli kahramanımız Mustafa Kemal Paşa diyor ki” manşetiyle yayımlamıştı.

Rasyonel diplomasi

Mustafa Kemal, AP ajansına yaptığı açıklamada “senelerce mücadeleye mecbur olsak bile Yunanları Anadolu’dan atmada azimliyiz” diyordu. Fakat Amerika’dan da bahsediyor, cumhuriyet gündemde olmamakla birlikte “Amerika kadar demokratız” diyordu.

Savaş devam ederken Amerika’ya bu seslenişin anlamı neydi?

Roma ve ardından Paris’te Ankara hükümetinin temsilciliklerini açarak İtalya ve Fransa’yla iyi ilişkiler kurmak suretiyle İngiltere’yi tecrit etmeye çalışan Mustafa Kemal, Amerika’yı da İngiltere’nin Doğu siyasetinden uzak tutmaya çalışıyordu.

Hiçbir zaman “yedi düvel” hamasetine kapılmadı.

Onun bu diplomasisi başarılı olacak, hatta İtalya ve Fransa’dan silah, cephane ve kamyon satın alınacak, Büyük Taarruz’un günü bunların gelmesine göre ayarlanacaktı.

Sovyet Rusya’dan da bağış halinde büyük yardım alındı.

Milli Mücadele’yi “anlamak” için kahramanlık gerçeğinin yanında mutlaka bu rasyonel planlamayı ve rasyonel diplomasiyi görmek gerekir.

Zira bugün rasyonelliğe ihtiyacımız vardır.