-Atatürk de 11 kapalı oturumda Meclisi bilgilendirdi TBMM (A.A) - 25.10.2011 - ''Terör'' konusuyla gündeme gelen Meclisin bir konuyu kapalı oturumla gündeme almasına ilişkin uygulama, en çok Kurtuluş Savaşı, Lozan süreci ve Kıbrıs konusunda yapıldı. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de 11 kapalı oturumda Meclisi bilgilendirdi. Meclis, Kurtuluş Savaşını yönettiği 1920-1921-1922 yıllarında yoğun şekilde kapalı oturumlar gerçekleştirdi. Genel Kurulda, 1920'de 28, 1921'de 50 ve 1922'de 83 kapalı oturum yapıldı. Kurtuluş Savaşı sonrasındaki Lozan sürecinde de sık sık kapalı oturumlar gerçekleştirildi. 1923 yılında yapılan 21 kapalı oturumun 11'inin konusunu Lozan Konferansı oluşturdu. 1924'te yapılan 7, 1925'te yapılan 13 kapalı oturumun konusu ise ağırlıklı olarak iç güvenlik meseleleri ile ilgiliydi. 1925'te 13 kez gerçekleştirilen kapalı oturum uygulamasına, 1934 yılına kadar başvurulmadı. Kapalı oturum 1934 yılında bir kez yapıldı, sonra 1962 yılına kadar görüşmelerde yine bu uygulamaya gidilmedi. 1962'de 6 kez yapıldıktan sonra yeniden sıklaşmaya başlayan kapalı oturumlar, ağırlıklı olarak Kıbrıs konusunda gerçekleştirilmeye başlandı. 2000'li yıllarda ise kapalı oturumların büyük bir bölümünü, Irak ve terör konuları oluşturdu. -ilk kapalı oturum 24 Nisan 1920'de- Meclisin ilk kapalı oturumu, 24 Nisan 1920'de yapıldı. Atatürk, bu oturumda iç gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu. Mustafa Kemal Atatürk, sonraki 9 kapalı oturumda, iç ve dış gelişmeler ile çeşitli konularda Meclisi bilgilendirdi. Kurtuluş mücadelesinin verildiği yıllarda ayrıca; ''asker firarileri, Adana'nın Fransızlardan tahliyesi, Konya isyanı hakkında İçişleri Bakanının beyanatı, Rus Bolşevik Cumhuriyeti ile ilişkiler, Ermenilerle yapılan müzakerat, Çerkez Ethem meselesi, Sevr Anlaşması hakkında İstanbul'da Tevfik Paşa'ya çekilen telgraf, Burdur'da müsadere olunan koyunlardan bir kısmının suistimal edildiğine dair isnatlar hakkında dördüncü şube mazbatası ve Demirci Efe hakkında Refet Paşanın beyanatı'' kapalı oturumlarda ele alındı. Londra ve Moskova Konferansları, 17 Mart 1921 yılındaki kapalı oturumda görüşüldü. 7-9-10 Ekim 1922 tarihlerinde yapılan 3 ayrı kapalı oturumda ise Mudanya Konferansı ele alındı. -Lozan Konferansı için 11 kapalı oturum- Mecliste, Lozan Konferansı için de kapalı oturumlar yapıldı. 25-28-29 Ocak 1923, 5-7-21-27 Şubat 1923 ve 3-4-5-6 Mart 1923 tarihlerindeki kapalı oturumlarda, Lozan Konferansına katılan İsmet İnönü ile milletvekilleri, yapılan görüşmeler ve müzakereler hakkında bilgi sundu. Yunan taarruzu üzerine oluşan durum ve TBMM'nin Kayseri'ye nakli konuları, 23 Temmuz 1921 tarihli kapalı oturumda ele alındı. Atatürk'e ''Başkumandanlık'' unvanı verilmesi de kapalı oturumda görüşüldü. Fransızlarla yapılacak itilafname, 1921'de yapılan 5 kapalı oturumda tartışıldı. Halife Vahidettin'in firarı ve hali hakkında durum ile Halifeliğe Abdülmecit Efendinin seçilmesi konusunda, 18 Kasım 1922'de kapalı oturum yapıldı. Meclis'te, İstiklal Mahkemelerinin kurulması hakkında da kapalı oturum gerçekleştirildi. Genel Kurulda, 27 Mart 1975'te yapılan kapalı oturumda; Hakkari, Mardin, Siirt ve Diyarbakır'da sıkıyönetim ilanı ile Ankara, İstanbul, Adana ve İçel'de ilan edilen sıkıyönetim süresinin uzatılması konuları görüşüldü. Türk askerinin yurtdışına gönderilmesi konusu da kapalı oturumlarda ele alındı. -Kıbrıs için yapılan kapalı oturumlar- Mecliste, Kıbrıs konusunda bugüne kadar 10 kapalı oturum yapıldı. Genel Kurulda, Kıbrıs konusundaki kapalı oturumların ilki, 16 Haziran 1958 tarihinde gerçekleşti ve Kıbrıs meselesinin son durumu ele alındı. Kıbrıs konusunu 1964 yılında 4 ayrı kapalı oturumda ele alan Genel Kurul, 1965'te iki, 1967'de ise bir oturumda Ada'daki gelişmeleri değerlendirdi. Kıbrıs konusundaki son kapalı oturum ise 23 Kasım 2001'de yapıldı. 20 Temmuz 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatından önce yapılan 8 kapalı oturumun tutanaklarının gizliliği ise halen sürüyor. -Irak'la ilgili 7 kapalı oturum- TBMM Genel Kurulunda yapılan kapalı oturumların önemli bir bölümünü de terörle mücadele çerçevesinde Irak ve Irak'ın kuzeyi ile ilgili yapılan 6 kapalı oturum oluşturdu. Bu kapalı oturumların ilki, 6 Şubat 2003'te Irak'a olası müdahale için hazırlık yapılabilmesi amacıyla ABD'ye mensup teknik ve askeri personelin 3 ay süreyle Türkiye'de bulunması için TBMM'ye sunulan Başbakanlık Tezkeresi üzerinde oldu. Türk askerinin yurtdışına gönderilmesi, yabancı askerlerin de 6 ay süreyle Türkiye'de bulunması için yetki istemini içeren ve kabul edilmemesi nedeniyle çokça tartışılan Başbakanlık Tezkeresi de 1 Mart 2003'teki kapalı oturumda görüşüldü. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak'a gönderilmesine ve yabancı silahlı kuvvetlere ait hava unsurlarının Türk hava sahasını kullanabilmesine izin veren Başbakanlık Tezkeresi ise 20 Mart 2003'teki kapalı oturumda ele alındı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ta güvenlik ve istikrara katkı yapmak amacıyla Irak'a gönderilmesine ilişkin tezkere, 7 Ekim 2003'te Genel Kuruldaki kapalı oturumda kabul edildi. Genel Kurulda, 23 Ocak 2007'deki kapalı oturumda da AK Parti ve CHP'nin, Irak'taki gelişmeler ile bölücü terör örgütünün Kuzey Irak'taki faaliyetleri ve Kerkük'ün durumuna ilişkin önergeleri birleştirilerek görüşüldü. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak operasyonu hakkındaki kapalı oturum, 20 Mart 2008'de yapıldı. Irak'la ilgili son kapalı oturum ise 12 Ekim 2010'da yapıldı. Bu kapalı oturumun konusunu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ın kuzeyinden Türkiye'ye yönelik terör tehdidinin bertaraf edilmesi amacıyla sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere, Irak'ın, PKK'lı teröristlerin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesine ilişkin Hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi oluşturdu. Irak'la ilgili kapalı oturum tutanakları, 10 yıl gizli kalma şartı nedeniyle bugüne kadar açıklanmadı. -Güneydoğu ve terör sorunu için 4 kapalı oturum- TBMM Genel Kurulu, Güneydoğu ve terör konusunu tartışmak üzere de kapalı oturum yöntemine başvurdu. Konuyla ilgili bugüne kadar 4 kez kapalı oturum yapıldı. 1987'de Güneydoğu olaylarının tümü hakkında, 1990'da Hükümetin terörle ilgili çalışmaları ve 1996'da da ''Çekiç Güç'' konusunda kapalı oturum gerçekleştirildi. Bu kapalı oturumlardaki tutanaklar da açıklanmadı. Mecliste, 20 Şubat 1985'de Bulgaristan'da yaşayan Türklerin içinde bulundukları durum (açıklanmadı), 2 Şubat 2000'de Mavi Akım Projesi, 14 Mart 2003'te İş Kanunu Tasarısının 11. maddesi, 13 Şubat 2008'de Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilen Vakıflar Kanunu ve 4 Mart 2008'de büyükşehir belediye sınırları içerisinde ilçe kurulmasına ilişkin kanun tasarısı kapalı oturumlarda ele alındı. Genel Kurulda 13 Mayıs 2009 yılında yapılan kapalı oturumda, Suriye sınırındaki kara mayınlarının temizlenmesi konusu görüşüldü. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce ve 21 milletvekilinin, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısının 26. maddesi üzerinde verdiği değişiklik önergesi, 10 Haziran 2010'daki kapalı oturumda değerlendirildi. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce ve arkadaşlarının talebiyle, ağırlıklı olarak kamunun vergi ile sosyal güvenlik prim alacaklarını yeniden yapılandıran, çalışma hayatına ilişkin düzenlemeler içeren ''torba tasarı''nın üçüncü bölümünde yer alan ''sigortalı ve hak sahiplerine yapılacak ücret artışlarını'' düzenleyen madde, 2 Şubat 2011'de kapalı oturumda görüşüldü. Libya'da istikrar ve güvenliğin yeniden sağlanmasına yönelik uluslararası çabalara çok boyutlu katkıda bulunmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi için 24 Mart 2011'de kapalı oturum yapıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kapalı oturumda Genel Kurulu bilgilendirdi. TBMM Genel Kurulunda, en son kapalı oturum, 20 Ekim 2011'de AK Parti, CHP, MHP ve BDP'nin terör konusunda verdiği genel görüşme önergelerinin öngörüşmeleri için yapıldı. Toplamda, bugüne kadar Mecliste 263 kapalı oturum yapıldı; bunların 52'sinin gizliliği devam ederken, 211'inin tutanağı açıklandı. -10 yıl saklanıyor- İçtüzüğe göre, kapalı oturumlara, bakan ve milletvekillerinin dışında kimse alınmıyor; Genel Kurul Salonu çevresinde bulunan kulisler, koridorlar, basın merkezinde salon bitişiğindeki bürolar boşaltılıyor. Genel Kurulun uygun görmesi halinde yeminli stenograflar tutanakları tutabiliyor. Kapalı oturum görüşmeleri hakkında açıklama yapılamıyor, bunlar devlet sırrı olarak saklanıyor. Tutanak, özetiyle birlikte bir zarfa konularak, katip üyelerce mumla mühürlenip, Meclis arşivine teslim ediliyor. Kapalı oturum tutanakları, 10 yıl geçtikten sonra yayımlanabiliyor. Kapalı oturumda, birleşimin gizliliği nedeniyle sadece işitme engelli kavaslar görev yapabiliyor.