Kayseri yakınlarında yürütülen kazı çalışmalarında Bronz Çağı'ndan kalma 12.000 tablet bulan arkeologlar ve ekonomistler, binlerce yıl önce Anadolu'da kurulmuş antik kentlerin izini keşfetti.
Araştırmacılar, 4000 yıl önce bugünkü Irak topraklarından çıkan Asurlu tüccarların orta Anadolu'ya yerleşmeye başladığını ve bölgede ticarete giriştiğini belirtiyor.
Ulusal Ekonomik Araştırmalar Ofisi tarafından yayınlanan çalışmadaTüccarların mal sevkiyatı, borçlar ve yeni ticaret anlaşmaları üzerine yazdıkları tabletlerin daha önce bilinmeyen çok sayıda antik kentin nerede olabileceğine ışık tuttuğu vurgulanıyor.
Araştırmada, "4000 yıl önce Kaniş kentine gelen Asurlu tüccarlar, burada altın ve gümüş karşılığında Asur'un en önemli ihracat ürünü olan kalay ve kumaş satmaya başlamış" deniyor.
Bir kil tablette, binlerce yıl önce yaşamış olan bir tüccar, "Ninassa Kralı ile tanıştım. Ama benden tek bir parça kumaş bile almadı" diyor.
Ancak arkeologlar ve toplanan verileri inceleyen ekonomistler, "Asıl değerli veriler, sevkiyatların boyutu, sıklığı ve nerelere yapıldığı konularındaki detaylı bilgiler. Bu veriler sayesinde daha önce nerede kurulu olduğunu bilemediğimiz antik kentlerin yerlerini tespit edebiliyoruz" diyorlar.
Asurlu tüccarların tabletlerinde Sinahuttum antik kentinin adı 14 kez geçiyor. Bu kentte bulunan bir eşek pazarından ve oldukça hareketli bir yün piyasasından bahsediliyor.
Araştırmacıların modeli, bu kentin Hattuşa'nın kuzeydoğusunda, yani günümüzde Çorum'un Boğazkale ilçesinde olduğunu gösteriyor.
Aynı yöntemle Durhumit, Kuburnat, Suppiluliya ve Vaşaniya adlı antik kentlerin yerleri de belirlendi.
Araştırma ekibinden Chicago Üniversitesi Ekonomi Profesörü Ali Hortaçsu, elde edilen verilerin sadece antik kentlerin yerini belirlemekle yetinmediğini, bu kentlerin ne kadar varlıklı olduğunu da söylemenin artık mümkün hale geldiğini ifade ediyor.
Proje direktörü Harvard Üniversitesi'nden Asurolog Gojko Barjamovic ise İngiltere'de yayınlanan Times gazetesine yaptığı açıklamada "Türkiye'nin bu araştırmanın sonuçlarını temel alarak yeni kazı alanlarına izin vermesini beklemiyoruz. Arkeoloji dünyası aynı zamanda uluslararası siyaset dünyasının bir parçası" diyor.