Radikal gazetesi yazarı Pınar Öğünç, faili meçhul cinayete kurban giden Cemil Kırbayır'ın annesi Berfo Ana'nın ölümü ardından bir başka faili meçhul olan Nezir Tekçi'nin hikayesini yazdı. Öğünç, "En son 28 Nisan 1995'te görülen çoban Nezir Tekçi'nin babası Halit Tekçi'nin on beş yıl sonra o dönem geçici olarak Yüksekova’da görevlendirilen Gelibolu Piyade Tugayı’ndan bir ere ulaştığını" belirtti ve "Bu sayede 2009’da Nezir Tekçi için yeni bir dosya açıldığını" söyledi. Tanık er, mahkemeye verdiği ifadede şunları söyledi: "Komutan, Tekçi’ye ‘PKK silahlarının nerede olduğunu’ sordu. Hiçbir şey bilmediğini söyleyen Tekçi 10 metre ileri götürüldü ve komutan bağırdı: 'Hangi askerler Kürt, parmak kaldırsın.' 20’ye yakın el kalktı. Fakat ateş etmeyeceklerini söylediler. Bir teğmen, komutanına kendisi vurmayı önerdi. Er, önce o teğmenin, sonra da emir verilen bütün askerlerin Nezir Tekçi’ye ateş ettiğini anlattı. Kendisi de onlardan biriydi. Komutan, sonra mayıncıyı çağırdı ve Nezir Tekçi’ye mayın bağlanarak havaya uçuruldu ve kafası koptu." Tekçi davasının bir sonraki duruşması 5 Mart'ta görülecek.
İşte Öğünç'ün "Çoban Nezir Tekçi kurşuna mı dizildi?" başlığıyla Radikal'de yayımlanan (22 Şubar 2013) yazısının ilgili kısmı:
Nezir Tekçi davasını 90’lar boyunca işlenen faili meçhul cinayetlerden ayıran nokta, 15 yıl sonra ortaya çıkan tanık. Bir yanıyla bildik, bir yanıyla hiç bilmediğimiz bir hikâye.
Dağlıca’ya bağlı Demir (Mêdê) Köyü’nde yaşayan Tekçi ailesi, 1988’de köylerinin boşaltılmasıyla önce Üçkardeş (Zerê) Köyü’ne, sonra da Güngör Mahallesi’ne yerleşti. Mecbur bırakıldıkları bu göç 16 nüfuslu aileyi iyice yoksullaştırdığından, erkek çocuklar çevre köylere çobanlığa gidiyordu. Nezir Tekçi onlardan biriydi. 28 Nisan 1995 ise son görüldüğü gün. O dönem de soruşturma açıldı fakat Van 21. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 15 Aralık 1997 tarihli kararı kovuşturmaya gerek olmadığını söylüyordu.
Baba Halit Tekçi’nin elinden gelen yoktu ama peşini de bırakmadı. Kendi çabalarıyla 1995’te geçici olarak Yüksekova’da görevlendirilen Gelibolu Piyade Tugayı’ndan bir ere ulaştı. Tanık köylülerin de işaret ettiği bu bölüktü. Bu sayede 2009’da Nezir Tekçi için yeni bir dosya açıldı.
Er ifadesinde, 50 kişilik grupla yapılan o operasyon gününü, çoban Tekçi’nin nasıl yakalandığını, komutanın Tekçi’ye ‘PKK silahlarının nerede olduğunu’ sorduğunu anlattı. İfadesine göre, hiçbir şey bilmediğini söyleyen Tekçi 10 metre ileri götürüldü ve komutan bağırdı: “Hangi askerler Kürt, parmak kaldırsın.” 20’ye yakın el kalktı. Fakat ateş etmeyeceklerini söylediler. Bir teğmen, komutanına kendisi vurmayı önerdi. Er, önce o teğmenin, sonra da emir verilen bütün askerlerin Nezir Tekçi’ye ateş ettiğini anlattı. Kendisi de onlardan biriydi. Tanık asker mahkemede komutanın sonra mayıncıyı çağırdığını ve Nezir Tekçi’ye mayın bağlanarak havaya uçurulduğunu söyledi. Ve kafasının koptuğunu ve...
Çevre köylerden olayı görenler, başka birlikte olup da operasyona katılanlardan olayı dinleyenler de tanık olarak dinlendi. Eskişehir’e taşınan davanın bir sonraki duruşması 5 Mart’ta. Orada bulunan bir er daha dinlenecek. O komutan şu anda üst rütbeden emekli; dönemin teğmeni ise terfi etmiş olarak görev başında. İddianamenin suç hanesinde ‘Canavarca bir his sevki ile veya işkence ve tazip ile kasten öldürme’ yazıyor.
Ailenin, tanıkların etkilenebileceğine, ifadelere rağmen dosyanın örtbas edileceğine dair endişesi var. Belki bu ihtimali bir nebze düşürmenin yolu, 1995’te Gelibolu Piyade Tugayı’nda görevli daha çok kişinin tanıklık etmesi. Yıllardır oğlunun ölümünü aydınlatmaya çalışan Halit Tekçi de felçli yatalak eşi de tek bunu istiyor hayattan.
Katillerinin bulunması için Berfo Kırbayır’a verilen söz, Tekçi ailesine de verilen bir söz değil midir? 5 Mart’ta.