Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı televizyon programında, kendisine sorulan 'Darbeler maddesinden Türkiye ne zaman kurtulacak?' sorusuna verdiği cevapta, 'Şu anda içeride 400'e yakın emekli muvazzaf emekli subay, astsubay var. Hemen hemen hepsi tutuklu. Kimi örgüt kurmaktan kimi de üyelikten. Böyle bir şeyin hükümleri kesinse, işi bitir.' ifadesini kullandı. Anadilde savunma hakkı ile ilgili olarak da 'Bu ülkenin resmi dili Türkçe... Bitti" dedi.
'Böyle bir şeyin hükümleri kesinse...'
Katıldığı televizyon programında, bir gazetecinin 'Darbeler maddesinden Türkiye ne zaman kurtulacak?' sorusuna Erdoğan, şöyle yanıt verdi:
"Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda kendi parlementer sistemi ile en uyumlu hale gelmiş durumda. Bazı medya organları Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı çok haksız davranıyorlar. Kırsal kesimde güvenliği sadece polis teşkilatı ile yürütün. Yürütemezsiniz. Demek ki ihtiyaç var. Bir zamanlar ilçelerde jandarma vardı. Şimdi beldelerde var. Belki bir zaman sonra beldelerde de olmayacak. Hudut koruması ile ilgili asker alımı yapalım dedik. Çok düşük bir sayı geldi. Bedel konusunda piyasasdan çok farklı rakamlar olmasına rağmen talep yok. Şu anda içeride 400'e yakın emekli muvazzaf emekli subay, astsubay var. Hemen hemen hepsi tutuklu. Mağdur ya da şüpheli olarak gelenler oluyor. Çok daha ağır olanı örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan... Böyle bir şeyin hükümleri kesinse işi bitir. Ama kesinlik yoksa yüzlerce subayı bu şekilde dğerlendirisen, Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin içindeki bütün moralleri alt üst eder. Terörle nasıl mücadele edecek bu insalar. Benim Genelkurmay Başkanım Şemdinli'ye kadar gidip operasyon yönetebiliyor. Bu mücadeleyi veren inasanlara arka taraftan örgüt elemanı dersen, nasıl oluyorda bu örgüt orada terörle mücadele ediyor. Bu yenilir yutulur birşey değil. 232 kişi bu şekilde sürekli çağırılınca, üste de kuvvet komutanlarımız biz bu mücadeleyi verirken ben bu 232 nasıl göndereceğim diyor oralar. Bunu anlamak mümkün değil."
'Resmi dil Türkçe'dir. Bitti!'
Erdoğan, "Ana dilde savunma demeyelim, kelimelere dikkat edelim. En iyi şekilde kendini nasıl ifade edebiliyorsa öyle etsin. 'Bu iş resmi dil talebini getirir' diyorlar. Geçin bu işleri. Bu ülkenin resmi dili Türkçe. bitti" şeklinmde konuştu.
'5 Tane daimi üyenin iki dudağının arasında dünyada adalet çıkmaz'
Türkiye'ye yerleştirilen patriot bataryalarıyla ilgili kaygıların hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
"Gerek Rusya, İran ve Çin noktasında sıkıntılarımız var. En başta Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, daimi üye olarak ki ortak bir akla destek vermiyorlar. Sürekli orada engel oluşturuyorlar. Bu da zaten Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin oluşumun ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Hatta benim iki yıldır yaptığım konuşmalar bunu vurguluyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi şu anda tartışmalıdır. Buradan adalet, hukuk beklemeyin, çıkmaz. 5 tane daimi üyenin iki dudağının arasında dünyada adalet çıkmaz. Savaş zamanının anlayışı içerisinde kurulmuş bir yapı ve bu yapı adalet dağıtacak. Olmuyor. Bir tanesi hayır dediği anda olmuyor. Putin gerek İstanbul'da ki görüşmelerde, gerekse daha sonra, 'Beş Beşar'ın avukatı değilim' dedi. Fakat gelişmelerde ikimizde dışişleri bakanlarını görevlendirelim dedik. Hala bu kondua bir gelişme yok. Bu süreci biz bırakacak mıyız? Hayır. 60 bin Suriye'de ölüm var. bu bilineni. 'İçeri'de artık Beşar'ın dayanması mümkün mü?' derseniz. Beşar şu anda arkadan desteklerle duruyor. Ama Suriye halkının desteğini hergün kaybediyor. Muhalif güçler şu adan destek aldığı sürece er ya da geç Suriye halkı kendi iradesini iktidara getirecektir. Bu şekilde bunun gitmesi mümkün değil. her geçen gün muhalif güçlerin güçlendiğini görüyorum. Şu anda Şam, kuşatma altında. halep büyük ölçüde muhalif güçlerin elinde. Tablo çok daha farklı olacaktır diye düşünüyorum."
'Suriye'ye umulmadık yerlerde, umulmadık müdahaleler geliyor'
Konuşmasında Suriye'deki son durumu da değerlendiren Erdoğan, "Suriye'de bu durum Suriyeliler tarafından çözülür. Biz hükümet olarak bütün imkanlarımızla 500 milyon doların üzerinde destek verdik" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bunları AFAD'dan milli bütçemizden veriyoruz. Birileri, 'harcamalar fırladı' dedi. Buralar elimiz uzatmamız gereken yerler. Ancak uluslararası camiayı bizim bu nokada ateşlememiz gerekiyor. Amerika'ya gittiğimizde gündeme getireceğiz. 'Biz bunları yaptık, sizin elinizde ne var' diyeceğiz. Daha sıkı bir müdahale gerekiyor buraya. gerekirse Rusya'yı, Amerika'nın da sıkıştırması gerekiyor. Suriye'ye umulmadık yerlerde, umulmadık müdahaleler geliyor. Bu bizi çok üzüyor."