Politika

Askerin iki günahı

TSK'ya yakınlığıyla bilinen Mehmet Ali Kışlalı'ya göre, Özkök ve Büyükanıt'ın hatalarının sonucu Gül'ün Köşk'e çıkması

30 Ağustos 2008 03:00

Radikal yazarı Mehmet Ali Kışlalı'ya göre, eski Genelkurmay başkanları emekli orgeneraller Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt'ın bazı hataları, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığını kolaylaştırdı. Askerlere yakınlığıyla bilinen Kışlalı, bugünkü yazısında TSK'yı eleştirdi. Kışlalı şunları yazdı: 
 
"Bence Gül’ün, hiç arzu etmediğim, bu makama gelmesi askerin iki hatasından kaynaklanmıştır. Bunlardan biri; sakıncaların AKP‘ye gerektiği gibi ifade edilememesinden, diğeri ise TSK’nın Gül ile ilgili bir değerlendirmesi hakkında yeteri kadar açık-seçik olmamasından kaynaklanmıştır.
Eşi türbanlı bir siyasetçinin, ‘Atatürk’ün Evi’ olarak görülen Çankaya’ya çıkmasının TSK içinde nasıl karşılanacağını, emekli Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş başta, birçok komutan açık şekilde, defalarca ifade etmiştir. Ama Hilmi Özkök‘ün görevi sırasında, ‘Biz kafaların dışı ile değil içi ile ilgiliyiz’ şeklindeki bir görüşün kamuya yansıması, AKP üzerinde, TSK’nın türbanla ilgili hassasiyeti hakkında kuşkular yaratmış olmalıdır. AKP Lideri Erdoğan’ın, seçimin ilk oylamasında Gül’ün Anayasa Mahkemesi kararı üzerine başarısızlığa uğramasını ve sonraki oluşumu dikkate alarak, yeni adayı diğer partilere danışarak seçeceğini açıklaması ülkeye sağlıklı bir dönem müjdesi verir görünmüştür.
Bu şansı askerin gerektiği gibi kullanmadığı düşüncesi geniş bir çevrede hâlâ tartışma konusudur. Çünkü Gül’ün türbanlı eşiyle, AKP’nin ikinci iktidar döneminde, tüm ülkeyi kucaklayacak saygıya, geçmişe ve yaklaşıma sahip olmadığı Erdoğan’a, ikna edici şekilde, asker tarafından anlatılamamıştır.
Türkiye’nin hangi vasıflara sahip bir cumhurbaşkanına, seçimlerden sonra, gereksinim duyacağını, kamuoyuna Yaşar Büyükanıt çeşitli vesilelerle yaptığı konuşmalarda açıklamıştır. Ama 22 Temmuz seçim neticelerinden sonra, Gül’ün ‘oylar bana verildi’ yanlış değerlendirmesinin ülkeye neye mal olacağı hakkındaki TSK değerlendirmesi, Erdoğan’a başarılı yöntemlerle ulaştıramamıştır.
Bundan dolayı da Erdoğan, Gül’ün ısrarı karşısında, gereken sağduyuya dayalı direnci gösterememiş, Gül’ün türbanlı eşiyle Çankaya’ya seçilmesi önlenememiştir.
Hilmi Paşa döneminde verilen ‘Bizi kafaların dışı değil içi ilgilendirir’ mesajının TSK’nın ne kadar paylaşılan görüşü olduğu hakkında anket yapmadım. Ama Gül’ün Çankaya’ya türbanlı eşiyle birlikte çıkmasından sonra TSK’nın neler hissettiğini gösteren birçok işareti izledim.
Öncelikle GATA’daki tören herkesde bir şok yaratmadı mı?
Bu noktada bir meslektaşımın ‘Büyükanıt, Gül seçilince, istifa etmeliydi’ değerlendirmesine katılmadığımı söylemeliyim. Çünkü Genelkurmay Başkanı’nın bu konudaki tavrı kendi adına değil TSK adına olmuştur. Bu mantığın kabulü yoksa müdahaleyi mi gerektirmeliydi?
Yaşar Paşa’nın TSK adına işlediği günah, değerlendirmenin Erdoğan’a gerektiği gibi ulaştırılmamasından kaynaklanmıştır. Yoksa TSK Gül seçildikten sonra kendisiyle
ilişkisini ‘yasanın gerektirdiği düzeyde tutarak’ üzerine düşeni yapmıştır.

Kanımca TSK’nın, hiçbir kademesinde, asla tartışılamayan, kabul edilmiş, kırmızı çizgileri, misyonu ile ilgili prensipleri vardır. Bunlar en veciz şekilde yeni Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tarafından, görev değişimi sırasında yapılan konuşmada belirtilmiştir."