Sağlık

Aşırı terleme hastalık habercisi olabilir

Aşırı terleme, kalp hastalıklarından sinirsel hastalıklara kadar pek çok rahatsızlığın belirtisi olabilir.

17 Aralık 2008 02:00

Uz. Dr Murat Görgülü, ellerinde ve vücudunun çeşitli noktalarında gün içinde devamlı terleme olan insanların mutlaka bir hekimden yardım alması gerektiğini belirterek, "Aşırı terleme, kalp hastalıklarından sinirsel hastalıklara kadar pek çok rahatsızlığın belirtisi olabilir" dedi.

Etiler Memorial Tıp Merkezi Dahiliye Bölümü'nden Uz. Dr Murat Görgülü Sabah gazetesine yaptığı açıklamada, aşırı terlemenin hastalıklarla ilişkisi hakkında bilgi verdi. Uz. Dr Görgülü, "Elleriniz sürekli terlediği için insanlarla tokalaşmaktan çekiniyorsanız. Koltuk altlarınız terlediğinde ter ya da koku önleyici ne kullansanız fayda etmiyorsa ve yalnız sıcak ortamlarda değil; gün içinde de devamlı olarak terlediğinizi düşünüyorsanız, bu durum aşırı terleme sorununuz olduğu anlamına gelir ve mutlaka bir uzman yardımı almanız gerekir.

Terleme insan vücudunun ısısını sabit tutmaya yarayan fizyolojik bir olaydır. Terin buharlaşması ile ısı kaybedilir ve vücut ısısının sabit kalması sağlanır. Bir günde salgılanan ter ortalama 100 cc'dir, aşırı efor ve sıcakta bu rakam saatte 1,5 litreye çıkabilir. Vücudumuzdaki ter bezi sayısı 2-3 milyon kadardır ve en fazla ter bezi avuç içinde bulunur. Terin içeriği; su, sodyum, klor, potasyum, üre gibi maddelerden oluşur; içindeki organik madde miktarının artması terin kötü kokmasına neden olur.

Terlemeyi artıran normal durumları şöyle sıralayabiliriz; ortam sıcaklığının artması, efor yapılması, aşırı heyecanlanma, nemli ortama girmek" dedi. Aşırı terlemenin, kalp hastalıklarından sinirsel hastalıklara kadar pek çok rahatsızlığın belirtisi olabileceğine dikkat çeken Uz. Dr Murat Görgülü, "Böbrek üstü bezlerinin ani bir stres ile uyarılmasına neden olan durumlar:

Ani tansiyon düşmesi, ani şeker düşmesi, aşırı kanamalar, kalp krizi ve erken dönem sıcak çarpması gibi rahatsızlıkların belirtileri arasında aşırı terleme görülebilmektedir" diye konuştu. Uz. Dr Murat Görgülü, bazı sistemik hastalıklarda da terleme ile ilgili bozukluklar olduğunu belirterek, bunları şöyle sıraladı:

"Enfeksiyon hastalıkları: Ateşli hastalıklarda ateş, ani ve çok miktarda terleme ile düşebilir, özellikle zatürre, sıtma, tifo ve bademcik iltihaplanmalarında bu olay görülür. Hipertiroidi denilen tiroid bezinin aşırı çalışması da aşırı terlemenin bir nedenidir. Artmış metabolizma hızı ve vücut ısısı nedeniyle sürekli terleme oluşur. Menopoz ve menopoz öncesi durum da kadınlarda ani gelen aşırı terleme nedenlerinden biridir. Kanser rahatsızlığı özellikle de omurga çevresinde bulunan ya da "Mediasten bölgesi" denen alanda bulunan tümörler sempatik sistemi sürekli uyararak aşırı telemeye neden olurlar.

Ağır kalp yetersizlikleri nefes darlığına neden olarak terlemeye neden olurlar. Akciğer rahatsızlıklarına bağlı nefes darlığı bir terleme nedenidir. "Raşitizm" denilen çocukluk çağı D vitamini eksikliği çocuklarda özellikle de kafa arkasında terlemeye neden olur, çocuklarda C vitamini eksikliği de terleme yapar. Sürekli kaygı oluşturan ruhsal sıkıntı durumları da sempatik sistem uyarısı ile terlemeyi artırır. Çocuklarda "Pembe hastalık" da denen "Akrodini" rahatsızlığı terlemeyi artırır, bu hastalıkta aşırı terleme ile birlikte el ve ayak parmaklarında ağrı, şişme ve pembeleşme olur. "Fenilketonüri" dediğimiz ve doğuştan gelen fenil alanin hidroksilaz enzimi eksikliğinde hastada gelişim ve zekâ geriliği ile birlikte aşırı terleme gözlenir."

Uz. Dr Murat Görgülü açıklamasını şöyle tamamladı: "Böbrek üstü bezinin ani olarak uyarılması ile sempatik sistemin aktive olması, bunun sonucunda bol miktarda soğuk terleme ile karakterizedir. Nedenleri başlıca; şiddetli ağrılar (Böbrek taşı, doğum gibi), ani şeker ve tansiyon düşmesi, mide ve bağırsak kanamaları, iç kanamalar, böbrek üstü bezi tümörleri ve bazı psikiyatrik ilaçların kullanılması olarak sayılabilir. Aşırı terlemenin bir hastalık belirtisi olup olmadığını anlamak için bazı tetkiklerin yapılması gerekmektedir, bu nedenle mutlaka bir dahiliye uzmanına başvurulmalıdır."