Koronavirüs

Aşı karşıtı miting düzenleyen Bedri Yalçın: Bill Gates çetesinin ticari sıvısına karşıyız, oynadıkları soykırım oyunu

"Buna aşı demek bile hakaret"

Bedri Yalçın

09 Eylül 2021 17:16

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak , Bora Gencer ve Dr. Bilgehan Bilge nin de katılım çağrısı yaptığı aşı karşıtı 'Büyük Uyanış' mitinginin iznini  alan Anadolu Birliği Partisi Genel Başkanı Bedri Yalçın, "Bill Gates çetesinin ticari sıvısına karşıyız, oynadıkları soykırım oyunu" görüşünü savundu. 

RS FM'den Atilla Güner'e konuşan Yalçın, "Biz bir kere aşı karşıtı değiliz. Aşı karşıtı olabilmemiz için bugüne kadar ne kendimize ne çocuklarımıza aşı yaptırmamız gerekir. Bill Gates çetesinin,  küreselci çetenin bunu topluma ticari sıvı olarak dayatmalarına karşıyız. DSÖ’nün kendi sayfasında bile açıkladığı, dört yılda ancak böyle bir aşı gerçekleşebilir diye belirttiği bir aşının 4 ay içinde böyle dayatmacı, usulsüzce, ne olduğu…." dedi. 

"Buna aşı demek bile hakaret"

Yalçın şu ifadeleri kullandı: 

"Buna aşı demek bile hakarettir. Bilim dediğiniz kim mesela? Bizde de 197 tane profesör arkadaş var, bunlar bilim dışı mı?  Buna siz bilim derseniz konuşmamıza gerek yok, demek ki siz de tarafsınız. Biz taraf değiliz, ayrıştırmaya karşıyız.

“Kendi ideallerini ve kendi arz ve taleplerini dikte etmek için bir oyun oynuyor”

Kendi ideallerini ve kendi arz ve taleplerini dikte etmek için bir oyun oynuyorlar. Bu oynadıkları oyunun senaryolarını topluma empoze etmek için de bu ticari sıvıyı kullanıyorlar. Oynadıkları çok oyun var hangi birinden bahsedebilirim ki. Biz kimseyi ikna etmek için yapmıyoruz biz bu meseleye inanmış olanlarla yola çıktık. Biz aşı karşıtı gibi bir açıklamamız yok. Türkiye’yi hedef alanlar tabii ki var. Türkiye üzerine oyunlar oynandığını bilmiyor musunuz?

“Oynadıkları oyun soykırım oyunu”

Oynadıkları oyun soykırım oyunudur. Bu böyle telefonda, televizyonda anlatılacak bir mevzu değil. Madem gazetecisiniz geleceksiniz bakacaksınız ne anlatılıyor burada diye. İsterseniz de gelmeyin.  Bunu bilmiyorsanız zaten biz sizi ikna etmeye çalışmayız. Biz Anayasa’ya yapılan bu saldırıya karşı Türk milletinin dimdik duracağı fikriyle düzenliyoruz bu mitingi. 17 siyasi partinin genel başkanı geliyor.”

Atilla Güner’le Akşam Postası muhabiri Arda Acaröz miting için kalkacak otobüsler hakkında bilgi almak için broşürlerde yer alan numaraları aradı. Şu yanıtları aldı: 

İçişleri Bakanlığı genelgesine göre otobüslerde aşı olmadan ve PCR testi olmadan yolculuk yapamıyoruz, mitinge nasıl gideceğiz?

"*Anadolu Birliği Partisi’nin logosu adı altında otobüsler hareket edecekler. Parti yetkilileri, ‘'emniyet ile gerekli irtibatları kurduklarını ve çevirmeye girmeyeceğimizi ve durdurulmayacağımızı' söylediler.

*Hem İstanbul Valisi’nden hem de bizzat İçişleri Bakanımızdan hem sözlü hem yazılı izin aldık. Otobüslerle gelirken polislerin bizi çevirmesine imkan yok. TC kimlik numarası, isim, soyad ve telefon numaranızı bize iletmeniz yeterli biz de İçişleri Bakanlığı’na ileteceğiz.

*Otobüsle gelebilmeniz için PCR testi ve aşı olmuş olmanıza gerek yok. Emniyetin yolda otobüsü çevirip aşı olup olmadığımızı ya da PCR testimizi sormaya hakkı yok. Otobüslerde olacak kişiler de bizler gibi dik duran insanlar polise orada göz açtırmazlar."

"Destek veren hekim kimlikli kişilerden utanıyoruz”

Yalçın’ın açıklamaları sonrası yayına bağlanan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Güray Kılıç ise “Böyle protestolara destek veren hekim kimlikli kişilerden utanç duyuyoruz” diyerek şu ifadeleri kullandı:

“Bütün dünya hastalıkla mücadele ediyor. Amerika’yı, Norveç’i, İsrail’i hepsinin birden soyunu mu kurutacakmış? Deli saçması şeyler bunlar. Allahtan hükümet bu tür safsatalara izin vermedi ve ülkeye aşıyı getirdi. Hatalar da olsa aşıyla buluştuk. İnsanlar düşüncelerini ifade edebilir. Bunlar yalanlarıyla saçmalıklarıyla boğulacaklar. Bu mitinge destek veren hekim kimlikli kişiler neredeyse hücreyi bilmeyen, en temel biyoloji bilgisinden yoksun kişiler. Utanç duyuyoruz bu arkadaşların hekimlik kimliği taşımasından. Bunların hızla aramızdan ayıklanmasını istiyoruz. Neyi tartışacağız biz bu insanlarla? Önce alfabeyi bilmeleri lazım. Aşı kavramını, immünolojiyi temel bilgileri bilmeyen insanlarla biz neyi konuşacağız? Bu siyasi bir tutumdur...”