T24 - İstanbul'da kurulan Dargınları Barıştırma Derneği, ülke genelinde birbiriyle küs olan eş, dost ve akrabaları barıştırmak için kolları sıvadı.
Küs olan taraflardan birinin Derneğe başvurmasıyla harekete geçen ve küsleri barıştırmanın sevap olduğuna inanan barıştırma gönüllüleri, Kur'an-ı Kerim'deki kıssaları referans alıyor.
Derneğin Kurucu Başkanı Ramazan Yaşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hazreti Muhammed'in Veda Hutbesi'nde söylediği, ''Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır'' sözünden yola çıkarak, Dargınları Barıştırma Derneğini kurmaya karar verdiğini söyledi.
İslam inancına göre dargınları barıştırmanın çok büyük bir sevap olduğunu öğrendiğinde, Derneği kurma fikrinin aklına geldiğini belirten Yaşar, ''Sadakanın sevaplısı, dargın insanların arasını bulup barıştırmaktır. Bu nedenle kendimi, dargınları barıştırmaya adadım'' dedi.
Dargınları barıştırmanın hem kolay hem de güzel bir iş olduğunu ifade eden Yaşar, iş yerindeki çalışanlarının da gönüllü desteğiyle Derneği bu yılın başında kurduğunu kaydetti.
Derneğin insanlara ilginç geldiğini, Topçular'daki binasının giriş kapısı üzerinde asılı tabelayı görenlerin kimi zaman güldüğünü, kimi zaman altında durarak hatıra fotoğrafı çektirdiğini anlatan Yaşar, ''Biz bu Derneği ilginç olsun, dikkat çeksin diye kurmadık ki...'' dedi.
"Toplum yararına çalılşan bir derneğiz"
Yeni kurulan bir dernek olmaları nedeniyle 21 üyelerinin bulunduğunu, amaçlarının ise Derneği yurt içinde yaygınlaştırmak olduğunu belirten Yaşar, ''Derneğin resmi açılışını yaparak önce tüm Türkiye'ye sonra da dünyaya duyurmayı hedefliyoruz. Dargınları Barıştırma Derneği, Kızılay, AKUT, Greenpeace gibi çalışan bir dernek. Toplum yararına çalışan bir derneğiz'' dedi.
Dargınları barıştırabilmeleri için taraflardan en az birinin Derneğe başvuru yapmış olması gerektiğini anlatan Yaşar, ''Henüz resmi açılışımızı yapmadığımız için tam anlamıyla faaliyete geçemedik. Ancak dargınları barıştırmak için izleyeceğimiz yol belli. İlk önce başvuruyu yapan tarafı dinleyeceğiz. Ardından bu kişinin barışmak istediği kişiyle görüşüyoruz ve ikisini bir araya getiriyoruz. Küslüklerinin gerekçesi ne ise hadislerden, ayetlerden örnekler veriyoruz. Her iki tarafı da ikna yoluna gidiyoruz'' diye konuştu.
Yaşar, dargınları gönüllü olarak barıştıracaklarını, ancak sembolik bir ücret talep edeceklerini belirtti.
Evliliklerinde problem olan çiftleri barıştırma konusunda Nisa Suresi 35. Ayet'e göre hareket edeceklerini ifade eden Yaşar, ''Ayete göre, kadının ailesinden bir hakem, erkeğin ailesinden bir hakem belirleyerek uzlaşma sağlamaya çalışacağız.
Kan davasına da Peygamber efendimizin Veda Hutbesi'ndeki 'Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır' sözünü, taraflara çözüm olarak sunacağız.
Derneğin işleyişini, çalışma prensiplerini dini temeller üzerine kurduklarını, bu nedenle birbirine küs, inançlı insanların sorunlarını çözmenin daha kolay olacağına inandıklarını dile getiren Yaşar, ''Dinimiz de inanmak üzerine kurulu. Kişi inanmadığı zaman işler karışıyor'' dedi.
Derneğin, küs kişiler arasında vekil görevini üstleneceğini, onların dertlerini, barışma konusunda beklentilerini çözeceklerini ifade eden Yaşar, ''Biz yaradanın emrini uygulayacağız. Bu işin sırrı ayetlerde, hadislerde saklı'' diye konuştu.
"Küskünlüğün nedeni kin ve kibir"
Küskünlüğün çıkış noktasının kin ve kibir olduğunu dile getiren Yaşar, ''İslam inancına göre, birbirine küsen iki insanın akşam olmadan pişman olması gerekiyor'' dedi.
Dargınlıkla suç oranı arasında bağlantı olduğunu savunan Yaşar, ''İnsanlar birbirine kin duyuyor, bu kinin ilerlemesi kimi zaman suça dönüşebiliyor'' diye konuştu.
Kadir Gecesi'ne de az bir süre kaldığını anımsatan Yaşar, birbirine küs olan insanların, barışmak için bugünü iyi değerlendirmeleri gerektiğini hatırlattı.
Recep Yaşar, amaçlarının bütün insanlara ve topluma fayda sağlayabilmek olduğunu belirtti.
Dernekte, ileriki süreçte branşlaşmaya gideceklerini anlatan Yaşar, evlilik, kan davası gibi konulara ayrı ayrı gönüllülerin bakacağını, böylece gönüllülerin de kendi alanlarında uzmanlaşacağını ifade etti.