Arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu, klasik müziğin büyülü sesli enstrümanına bir yol arkadaşı edindi. Arpın telleri ile perküsyon ustası Yinon Muallem’in ritimlerinin birlikte yürüdüğü “Telveten” albümü, Doğu ile Batı’yı, geleneksel ile klasik müziği buluşturuyor. İspanyol klasiklerinden Anadolu ezgilerine, Arjantin tangolarından barok döneme uzanan yolculuğa Azeri sanatçı Arslan Hazreti de kemançası ile eşlik ediyor.
Şirin Pancaroğlu, Kaf Müzik tarafından yayımlanan Telveten albümünün bir kapı “tık tıkıyla” başladığını anlatıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Tasarımı Fakültesi’nde öğretim üyeliğini sürdürdüğü 2005 yılında, okuldaki odasının kapısını tıklayarak içeri giren İsrailli perküsyoncu Yinon Muallem kendisini tanıtır.
Her şey ritim için
Türkiye’ye ilk geldiğinde Pancaroğlu’nun “Hasret Bağı” albümünü sürekli dinlediğini ve kendisine çok iyi geldiğini anlatan Muallem, birlikte müzik yapmayı teklif eder:
“Arpla başka enstrümanları buluşturmayı seviyorum, ritim de istiyordum ama nasıl ritim olacak? ‘Deneyelim’ dedim. Güney Amerika’dan Hindistan’a 40-50 aleti var. Ritim için her şeyi kullanabiliyor. Repertuvarımdaki barok ve İspanyol parçaları çalmaya başladığımız an çok hoşuma gitti. Dışarıdan bir ekleme değil, müziğin içinde var olan bir şeyi dışarı çıkarma gibi his verdi bana. Klasik müzik geleneğinde biz ritimle çalmayız. Müziğin akışını bozar gibi gelir. Ama Yinon bu akışı iyi takip eden bir müzisyen. Baktım, müthiş bir lezzet var.”
Pancaroğlu ve Muallem, albümlerine arpın teli ve perküsyon aletine dokunuşun ifadesi olan sözcükleri birleştirerek “Telveten” adını vermişler. Pancaroğlu, Telveten’i “geleneksel müziklerle ve etnik çalgılarla buluşma” diye anlatıyor:
“Klasik müziğin özünü bozarmış gibi düşünenler klasik müziklerin geleneksel müziğin tabanından ne kadar çok şey aldığını unutuyor. Belki bu albüm arpı da farklı kesimlerle buluşturabilir, klasik müziğin ne taraflara doğru yol alabileceğine dair bir işaret de verebilir.”
Barok zamanlar
Telveten’de buluşmaların kapısı Mateo Albeniz’in Re Majör Sonatı ile açılıyor. Arp ve ritmin öyle bir müzikal şöleni ile başlıyor ki, yolculuğun nasıl devam edeceği merakını uyandırıyor. Arp ile melodi su gibi akarken değişik ritim aletleri, yoluna devam ediyor: “Barok zamanlarından bir eser. TRT’nin ilk kurulduğu zamanlarda hava raporunun müziği buydu. Yinon, cajon diye sandık gibi üzerine oturulup çalınan bir alet çaldı. Şeklini şemalini bozduk yani. Klasik müzikçiler, daha özüne sadık insanlar belki hoşlanmaz.”
Engelli koşu
Pancaroğlu ve Muallem ile ilk olarak barok dönemden François Couperin’in “Les Baricades Misterieuses-Esrarengiz Engeller” eserini çalmayı denemiş: “Zaten adı gibi kendi içinde engelli koşu gibi küçük mücevher gibi bir parça. Parçayı dümdüz çalmıyorum. Yavaşlar, yükselir, alçalır... Yinon da ‘Sen içinden geldiği gibi içinden çal, ben takip edeceğim’ dedi.”
(Kaynak: Cumhuriyet)