Politika

Arınç'tan muhalefete karikatürlü gönderme

Arınç: Demek ki dört seçmenden İkisinin, altıdan üçünün, ondan beşinin oyunu almaya muktedir olan AK Parti sonunda karşısında gördüğü iki kişiden birine potansiyel seçmen gözüyle bakabilir

13 Ocak 2013 14:02

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “İnşallah Cenab-ı Hak imkân verirse, milletimiz desteğini devam ettirirse, güven duymaya devam ederse, biz de büyük yanlış yapmazsak, büyük hatalar işlemezsek, fitne ve fesat aramızda yeşermezse daha üç dönem değil, herhalde bir 13 dönem daha Türkiye'de AK Parti'nin iktidarını herkes görecek ve yaşayacak” dedi.

Arınç, AKP Genel Merkez Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı'nca genel merkezde düzenlenen ''Siyasi ve Hukuki İşler Başkanları Eğitim ve Değerlendirme Toplantısı''na katılarak, hükümetin icraatlarına ilişkin konuşma yaptı.    

AKP'nin 30 Eylül 2012'de gerçekleştirilen büyük kongresinden sonra oluşan yeni MYK ve MKYK'nin çalışmalarını sürdürdüğünü, yeni başkanların da kendi birimleriyle Ankara'da buluşarak güzel çalışmalar yaptıklarını belirten Arınç, partililerin birlikte oluşunun, tanışmasının, düşüncelerin paylaşılmasının parti açısından yararlı olduğunu dile getirdi.    

AKP'nin 11 yıldır iktidarda olduğuna ve hükümetin her gününün başarılarla geçtiğine işaret eden Arınç, Türkiye'nin son 50-60 yıllık siyasi hayatına bakıldığında üç defa üst üste tek başına iktidarı kazanan ve oy artışıyla bunu devam ettiren başka bir örnek olmadığını vurguladı.    

Türkiye'de, Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Anavatan Partisi'nden başka son 60-62 yılda tek başına iktidara gelen parti olmadığını, koalisyon hükümetleriyle ülkenin yönetildiğini ifade eden Arınç, ''Üç partili, dört partili hatta dışarıdan destekli modellerle farklı koalisyonlar kurulmuştur'' dedi.    

AKP'nin 2002, 2007 ve 2011 seçimlerinde oy oranını sürekli artırmak suretiyle iktidarda kalmayı başardığını anlatan Arınç, partinin iki büyük yerel seçim geçirdiğini, yüksek oy oranları alarak Türkiye'deki belediyelerin yüzde 60'dan fazlasını kazandığını söyledi.    
    

'Seçimlerdeki başarılar icraatların karşılığı'    
    

AKP'nin 10 yıllık süreçte iki büyük referandumda da başarılı olduğuna dikkati çeken Arınç, şunları kaydetti:

“AK Parti'nin 'evet' dediğine Türkiye de 'evet' dedi. 2007'de yüzde 67,5 ile 2010'da da yüzde 58 ile çok önemli anayasa değişiklikleri yapıldı, bunun da galibi şüphesiz AK Parti'dir. Destek veren başka partiler de olmuştur, ama onların oy oranlarına baktığımızda AK Parti kadar belirleyici olmadıklarını görüyoruz. Çok şükür 11 senenin içerisine üç milletvekili seçimi, iki mahalli seçim, iki referandum sığdıran ve hepsinde başarılı olan bir partiyle karşı karşıyayız.”

İcraatların her alanda görülmesinin mümkün olduğunu, maddi olanların yanı sıra sosyal ve toplumsal alandaki icraatların da dikkat çektiğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:    

“Seçimlerdeki başarılar bu icraatların karşılığı olarak da çıkıyordur. Çoğu zaman düşünmüşümdür bu başarının altında ne sır yatıyor- Neden hiçbir partiye nasip olmayan başarı 10 yılda bu partiye nasip oldu ve yine bundan sonra da nasip olacak gibi görünüyor. İnşallah Cenab-ı Hak imkân verirse, milletimiz desteğini devam ettirirse, güven duymaya devam ederse, biz de büyük yanlış yapmazsak, büyük hatalar işlemezsek, fitne ve fesat aramızda yeşermezse daha üç dönem değil, herhalde bir 13 dönem daha Türkiye'de AK Parti'nin iktidarını herkes görecek ve herkes yaşayacak.    

Bu bir hayal değil. Yapılanlar ve elde ettiğimiz sonuçlar çizgimiz düz olduğu takdirde, kararlı, güçlü siyasetimizi devam ettirdiğimiz sürece, hizmet ağırlıklı siyaseti tekrar devam ettirmek yolunda adım attığımız sürece başarılı olacağımızı gösteriyor. Bugüne kadar sağladığımız başarı, partinin kurulması, teşkilatlanması, 15 ay sonra önümüze konulan bütün engellere rağmen birinci seçimde tek başına iktidara gelişi ve çok şükür bugün bu iktidarın güçlü bir şekilde, hele hele 'ustalık dönemi' denilen bir dönemde devam etmesi; düşünün ki üye sayımızın sekiz milyonu geçtiği, kadın üye sayısının 3 milyona, genç üye sayısının iki milyona yaklaştığı bir siyasi partide, sadece il, ilçe, belde, genel merkez teşkilatlarımızda görev alanların sayısı 1,5 milyonu bulduğu sürece partimizin güçlü olması her zaman mümkün olacaktır.

Birinci seçimde geldik, ondan sonra yine önümüzde pek çok engeller vardı. Vesayet rejimi devam ediyordu, geçmişte yaşanan olumsuzlukların devam etmesini, tekrar yaşanmasını arzu edenler vardı. Ama AK Parti bütün bunlara karşı milletten aldığı güçle, onun emanetini yere düşürmeden büyük bir cesaretle mücadele etti. Arkasından 2007 seçimlerini, daha sonra mahalli seçimleri ve 2011 seçimlerini kazandı. İki seçmenden birinin oyunu alacak noktaya geldi. İki seçmenden birinin oyunu almak çok önemli bir şey. Bu Türkiye'de hiçbir siyasi partinin hiçbir seçimde gösteremediği başarı. Bundan dolayı öncelikle Allah'a hamd ediyoruz, bu hamd edilecek bir durumdur. Şüphesiz oyu veren milletimizdir, milletimize büyük bir şükran borcumuz var.”
    

Karikatür örneği    
    

AKP'nin başarısını Türkiye'nin siyasi hayatındaki ''muhteşem bir başarı'' olarak nitelendiren, bununla ilgili araştırma yapılabileceğini, tezler hazırlanabileceğini dile getiren Arınç, şöyle devam etti:    

“Ama çoğu zaman bu başarının öyküsünü bu kadar kitaptan, araştırmadan, tez açıklamanın ötesinde küçücük bir karikatürle özetlemenin daha kolay olduğunu düşünüyorum. Hiç unutmuyorum; o tarihlerde bir gazetede bir karikatür yayımlandı. Karikatürde şu var: Sayın Başbakanımız Tayyip Erdoğan her zamanki haliyle boylu poslu, dirayetli, güçlü. Karşısında iki kişi var, başları önlerinde biraz süklüm püklüm duruyorlar. Başbakanımız da onlara ithafen diyor ki, 'Söyleyin utanmayın, içinizden hanginiz bana oy verdi'. Başları önde olanlardan birisi Bahçeli, birisi Kılıçdaroğlu. Demek ki dört seçmenden İkisinin, altıdan üçünün, ondan beşinin oyunu almaya muktedir olan AK Parti sonunda karşısında gördüğü iki kişiden birine potansiyel seçmen gözüyle bakabilir.    

Kurban olduğum Allah bu karikatürden sonra işin ne kadar gerçek olduğunu bir başka sözde de ortaya koydu. Günün birinde Kemal Kılıçdaroğlu'na bir televizyonda sordular, 'İki adaydan birisi Abdullah Gül olsa oyunuzu neye verirsiniz?' Büyük bir heyecanla ve boş bulunarak, 'Tabii niçin olmasın' dedi. Demek ki Kılıçdaroğlu, iki adaydan birisi Abdullah Gül olursa, yani AK Parti'nin kurucusu, ilk başbakanı ve AK Parti grubunun oylarıyla ve desteğiyle cumhurbaşkanı seçilen kişiye oy verebilecek bir noktaya geldi. Rabbim hidayet ederse ne kadar büyük, örneklerini görebiliyoruz.”