-Arınç'tan dokunulmazlık açıklaması İZMİR (A.A) - 07.01.2012 - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Arınç, "Yeni anayasayı yapacak heyet, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunu en güzel şekliyle anayasada tarif edecektir" dedi. Kaya İzmir Termal Otel'de düzenlenen AK Parti İzmir Gençlik Kongresi'ne katıldıktan sonra burada bir basın toplantısı düzenleyerek, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Basın toplantısında, gazetecilerin eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un önceki gün tutuklanmasına ilişkin sorularını yanıtlayan Arınç, bir basın mensubunun, ''eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması talebinde bulunduğunu'' hatırlatması üzerine, 12 Eylül 2010'da yapılan Anayasa değişikliği referandumunu hatırlatarak, şunları kaydetti: ''Anayasa referandumu yapıldığında 'hayır' diyenlerin aksine biz 'evet' diyenlerdendik. 'Evet' diyenler şuna karar verdiler; Genelkurmay Başkanları, Cumhurbaşkanları, kuvvet komutanları da şöyle bir özel yargılama yargılama usulüne tabi olsunlar. Bunların yargılanacak yerleri belli değildi. Orası da Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'dir. Şimdi Sayın Başbuğ'un yargılanması gereken yer, Yüce Divan mıdır, yoksa sivil mahkemeler midir, bu hukuki bir tartışma. Ben bunun bir tarafındayım, ama onu söylemeyeceğim. Siz sorunuzun içinde Sayın Başbuğ'un 'Aslında benim şurada yargılanmam gerekir dediğini' söylüyorsunuz. Bu her sanık için geçerlidir. Yetki görev itirazında bulunabilirler. Buna önce o mahkemeler karar verir. Görev ve yetki uyuşmazlığı olursa başka merciler karar verir. Bu itiraza karar verecek olan yer de yargıda bir yerdir. Umarım onun da en kısa sürede sonuçlandığını görürüz.'' Arınç, bu konuda devam eden bir yargı sürecinin olduğuna işaret etti. Bu konuda açılan davanın iddianamesinin ana merkezini, ''2004-2005-2006 yıllarında psikolojik harekat amaçlı bazı internet sitelerinin kurulduğu ve buradan yayın yapıldığı'' iddialarının oluşturduğunu, bu sitelerin genel amacının AK Parti hükümetini yıpratmak olduğunu belirten Arınç, siteler vasıtasıyla ''İrtica var'' denilerek belli merkezlerin harekete geçirilmek istendiğini, buna kısaca ''internet andıcı'' isminin takıldığını hatırlattı. Arınç, bu yargı sürecinde, tutuklu bulunan ve serbest pek çok sanığın bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Konuta kademesinde önemli görevler yapmış olan birileri, ''andıç' denilen belgede, '(Sayın Komutan'a arz) ibaresinin, o dönemin komutanı İlker Başbuğ'u kastettiğini, dolayısıyla suçlanması gereken birisi varsa, asıl onun suçlanması gerektiğini' ifade etmişler. Doğru veya yanlıştır. Ben ceza avukatlığı yaptığım için başıma gelen çok olaydan da bilirim; 'atfı cürüm' denilen bir şey vardır. Buna 'suç atma' derler. Mahkemeler bunu inceler. Atfı cürmün gerçek mi yoksa gerçek dışı mı olduğuna yargı kararıyla karar verirler. Şimdi görüyoruz ki, o davanın sanıklarından bir kısmı, 'Sayın Komutan' ibaresinin İlker Başbuğ ile bağlantılı olduğunu, onun da bu suça iştirak ettiğini gösterecek bir takım beyanları esas almaktadır. Bize düşen, Türkiye gerçekten bir hukuk devleti ise ki buna inanıyoruz, en azından bu yolda çok önemli mesafeler alındığını düşünüyoruz. Hukukun ve yargı sürecinin işlediği bir yerde, yargı sürecinin süratle sonuçlanması ve beraat edecek olanların da bir an önce ortaya çıkmasıdır. Bu Sayın Komutan için de böyledir, diğer sanıklar için de böyledir. İnternet andıcı ve bunla bağlantılı diğer davalar konusunda söylenebilecek tek şey, bu iddiaların, yargılanan kişiler açısından ne kıymet ifade ettiğini bir an önce görmektir. Tutuklanmalı mıydı, tutuklanmamalı mıydı tartışmasında, herhalde kesin kararlı olarak konuşan insanlardan birisi benim. Benim 25 yıllık hukuk tecrübem ve bugüne kadar devam eden hukuk anlayışım tutuklamaların istisna ama serbest kalmaların asıl olduğunu gösterir. Tutuklamalar için çok ciddi sebepler ortada olmalıdır. Bu davada, 'vardır ki tutuklanmıştır' diyebilirsiniz. Ancak her şahsa, her olaya, delil durumuna göre mutlaka daha çok dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Umarım ki, Sayın Başbuğ'un tutukluluk süresi en kısa zamanda, bir yargı sürecinin sonucu olarak karşımıza çıkar. Biz insanların tutuklanasından memnuniyet duyan değil, tahliye edilmelerinden sevinç duyan bir anlayışa sahibiz. -Dokunulmazlıklar- Arınç, bir gazetecinin 'Bu noktada dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde girişiminiz olacak mı?'' sorusuna ise şu yanıtı verdi: ''Elbette olacak. O yüzden yeni anayasada sabırsızlanıyoruz. Yeni anayasayı yapacak heyet, dokunulmazlıkları da en güzel şekliyle anayasada tarif edecektir diye düşünüyorum. İnşallah yeni anayasa bütün sorunlarımızı, umarım ki başta dokunulmazlık olmak üzere yeniden bir tarif yeniden bir sınırlandırma ve kamuoyunun bu konudaki hassasiyetini dikkate alarak yeniden düzenleme yapacaktır.''