Politika

ARINÇ'TAN "TERÖR" VURGUSU BURSA (A.A)

02 Haziran 2011 20:44

-ARINÇ'TAN "TERÖR" VURGUSU BURSA (A.A) - 02.06.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Alacağımız ekonomik sosyal siyasi tedbirlerle terörle mücadelede yeni bir sayfa açmamız lazım. Öyle şeyler yapmalıyız ki artık hiçbir Kürt genci dağa çıkmayı istememeli. Orada olanlar da silah bırakarak terörle eylemlerine son verecek bir kararla Kandil'den aşağı inmeli" dedi. Arınç, Bursa Diyarbakır Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin Holiday Inn Otel'de verdiği, Bursa'daki diğer hemşehri derneklerinin de katıldığı kahvaltıda Doğu ve Güneydoğulu iş adamlarıyla bir araya geldi. Konuşmasında, terörle mücadelenin ekonomik boyutunun da olduğunu vurgulayan Arınç, "Bizim yapacağımız bir tek şey var. Alacağımız ekonomik sosyal siyasi tedbirlerle terörle mücadelede yeni bir sayfa açmamız lazım. Öyle şeyler yapmalıyız ki artık hiçbir Kürt genci, dağa çıkmaktan vazgeçmeli, dağa çıkmayı istememeli. Orada olanlar da silah bırakarak terörle eylemlerine son verecek bir kararla Kandil'den aşağı inmeli" dedi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mahmur'da olanlarla oradan gelenlerin kesinlikle eyleme karışmamış olduklarını bildiklerimiz, yani eylem yapmışsa, biliniyorsa, öldürme eylemine karışmışsa onları yargılamadan bırakmak mümkün değil, kanunlarımız bunu emrediyor. Ama bir şekilde çıkmış, bizim kayıtlarımızda, istihbaratımızda hiçbir eylemle bağlantısı olmadığı bilinenler, oradan geleceklerse dönebilmeliler, bir...  İkincisi; mutlaka eylemsizlik, silah bırakmak ve terör örgütünün silahlı faaliyetlerine son verecek birtakım yasal tedbirler almak ve bunu özendirmek lazım. Eylem yapmaktan vazgeçmeleri halinde terör sorununun büyük bir ölçüde çözüleceği gibi bizde bir inanç var. Bunun için yola çıktığımızda daha bunların hepsini bile konuşmamışken hem CHP'den hem MHP'den hem de başka yerlerden büyük bir dirençle karşılaştık. 'Hadi bakalım 35 kişi gelmek istiyor, gelsinler' dediğimiz anda Habur'da yaşanan çirkin olaylar ve görüntüler, adeta bu işi berbat etmek için bir yerlerin hazırlık yaptığını gösterdi. Onlar eyleme karışmamış insanlar olarak Türkiye'ye geliyorlardı. Geleceklerdi, sadece ifadeleri alınacak ve serbest bırakılacaklardı. Çünkü TCK'nın 221. maddesi bunu öngörüyordu. Ondan sonra da artık 'ben döndüm, örgütte değilim, eylem de yapmadım. Bundan sonra da yapmayacağım' demeleri, tekrar aramıza katılmaları için bir sebep olacaktı. Ama örgüt liderine bir selam göndermek, onun propagandasını yapmak ve bizim arzu etmediğimiz, terörün bitirilmesi konusunda atacağımız adımların tam aksine iş bir şova dönüştü. Bu, Türkiye'de çok büyük bir tepkiyle karşılandı ve maalesef arkası gelmeyeceği gibi süreci olumsuz etkileyeceği gibi çok çirkin, çok yanlış, birilerinin işi berbat etmek için rol aldığı bir gösteriye dönüştü. Tabii Demokratik Açılım orada bitmedi." Yörede eskiden 100 olan arama ve kontrol noktalarının şimdi 3'e indiğini, yaylalara, kışlaklara çıkışın serbest bırakıldığını, köye dönüşün teşvik edildiğini anlatan Başbakan Yardımcısı Arınç, "Terör mağdurlarına şu ana kadar 1,5 katrilyon para ödenmiştir. '1984'ten bu yana kadar ben de terörden şu zararı gördüm' diyen herkese belge ve bilgi verdiği takdirde ödemeler devam edecektir" diye konuştu. Arınç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun her iline bütün Türkiye'de olduğu gibi üniversiteler yapıldığını hatırlatarak, "Şırnak'ta, Hakkari'de, Ağrı'da, Iğdır'da... Eskiden üniversiteyi bırakın, 'bir yüksekokul dahi kursanız' diye yalvarılan yerlerde üniversiteler kurulmuştur" dedi. -"ORTAK AKIL ETRAFINDA BİRLEŞMELİYİZ"- Konuşmasında, "Bütün hepimizin gönlü ve arzusu, cenaze başında ağlaşan insanların, artık gözyaşlarının dinmesini sağlayacak tedbirlerin alınmasıdır. Bu bir yeni anayasa ile yeni bir ivme kazanacaktır" ifadesini kullanan Arınç, "Seçimden sonra terörün bitirilmesi, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nde doğunun batıyla, kuzeyin güneyle, 72 milyonun bir biriyle yine bir kardeş olarak kucaklaşmasını temin edecek, bizim farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edecek yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Göreceğiz, hangi parti hangi çözümün üzerinde anlaşıyor, hangi parti hangi çareleri önümüze koyuyor?" diye konuştu.  Direkt olarak buna karşı çıkmanın doğru olmadığını belirten Arınç, "Türkiye'de bir sıkıntı var, bu sıkıntıyı çözmemiz lazım. Bu sıkıntıyı çözmek için herkes aklını ortaya koymalı, ortak bir akıl etrafında birleşmeliyiz" dedi.  Arınç, Türkiye'de her sınıftan insanın, terörden ya ölerek ya da büyük bir zarar görerek bugün sıkıntı çektiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ve biz yüz milyarlarca dolarları, terörle mücadele içerisinde kaybetmiş, ekonomisinin en büyük zenginliklerini bu yola dökmüş bir memleketiz. Böyle bir mücadeleye şu ana kadar 300 milyar dolar sarf edildiği biliniyor. Bunları ekonomiye kazandırabilseydik, yüzlerce hastane, yüzlerce havaalanı, binlerce köprü, on binlerce gölet, baraj yapmış olacaktık. 'Zaman geçti' diyemeyiz, bir an önce başlamalıyız ve inşallah hayırlı sonuçlarını almalıyız.  Bu işe devam etmemiz, güçlü bir hükümet kurmamıza bağlı. Çünkü bu işe karşı çıkan çok önemli çevreler var. Bu çevreler aynı zamanda güçlüdür. Ellerindeki güç, sadece para gücü değil, psikolojik güçtür, dış desteklidir, içeride ajanları vardır. Yapılan her şeyin önüne medya desteğiyle de başka desteklerle de çıkmasını bilecek kadar güçlüdür." -FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU- Faili meçhullerin bugün konuşulduğunu ancak 10 sene evvel kimsenin bunu konuşamadığını dile getiren Arınç, "1991-1995 arasında parlamentoda Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu kuruldu, bu komisyona hiç kimse bilgi vermedi o tarihte. Kırıkkale Milletvekili Sadık Avundukloğlu'nu komisyon başkanı yaptılar, Hüsamettin Korkutata falan da üyeydi o zaman. Hiçbir askeri çevre bu komisyona bilgi vermedi. Teoman Koman'ın olduğu bir yerde bu konuda bilgi alabilir misiniz siz? Bana Hizbullah'ı soruyorlardı o zaman. Ben Hizbullah'ın araştırılması konusunda Meclise önerge veren tek grup başkanvekiliyim. Sonra bana sordular, 'Vallahi en güzel bilgiler ondadır, ona sorun' dedim. O da hiç ağzını açmıyor dikkat ederseniz yıllardan beri..." dedi.  Türkiye'nin, çok acı, çok zor günler yaşadığını anlatan Arınç, "Meclisin araştırma komisyonu, raporu kitap haline getirdi, Meclisin matbaası bu kitabı basmadı. Beş sene Meclis Başkanlığı yaptım, bunun ne demek olduğunu bilirim. Dışarıda bir matbaaya bastırdılar ve bu rapor Mecliste görüşülmedi. Meclis araştırma komisyonu raporu, piyasadaki bir kitabevi tarafından basıldı. Bunlar yaşandı. Ama şimdi bütün kuyular açılıyor, asitle mi öldü, toplu olarak mı? Bütün savcılıklar faili meçhul cinayetlere bakıyor. Ve hamdolsun ki bizim meclisteki gücümüz 336 ile kabul etmek oldu ama asıl halkımız yüzde 58'le kabul edince darbeleri ve darbecileri koruyan hükümler anayasadan çıkmış oldu" diye konuştu. -"TERÖRÜ BİTİRELİM"- "Allah'a çok şükürler olsun ki Türkiye, bu cesaretli adımlarla, bu Anayasa değişikliğiyle çok şeyler kazandı. İnşallah 12 Haziran'dan sonra gücümüz olursa, destek büyük olursa bu yoldan şaşmayacağız, doğru bildiğimizi yapacağız. Bağırmadan çağırmadan ama bu iş doğrudur, neye mal olursa onun gereğini yapacağız diyeceğiz" diyen Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye bir bütün. Bir acı duyulduğunda hepimiz kahroluyoruz. Bir olumsuzluk olduğunda hepimiz etkileniyoruz. Bu yerel veya bölgesel, şuranın sıkıntısı olarak görülmemeli. Hepiniz iş adamısınız, bugün yatırım yaparken on sene sonrasını görebiliyorum hamdolsun diyorsunuz. Eskiden 10 gün sonrasını göremezdik bu ülkede. Terörü bitirelim, siz 100 sene sonrasına göre hesap yapacaksınız, hiç endişeniz olmasın. Bu bir hayal değil, nice hayaller hakikat oldu. Bu bir rüyadır. Bu rüya Türkiye'de barışın, huzurun hakim olduğu belki birkaç kişimizin üzülmesi sıkıntı çekmesi siyaseten yorulmasıyla belki sonuçlanacak ama 70 milyonun rahat bir nefes alacağı bu cennet vatanda ister Munzur'un kenarında ister Zap'ta ister başka  bir yerde 'benim ne güzel ülkem var' diyebileceği bir Türkiye'ye kavuşacağız. Bu bir rüyadır. Rüyalar inşallah gerçek olacak."