-ARINÇ: "YENİ ANAYASA BİRİLERİNİ ENDİŞELENDİRDİ" ANKARA (A.A) - 17.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti hakkında Anayasa Mahkemesi'nde açılan kapatma davasını hatırlatarak, ''Zahirde laikliğe aykırı eylemlerle suçlanıyorduk ama ben biliyorum ki, yanlış düşünebilirim, biz yeni bir anayasa yapmak istediğimiz için kapatılmak istendik. Çünkü bu yeni anayasada birileri çok endişeye düştü'' dedi. Habertürk'te katıldığı programda gündeme ilişkin soruları cevaplayan Arınç, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın yanlış ama istikrarlı bir gidişi olduğunu, söylemlerini devam ettirdiğini, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise bazı söylemlerinde farklı davranmakla birlikte, buna sahip çıkmayan bir kişi olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu'nun Batman'da ''genel af''tan bahsettiğini, ancak Ankara'ya gelince ''Yanlış anlaşıldı, terör bitsin de ondan sonra bu düşünülebilir'' dediğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu: ''Halbuki terör sona erebilecekse bunun unsurlarından biri belki genel af olarak düşünülmeli. Terör bittikten sonra zaten genel affa ne ihtiyaç kalacak? Ama orada söylediğini, birisi dürtünce Ankara'da inkar ediyor. Kürşad Tüzmen'e yaptığı gibi. 'Bunların hepsi yolsuzluk yapmıştır' diyor, heybetli bir adam karşısına çıkınca 'aman aman senin için söylemedim' diyor. Böyle bir siyasetçi, nasıl bir kimlik, nasıl bir kişilik, kime güven verebilecek? Her sözünün tamamen tersini söyleyebilecek bir tip olarak, şüphesiz CHP'de bugün lider profili, aday profili, partinin yönetimine gelenler açısından değişiklikler oldu. Keşke bunlar müspet olarak, pozitif olarak Kürt sorununun çözülmesinde de, terörün bitmesinde de, milli birlik ve kardeşlik projesinde de olumlu destek olarak sadece 'evet, ne kadar güzel yaptınız' anlamında değil, 'şurası yanlış, şurayı şöyle yaparsanız daha iyi olur, benim de teklifim budur' diyebilse...'' ''Demokratikleşme konusunda CHP'yi AK Parti'ye rakip olarak görüyor musunuz'' sorusu üzerine, CHP'nin kendilerini ''Demokratikleşmede neden geri kaldınız?'', ''Şu Anayasayı neden bir an evvel yapmıyoruz?'', ''Doğu meselesinde şu farklı argümanları neden kullanmıyoruz'' diyerek sıkıştırabilmesini arzu ettiklerinin belirten Arınç, ''Bunu yapsalar, öpüp başımıza koyacağız ama onlar diyor ki, 'siz ülkeyi bölüyorsunuz, siz terörle mücadele değil, terörle müzakere yapıyorsunuz.' Anayasanın değişikliğine karşı çıkan bir zihniyet, ülkenin battığını, rezil olduğunu, parçalandığını, bölündüğünü söyleyen bir zihniyet, bize hangi konuda rakip olabilecek? Onlar yapsa da keşke biz arkalarından gitsek'' dedi. Bazı sorunları CHP'nin çözmesinin çok basit olduğunu ifade eden Arınç, başörtüsü sorunundan demokratikleşmeye ve yeni anayasa çalışmalarına CHP'nin öncülük etmesi gerektiğini söyledi. Paradigmanın değişikliğini ancak CHP'nin sağlayabileceğini dile getiren Arınç, şöyle devam etti: ''Ama o paradigmayı koruyacak tedbirler alıyor. Yani CHP tek parti döneminde hangi CHP ise, 1950 sonrasında, 1960 darbesinde hangi CHP ise, 1980 sonrasında hangi CHP ise, 28 Şubat'ı destekleyen hangi CHP ise bugün sadece başındaki lideri değiştirmiş, Baykal gitmiş bir başkası gelmiş konumunda. Yeni bir değişiklik, paradigma değişikliğidir. Artık bunlarla olmuyor. Biz rakiplerimizin güçlü olmasından sevineceğiz.'' -''SİLAHLI KUVVETLERİ YIPRATMAKTAN HEPİMİZİN KAÇINMASI LAZIM''- Bir soru üzerine de Arınç, partisinin seçim beyannamesinin, 2023 yılında nasıl bir Türkiye hayal ettiklerini ortaya koyduğunu belirterek, bunun içerisinde demokrasinin ve sivil-asker ilişkilerinin batı normlarında nasıl olacağına dair ipuçlarının da bulunduğunu ifade etti. ''Olmayabilirdi de... Yani biz artık bu konuyu her gün konuşmak, eleştirmek yerine atılan olumlu adımları görüyoruz ve bu bir tabii süreç olarak sonunda batı benzeri bir ilişki tamamen ortaya çıkacak'' diyen Arınç, şöyle dedi: ''Şu 10 yıl önceki konumumuzdan bugün 10 yıl sonraki konumumuza baktığımız zaman artık herkes kendi alanında görevini en iyi yapan kurumlar haline gelecek. Bizim bu konuda bir endişemiz yok. Zaman zaman silahlı kuvvetlerden bir veya iki kişinin yaptıkları, bize göre de yanlış bulduğumuz konuları dile getiriyorum ama sonra görüyorum ki, sanki bütün silahlı kuvvetleri hedef almışız ve tamamını yıpratmak isteyen bir tavır gibi algılanıyor. Silahlı kuvvetler, çok önemli bir kurum. Onu yıpratmaktan hepimizin kaçınması lazım. Şimdi benim sözlerimi toplumda farklı şekilde algılıyorlarsa veya benim sözlerim sanki bütün kurumu yıpratmak istermiş gibi kullanmaya müsait olarak anlıyorlarsa ben bundan çok üzülürüm. Her kurumda yanlış yapan insanlar olabilir. Doktor yapabilir, avukat yapabilir, bakan yapabilir, başbakan yapabilir. Silahlı kuvvetler de çok güçlü bir kurum, içerisinden yanlış yapabilenler olabilir. Önemli olan onlar, hukuka aykırı herhangi bir eylemde bulunmuşlarsa cezalandırılmasıdır. Benim de söylediklerim onlar ama bunlar çok sık konuşuldukça, sanki 'bütün kurumu hedef alıyor' gibi bir mana çıkabilir. Ben bunu hiçbir zaman arzu etmem.'' -''YENİ BİR ANAYASA YAPMAK İSTEDİĞİMİZ İÇİN KAPATILMAK İSTENDİK''- Yeni anayasa konusunda iddialı olduklarını belirten Arınç, bu iddialarının 2007 yılındaki seçimlerden hemen sonra başladığını söyledi. 2008 yılının Ocak ayında hazırlıklarını neredeyse tamamladıklarını, Nisan ayında da konuyu TBMM'ye getirmeyi düşündüklerini, ancak o sıralarda Anayasa Mahkemesi'nde AK Parti'nin kapatılması için dava açıldığını hatırlatarak, şöyle konuştu: ''Zahirde laikliğe aykırı eylemlerle suçlanıyorduk ama ben biliyorum ki, yanlış düşünebilirim, biz yeni bir anayasa yapmak istediğimiz için kapatılmak istendik. Çünkü bu yeni anayasada birileri çok endişeye düştü. Biz diyorduk ki 'Yeni Anayasa', diyorduk ki, 'Daha çağdaş bir Anayasa', diyorduk ki, 'İnsan odaklı, birey odaklı bir Anayasa...' 2008 yılından sonra biz daha yüksek bir sesle yeni anayasayı konuşmaya başladık. Bu, birilerinin uykularını kaçırdı. Bu şartlanmış, statükoya inanmış, iman etmiş bir kesimde, 'Olmaz, bunun sonu çok kötü, bunlar bunları söylüyorsa demek ki eski anayasaları atacaklar.' Halbuki eski anayasalar, 1960 da, 1980 de darbe mahsulü anayasalar. İkincisi 'çağdaş' diyorlar. Bu çağdaş değil mi?'' Referandumla yapılan Anayasa değişikliğinde de TBMM'de tek başlarına kaldıklarını dile getiren Arınç, CHP'nin sandığa gitmeyerek hep kendilerini eleştirdiğini, MHP'lilerin hep ''hayır'' oyu verdiğini, BDP'lilerin de oylamalara katılmadığını, katıldıklarında ise ''hayır'' oyu kullandıklarını söyledi. ''Yeni bir kapatma davasından kaygılandınız mı'' sorusunu da Arınç, ''Hayır. Her şeye rağmen olacaktı, çünkü Anayasa'nın en önemli 26 maddesiydi. O bizim oylarımızla çıktı. Milletin önüne getirdik. Ne kadar bağırdılar, çağırdılar, insanlığımızdan çıkardılar. Bizi hainlikle itham ettiler ama millet yüzde 58'le... Bugün daha geniş kadrolu bir HSYK, daha geniş kadrolu bir Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurusuyla daha güçlendirilmiş bir yüksek yargı ortaya çıktı ve dün reddedilenler, hain ilan edilenler bugün kurumlarına dönmeye başladı'' diye yanıtladı.