-ARINÇ TÜSİAD VE BOYNER'E SERT ÇIKTI BURSA (A.A) - 27.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''TÜSİAD'ın bizde güven zafiyeti meydana getiren tutumu var'' dedi. Arınç, Polisevi'nde düzenlenen kahvaltıda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Arınç, daha yakından tanışmak, seçim çalışmalarında yoğun tempo harcayan gazetecilere teşekkür etmek için böyle bir kahvaltı organize ettiklerini söyledi. Yaptıkları çalışmalarda fark edemedikleri eksiklikler olabileceğini ifade eden Arınç, ''Samimi ortamda bunları dinleyelim, çözüme kavuşturalım istedik. Şimdi olduğu gibi daha sonra da bizim en yakınımız, gazeteci arkadaşlarımız olacak'' diye konuştu. -GENELKURMAY'IN İPTAL ETTİĞİ EGE TATBİKATI- Bir basın mensubunun ''İkinci Balyoz dalgası ülke gündeminde. Bununla ilgili olarak Genelkurmay'ın Ege'de yapacağı tatbikatı tepki olarak iptal ettiği konuşuluyor. Bununla ilgili düşünceleriniz nelerdir?'' sorusu üzerine Arınç, şunları kaydetti: ''Tatbikatlardan sorumlu bakan değilim. Ben de gazetelerden okudum. Genelkurmay Başkanlığından bir kuvvet komutanının açıklaması olmuş. Tatbikatlardan benim haberim bile yok. Bu Genelkurmay Başkanlığının ve Milli Savunma Bakanlığının takip ettiği konulardır. İptal edilir veya yapılır. Bu konudaki gerekliliği Genelkurmay bilir. Onların açıklaması olduysa elbette katılırız. Yeni bir iddianame veya yeni bir soruşturma yapılıyor haberini de doğusu içeriğini bilmiyorum. Açılmış devam eden davalar var. Belki soruşturması yapılıp da henüz davası açılmamış soruşturmalar da vardır. Bu konuda yeni bir gelişme olduğundan doğrusu haberim yok.'' -TÜSİAD HAKKINDAKİ YORUMLARI- Arınç, bir basın mensubunun ''TÜSİAD Başkanı'nın açıklaması var, internet yasaklarına karşı çıktıkları ve özel hayatın baskı altına alındığı yolunda...'' hatırlatması üzerine, şöyle konuştu: ''Sayın Boyner ve TÜSİAD ile ilgili öncelikle düşüncemi ifade edeyim; bu kuruluşlarla geçmişten bu yana iyi ilişkiler içinde olduk. Sayın Boyner, göreve başladıktan sonra bizi ziyaret etmişti. TÜSİAD'ın bizde güven zafiyeti meydana getiren tutumu var. Demokratikleşme adına, özgürlükler bazı anayasal değişiklikler, yeni anayasa yapma konusunda sözler söylüyorlar, raporlar tanzim ediyorlar, kamuoyuna açıklıyorlar ama sonra bir bakıyorsunuz gelen tepkiler karşısında hemen yapmadım, görmedim, duymadım havasına giriyorlar.'' Bülent Arınç, bildiği kadarıyla 1991'den bu yana TÜSİAD'ın bilim adamlarına siparişler vererek raporlar hazırlattığını ve bazen de bizzat içinde olduğunu ama sonra bu raporlara ve görüşlere sahip çıkmadıklarını söyledi. TÜSİAD'ın en son yeni anayasa konusunda bilim adamlarına yaptırdıkları çalışmayı büyük heyecanla açıkladığını ifade eden Arınç, şöyle devam eti: ''Sonradan gelen tepkiler üzerine 'Bu bizim görüşümüz değil profesörler yazmış'' diye inkar yoluna saptılar. TÜSİAD, geçmişten bu yana hiç değişmemiş. Düşüncelerine sahip çıkmayan, görüşlerini savunmayan Türkiye'de daha ileri demokrasi konusunda sözüne adeta güvenilemeyen bir kuruluş haline geldi. Eğer TÜSİAD, sanayi ve iş adamları toplululuğuysa, kendi alanındaki kendi meslektaşlarıyla veya üyeleriyle ilgili konularda ekonomik konularda daha fazla söz söylemesi, bu konularda düşüncelerini ifade etmesi daha doğru olacak.'' -''BOYNER DE BİLSİN Kİ...''- Arınç, ekonomide gelişmelerin olduğunu, Türkiye'nin büyüdüğünü, sanayici ve iş adamlarının hallerinden memnun olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Siz bunu söyleyeceksiniz. Aksini söylerseniz buna da dikkat ederiz. TÜSİAD Başkanı ve üyeleri biliyor ki; AK Parti döneminde sanayici ve iş adamları hallerinden memnundur, yeni yatırımlar yapıyorlar, daha çok para kazanıyorlar, daha çok ihracat yapıyorlar, işlerini genişletiyor ve büyütüyorlar. Bu konuda hükümeti eleştiremezler. Eleştirirlerse, 'siz yanlış düşünüyorsunuz. Şöyle çıkıp Türkiye'ye bakın en azından üyelerinize sorun hallerinden memnun mu?' diye onlara soracak insanlar bulunur. Şimdi bunları yapamayınca başka alanlarda hükümeti eleştirmeye çalışıyorlar. Ekonomik gelişmeler bir tarafa ona diyecekleri yok, ama 'internette sansürcülük gelişiyor' böyle bir şey yok.'' ''Boyner'in de çocukları var, yakın çevresi var'' diyen Arınç, şunları kaydetti: ''İnternet çok gerekli, faydalı iletişim aracı. İnternete girmeyen oraya bakarak çalışmalarını hazırlamayan bir kişi düşünülemez. Ama Boyner de bilsin ki; dünyanın her yerinde porno sitelerine karşı, şiddet yayan sitelere karşı, 'annenizi nasıl öldürebilirsiniz?' diye tarifte bulunan sitelere karşı, hayvanlarla ilişkiyi, çocuklarla ilişkiyi, her türlü rezaleti yayınlayan sitelere karşı elbette filtrasyon vardır ve elbette başka tedbirler de alınacaktır. Sayın Boyner'in bir çocuk annesi olarak memnun olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de her şey sınırsız ve sorumsuz değildir. Özgürlüklerin de bir sınırı vardır. Anayasa'nın 2 maddesini Boyner'e hatırlatırım. Ailenin korunması devlete verilen anayasal görevdir. Gençlerin korunması, hükümetlere, devlete verilen görevdir.'' -''SAYIN BOYNER VE DÜŞÜNCESİNDEKİLER İKTİDARA GELİRSE...''- Hükümetlerin, anayasada kendilerine emredilen görevleri yapma konusunda vazifeli olduğunu vurgulayan Arınç, şunları söyledi: ''İnternet bu kadar sınırsız ve sorumsuz bir alanda hizmet görüyorken, sadece ruhsal dünyamızı koruyabilmek, kötü alışkanlıkların, insanları meşgul edebilecek zararlı alışkanlıkların önüne geçebilmek için bir filtre uygulamasının veya önlem alınmasının topluma zararı değil faydası var. Sayın Boyner ve düşüncesindekiler iktidara gelirse her şeyi, porno sitelerini de şiddet yayanları da öldürme tarifleri yapanları da serbest bırakabilirler.''