Politika

ARINÇ: TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ HAKİM OLSUN BİLECİK (A.A)

28 Mayıs 2011 18:34

-ARINÇ: TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ HAKİM OLSUN BİLECİK (A.A) - 28.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Biz Türkiye'de demokrasi hakim olsun istiyoruz. Çeteler mafyalar olmasın istiyoruz. Eskiden çek senet mafyası vardı, çıkar amaçlı suç örgütleri vardı, AK Parti geldi, hepsinin belini kırdı. Şimdi 'çeteyim' diyen bir şey ortada yok. Hepsi cezaevlerinde. Hepsi oralarda hesap veriyor'' dedi. Bilecik'in Pazaryeri ilçesi Çarşı Meydanı'nda halka hitap eden Bakan Arınç, AK Parti'nin Bilecik'te genç, başarılı ve ahlaklı iki adayının bulunduğunu, daha önce bir vekil çıkardıklarını belirterek, 12 Haziran'da yapılacak seçimlerde sonucun 2-0 olmasını istedi. AK Parti'nin iktidara geldiğinde 40 kentte üniversitenin bulunmadığını ifade eden Bakan Arınç, şöyle konuştu: ''Bilecik'te de yoktu. Bilecik de dahil bütün kentlere üniversite açtık. Yollar yaptık. Dağları geçmek mümkün değildi. Anadolu'nun pek çok yerini kasaba görüntüsünden kurtardık. Dağları deldik, Anadolu'yu birbirine bağladık. Hiç kimse endişe etmesin, verilen sözler yerine getirilecek. İnegöl bağlantı yolu isteniyor. 8,5 yılda 15 bin kilometre duble yol yaptık, bunu mu yapamayacağız? Bunları gözünüzde büyütmeyin. Artık AK Parti ne derse yapar kanaati var. CHP, MHP için böyle bir şey yok. Bir gecede cebimizdeki paranın yarısını çalan bunlar değil mi? Bunlar ne yaptı? Biz yolsuzluk değil, yol yaptık. Ankara-Konya git gel 6 saatti. Şimdi Ankara-Konya 2,5 saat. Ucuz, rahat, konforlu ulaşım sağladık. Hastaneye sağlam giren hasta çıkardı. Tomografi çekimi için 6 ay sonraya gün verirlerdi. Hastaneleri tek çatı altında topladık. İsteyen istediği hastaneye gidiyor, tedavi oluyor. İlacını alıyor. Bu bile AK Parti'ye oy vermek için yeterlidir.'' Kendilerinden önce DSP, MHP, ANAP hükümetinin bulunduğuna değinen Arınç, şöyle devam etti: ''1999'da üçü bir araya geldi. Hükümet kurdular. Ecevit, rahmetli oldu. Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz başbakan yardımcısı ve hayatta. Biri saatlerce ağzını açmadan durur, öteki de yan tarafta kendi kendine sırıtırdı. Böyle bir hükümet. Her şey Ecevit'in üstünde. O da ne yapacağını bilemiyor zavallı. Şimdi bu partiler 1999 seçimlerinde ne kadar oy aldılar. DSP yüzde 22, MHP yüzde 18,5, ANAP yüzde 15,5 oy aldı. Aradan 3,5 yıl geçti. Topallaya, topallaya seçime gittiler. Nefesleri kalmamıştı. 3,5 yıl sonra millet bunlara ne yaptı. DSP 22'den yüzde 1,5'e, MHP yüzde 8,5'e, ANAP 5,5'e düştü. Demek ki millet üç buçuk senede bile bir parti hakkında kanaatini verebiliyor. 2002'de yüzde 35, 2007'de yüzde 47 oy aldık. Millet yanıldı diyebilir misiniz? 'Millet gaflete düştü' diyebilir misiniz? Bu kadar başarılı bir parti nereden alıyor bu başarısını? Millete verdiği sözleri tutuyor. Millet bize hizmet ettiğimiz için oy veriyor.'' -''KONUŞURKEN MİLLETE NE SÖYLEYECEKLER? ATIP SAVURUYORLAR''- 12 Haziran seçimlerinin sonucunun hemen hemen belli olduğunu kaydeden Arınç, şöyle konuştu: ''Ben başkalarının yalancısıyım. Anketlerde başka partilerin seçmenlerine soruyorlar. Bu seçimin sonucu sizce ne olacak? CHP, MHP, BDP ve diğer partilerin seçmeninin yüzde 80'i 'bunlar tekrar iktidara gelecekler' diyor. Ben demiyorum onlar diyor. Ama bir şeye kafaları takılmış. Acaba 340-350 ile filan mı gelecekler yoksa 400'ü mu bulacaklar? 400 derken bazılarının saçları diken diken oluyor. Millet ne verirse kabulümüz. Sayı hesabı yapmıyoruz. Ama milletten bir şey istiyoruz tekrar bize güveniyorsan iktidar yapmak istiyorsan bizi çok güçlü tek başına iktidar yap. Çünkü ancak işlerimizi böyle görebiliriz. Türkiye kurda kuşa yem olmasın. Herkesin siyasi tercihi onun namusudur. Biz ona kesinlikle laf etmeyiz ama önümüzdeki seçimde şunu düşünmeleri gerekir. Benim tuttuğum partinin tek başına iktidar olma şansı var mı? Böyle bir iddiası var mı? Genel başkanlarının ağzından 'bizde iktidar olacağız şunu şunu yapacağız' diye bir söz çıkıyor mu? Buna gönlün inanıyor mu? Arada bir söylüyorlardır tabi. Konuşurken millete ne söyleyecekler? Atıp savuruyorlar. Şimdilik hava ve su veriyorlar. Ver coşkuyu, ver coşkuyu. Sen gönlüne sor. Benim genel başkanım başbakan olabilir mi? Partim iktidar olabilir mi? 'Yüzde 22'den şaşma, onu da aşma' diye kendisine anamuhalefet görevini çoktan benimsemiş, bir partinin yüzde 40-45 ile tek başına iktidar olma şansını sen görüyor musun? Kalbine sor, 'evet' diyorsan, git oyunu kullan. 'Yok ya, deli misin sen kardeşim onun yürüyecek mecali yok, bakma işte biz böyle arada geldik hala bu partiye oy veriyoruz' derseniz, Türkiye'yi maceraya sokmayalım. Ne anamuhalefetin, ne de diğer muhalefet partilerimizin ne söyleyecek, ne yapacak, ne de milletten oy isteyecek geçmişe dayalı bir dikili ağaçları var.'' -''ARTIK ONLARIN DEFTERİNİ KAPATTIK''- Arınç, Türkiye'nin geçmişte kısır çekişmelerden, koalisyonlardan, yolsuzluk iddialarından, birbirlerini yok eden partilerden, birbirlerinin üzerine basarak yükselmeye çalışan politikacılardan çok çektiğini belirterek, şunları kaydetti: ''Artık onların defterini kapattık. Ya ciddi olacaklar, ya yeni bir sayfa açacaklar, ya milletin gönlüne girecek bir yol bulacaklar. Milletin tepesinden bakarak 'sen benim emrettiğim gibi olacaksın' diyen diktatöryal düşünceleri artık Türkiye'mizde istemiyoruz. Yerel seçimlerde Tatvan'da 45 oyla AK Parti seçimi kaybetti. AK Parti 15 bin oy aldı, BDP bizden 45 oy fazla aldı. Saadet Partisi de 6 bin küsur oy almış. BDP Belediye Başkanı sokaklarda çöpleri bırakacaksa, kepenkleri zorla kapattıracaksa bu da biliniyor, örgütle bağını her gün bir şekilde muhafaza edecekse, belediye başkanının yanında bir KCK Başkanı olacaksa ve bu belediyeye bizim aktardığımız trilyonlar, senede 13,5 trilyon bir şekilde başkalarının elinde malzeme olacaksa, hey benim güzel kardeşim senin aldığın 6 bin oy nelere mal oldu, düşünebiliyor musun? Sen 6 bin oyu bana ekleseydin, 22 bin oyla ben belediye başkanlığını alacaktım, o adamcağız 15 binde kalacaktı ve o zaman Tatvan'a hizmet gelecekti. Bunları lütfen düşünün. Bu bir matematiktir. Hayır benim de gücüm var, ben de ne kadar oy aldığımı göstereceğim... E gösterdin maşallah, ama nelere mal oldu, her gün yapılan beddualardan senin de payına düşen olur mu acaba? Her gün yapılan yanlışlıklardan sen de kendine bir pay alır mısın acaba? Bunu da düşünmemiz lazım.''