Politika

Arınç: Somut önerileri neyse anlatsınlar BURSA (A.A)

23 Ekim 2011 00:02

-Arınç: Somut önerileri neyse anlatsınlar BURSA (A.A) - 22.10.2011 - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, terörle mücadele konusunda, ''Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin de somut önerileri neyse bunları ya biz gelelim ya da kendileri teşrif etsinler, bunları anlatsınlar. Çok yabancı insanlar değiliz'' dedi. Arınç, Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilen, Büyükşehir Belediyesince tefrişatı yapılan Şabani Dergahı Geleneksel Sanatlar Merkezi'nin açılış töreninin ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Terörle mücadele konusuna değinen bir gazetecinin, ''Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'Masaya çözüm için oturursak, çözeriz' şeklinde bir önerisi oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Arınç, şunları kaydetti: ''Sayın Kılıçdaroğlu da, Sayın Bahçeli de terörle mücadele konusunda 'Bizden ne talep ediliyorsa onu yerine getiririz, çünkü bu hepimizin ortak mücadelesidir' dediler. Bu takdir edilecek bir davranış. Sayın Başbakanımız da her zaman ifade ediyor ki 'Bu konuda somut önerilerle gelinmesi halinde biz bunu mutlaka değerlendiririz' diyor. Yani 'Bu güne kadar yapılan mücadeleye şunu eklemek gerekir, şunu değiştirmek gerekir' diyebilirler. 'Şu yöntemden vazgeçilmelidir' diyebilirler. Ama ne var ki Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de -BDP'yi saymıyorum onların böyle bir derdi yok- her ikisi de sadece 'ne yapacaksanız biz hazırız' diyorlar. Çok açık ifade ediyorum, terörle mücadele ortak mücadele olursa başarıya ulaşır. Biz sadece Türkiye'nin değil, başta komşularımız olmak üzere dış ülkelerin de ülkemizin mücadelesine katkı vermesini istiyoruz. Mesela, Kuzey Irak'a diyoruz ki, 'İçinde terörist barındırmayacaksın, bunları boşaltacaksın'. Onlar da 'gücümüz yok' diyorlar, 'var' diyorlar. O zaman bu işi ben yapacağım diyorum.'' Arınç, şu ana kadar Türkiye'nin sınır ötesi harekatı konusunda bu ülkelerden bir itiraz gelmediğine dikkat çekerek, bunun o ülkelerle yapılan anlaşmalar sonucu olduğunu vurguladı. Irak merkezi hükümetinin ''Evet ben de askeri güçle Türkiye'nin mücadelesine destek vereceğim'' dediğini ifade eden Başbakan Yardımcısı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Dün İran Dışişleri Bakanı geldi. Kendisiyle ben de görüştüm. Ne gerekiyorsa yapacağız, PKK'nın kolu PJAK bizim de düşmanımızdır, ortak düşmanımıza birlikte hareket edeceğiz. Şüphesiz bunların dışında Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye'nin terörle mücadelesine katkı sağlamalıdır. Sağladığı müddetçe başarılı olur. Biz bunu düşünürken 74 milyonun meselesi olan terörle mücadele konusunda partilerimizin hiçbirinin teklifini nasıl reddederiz, bu akıl dışı bir olay olur. O yüzden Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin de somut önerileri neyse bunları ya biz gelelim ya da kendileri teşrif etsinler, bunları anlatsınlar. Çok yabancı insanlar değiliz. Çarşamba günü genel görüşme olacak, umarım Sayın Bahçeli de, Kılıçdaroğlu da o gün yapacakları konuşmada somut önerilerini açıklarlar, biz de bekliyoruz, bundan istifade etmek istiyoruz. Yeter ki doğru uygulandığı zaman faydalı olabilecek, bugüne kadar düşünülmeyen işler konusunda bize öneriler getirsinler. Onlara müteşekkir kalırsınız, yeter ki bu işi sonuçlandırmak üzere mutlaka bir çaba göstersinler.'' -''O bölgede bir BDP var, bir de AK Parti var''- Son olarak bugün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun gazetelerde yer alan ''O bölgedeki vatandaşlarımızı rahatlatmak lazım, psikolojik destek vermemiz lazım'' şeklindeki yorumlarına değinen Arınç, şunları kaydetti: ''Bunun için sanatçılar, iş adamları, futbolcular, sivil toplum örgütleri, öğrenciler ve öğretim üyeleri, hepsi o bölgeyle iş birliği yapsın, o bölgeyi ziyaret etsin deniyor. Ama bunların başında bir şey var ki, onu yapmıyorlar. O da siyasetçilerin o bölgede siyaset yapmasıdır. O bölgede bir BDP var, bir de AK Parti var. AK Parti tek başına. Her gün ilçe binaları bombalandığı halde, ilçe başkanları kaçırıldığı halde, belediye başkanlarının çocuklarının kaçırılıp örgüt adına tehdit edildiği halde hala siyasi çalışmalarına devam ediyor. O bölgede CHP de, MHP de siyaset yapmalı. O bölgedeki bütün siyasi partiler, o bölge ile irtibat kurmalı ve siyasi çözüm önerileri ortaya koymalıdır.''