-ARINÇ: ''MISIR'DAN PEK ÇOK ÜLKE DERS ALMALI'' İSTANBUL (A.A) - 04.02.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Mısır'daki olayların, kültürel mirasa, dini mabetlere herhangi bir zarar vermeden, kimsenin burnu kanamadan, sosyal hayatın akışı içerisinde sonlanmasını talep etiklerini belirterek, ''Özgürlükler, demokratikleşme, halkın makul ve masum talepleri konusunda yönetimlerin özverili olmaları, doğru ve isabetli kararlar vermeleri lazım. Bundan sadece Mısır'ın değil, pek çok ülke yönetiminin de ders alması gerektiğini düşünüyorum'' dedi. Arınç, Almanya'ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda yaptığı açıklamada, Almanya'da önemli toplantılar yapacaklarını belirterek, bunlardan birinin Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürülüğünün bir organizasyonu olan Federal Almanya'da Türkçe yayın yapan medya kuruluşlarıyla toplantı olduğunu söyledi. Türklerin yoğun olarak yaşadığı ülkelerin başında Almanya'nın geldiğini anlatan Arınç, ''Almanya'da çok sayıda Türkçe yayın yapan medya kuruluşu bulunmaktadır. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüz bir hizmet içi eğitim olarak oradaki arkadaşlarımızla toplanmayı, onların sorunlarını dinlemeyi ve Basın Yayın Genel Müdürlüğü olarak onlara ilişkin yapılan çalışmalar konusunda bilgi vermeyi arzu ettiler'' dedi. Bülent Arınç, bu seyahat nedeniyle Düsseldorf'ta Kuzey Ren-Vestfalya Eyalet Meclis Başkanı Eckhard Uhlenberg ile bir görüşme yapacaklarını ve yine eyaletin Uyum ve Sosyal İşleri Bakanı Guntram Schneiderle görüşeceklerini belirtti. Arınç, Kuzey Ren-Vestfalya bölgesinin, bir milyona yakın Türk'ün yaşadığı Düsseldorf'un başkenti olan büyük bir eyalet olduğunu ve burada 6 Türk parlamenter bulunduğunu anımsattı. Bu görüşmelerin önemli olduğunu düşündüğünü dile getiren Arınç, yarın basın yayın kuruluşlarıyla yapacakları toplantıdan sonra Avrupalı Türk Demokratlar Birliğince düzenlenen ''Türkiye'de güncel gelişmeler ışığında din ve vicdan hürriyeti'' konulu bir sempozyuma katılacağını kaydetti. Bu sempozyuma, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem başta olmak üzere, Vakıflar Meclisi üyesi Laki Vingas, alevi kuruluşlardan Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun ve başka davetlilerin katılacağını ifade eden Arınç, Türkiye'de son yıllardaki vakıflar başta olmak üzere diğer alanlarda yapılan gelişmeleri konuşacaklarını anlattı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Almanya'da pek çok sivil toplum örgütünün temsilcileriyle bir toplantıda buluşacağını belirterek, Pazar günü de vatandaşlara yönelik büyük bir salonda toplantının olacağını bildirdi. -MISIR'DAKİ OLAYLAR- Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bülent Arınç, Mısır'daki gelişmelere ilişkin, bir siyasetçi olarak olayları takip etmenin sorumlulukları olduğunu düşündüğünü ifade etti. Arınç, bu konuda salı günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmanın hissiyatları olduğunu söyledi. Başbakan'ın o konuşmasında, hem halka ilişkin düşünceler hem de yönetimleri ilgilendiren tavsiyeler, ikazlar ve düşüncelerin yer aldığını, bu konuşmanın da doyurucu olduğunu kaydetti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Söz konusu konuşma ve düşünceler çerçevesinde Mısır'da her şeyin olağan şartlar içerisinde mala ve cana zarar gelmeyecek şekilde, Mısır'ın kültürel mirasına, dini mabetlere herhangi bir zarar vermeden, kimsenin burnu kanamadan sosyal hayatın akışı içerisinde sonlanmasını talep ediyoruz. Özgürlükler, demokratikleşme, halkın makul ve masum talepleri konusunda yönetimlerin özverili olmaları lazım. Doğru ve isabetli kararlar vermeleri lazım. Bundan sadece Mısır'ın değil pek çok ülke yönetiminin de ders alması gerektiğini düşünüyorum. Cuma, tüm Müslümanlar açısından çok önemli bir gündür. Mısır'ın inançlı halkının, hangi inanca mensup olursa olsun böylesine kutsal bir günde kutsal bir vakitte kimseye zarar vermeden demokratik taleplerini ifade edeceklerini düşünüyorum. Onlara karşı kolluk kuvvetlerinin acımasız davranmamasını, onlara insani açıdan yaklaşmasını ve kan dökülmemesini umut ediyorum.'' -SUİKAST İDDİALARI SORUŞTURMASI- Bülent Arınç, kendisine yönelik suikast iddialarına ilişkin soruşturma konusundaki Genelkurmay Başkanlığı açıklamasıyla ilgili görüşünün sorulması üzerine, Aralık 2009'dan bu yana kendisiyle ilgili olduğu söylenen bir olayın soruşturma konusu yapıldığını hatırlattı. Arınç, bu soruşturmayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığın yürüttüğünü, yargı sürecine müdahil olmasının söz konusu olmadığını söyledi. Bu yargı sürecinin sonlanmasını kendisinin de istediğini dile getiren Arınç, ''Ya bir dava açılması ya da takipsizlik kararı verilmek suretiyle yargı süreci sonlanacaktır. Ben olayı sizler gibi dışarıdan takip ediyorum. Savcılığın veya hakimliğin vereceği kararlar şu anda, şu andaki aşamada beni çok fazla ilgilendirmiyor'' şeklinde konuştu. Arınç, gazetelerde, ''Savcılığın, Genelkurmay Başkanlığından istediği bilgilerin gönderilmediğine, hatta bunların devlet sırrı olarak nitelendirilip bu sebeple gönderilmediğine'' yönelik haberlerin çıktığını anımsatarak, şunları kaydetti: ''Ben de sizler gibi okudum, daha sonra Genelkurmay Başkanlığı, Başsavcılığın taleplerine zamanında cevap verildiğini, cevap verilmeyen bir konunun olmadığını ifade etti. Bu ne kadar doğrudur ne kadar yanlıştır bilemem, çünkü çıkan haberlerde bizim bir dahlimiz yok. Verilen cevapta da doğrusu sayın savcılığın yaptığı soruşturmayla ilgili olduğunu düşünüyorum. İnanıyorum ki yakın zamanda yargı süreci bir şekilde sonlanacaktır.'' -KKTC'DEKİ TÜRKİYE KARŞITLIĞI- Bülent Arınç, bir gazetecinin, KKTC'de düzenlenen bir mitingde Türkiye karşıtı sloganların atıldığını hatırlatması üzerine, şunları kaydetti: ''Kıbrıs yavru vatandır. Kıbrıs bizim bir parçamız. 1974'te Barış Harekatı'yla daha sonra 1983'te KKTC'nin ilan edilmesiyle yeni süreçte de Türkiye her zaman maddi ve manevi olarak KKTC'nin yanında oldu. Şehitler verdik, gazilerimiz var ve sadece 1974'te değil, 1950 ve 1960'lı yıllardan bu yana Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımızın çektiği acıları biliyoruz. Halen orada askerimiz var, halen Türkiye yılda 1 milyon liraya yakın Kuzey Kıbrıs'ın kalkınmasına, yatırımlarına destek oluyor. Bütün bu ilişkiler ortadayken sendikaları temsil ettiği söylenen insanların bazı haklardan mahrum kaldıklarını ifade ederek, bunun sorumlusu olarak Türkiye'yi göstermeleri ayıptır, çirkindir, yanlıştır.'' Arınç, KKTC'de yaşayan 250 bin civarındaki soydaşın bu düşünceleri paylaştıklarına inanmadığını, bunları ifade eden kişilerin yanlış yaptıklarını, geçmişi bilmediklerini ve geçmişte yaşadıklarını düşünmediklerini ifade ederek, bunların Türkiye'nin fedakarlıklarını unuttuğunu söyledi. Bu kişilerin, ideolojik gözlükler takmış insanlar olduklarını düşündüğünü ifade eden Arınç, ''Bir taraftan, kendi rahatlıkları ve huzurlarının muhafazasını istiyorlar, bir taraftan da bunların ellerinden gideceğini düşünerek Türkiye'ye düşmanlık yapıyorlar. Bu sendikaları temsil eden birkaç kişinin, bu sözlerinin, bütün Kıbrıslılara mal edilmesi düşünülemez. Hükümet mutlaka gerekli tedbirleri alacaktır. KKTC'nin Hükümeti, Başbakanı ve Cumhurbaşkanıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin Hükümeti çok iyi ilişkiler içerisindedir. Bunlar, geçmişte de buna benzer sesler çıkarmışlardı ama Kıbrıslıların bu davranışlarını benimsediğini söyleyemeyiz'' şeklinde konuştu. Bir gazetecinin, TRT'nin Anadolu Ajansının servise koyduğu bir fotoğraf nedeniyle aboneliğini iptal ettirdiğine ilişkin sorusu üzerine Bülent Arınç, ''Konu hakkında bilgim yok. Ben de sizin gibi duydum ama araştırma imkanı bulamadım'' dedi. Arınç ve beraberindeki heyet, daha sonra THY uçağıyla Almanya'ya hareket etti.