Politika

Arınç: Küresel bir güç olacağız ÇANAKKALE (A.A)

12 Ekim 2011 23:41

-Arınç: Küresel bir güç olacağız ÇANAKKALE (A.A) - 12.10.2011 - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Brüksel'de yabancı gazetecilerin, ''Türkiye ne kadar güçlendi, Türkiye ne kadar büyüdü, Türkiye'nin ekonomisi ne kadar güçlü, siz bölgesel bir güç oldunuz, ne yapmak istiyorsunuz?'' dediğini, kendisinin ise ''Siz neden bahsediyorsunuz, bölgesel güç olmak bizim için küçük bir hedeftir, biz küresel bir güç olacağız, ne eksiğimiz var?'' karşılığını verdiğini bildirdi. Arınç, AK Parti Çanakkale İl Gençlik Kolları 3. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, partilerinin 2001'in 14 Ağustos'unda kurulduğunu hatırlattı. ''Bu yıl 10. yılımızı kutladık'' diyen Arınç, şöyle konuştu: ''10. yıl ne ifade ediyor? Ben 40  yıldır siyasetin içindeyim hasbelkader. Herkes böyle olacak diye bir kural yok. Üniversitedeyken siyaset hevesiyle önce gençlik kollarında başladım. Sonra il başkanlığı, MKYK üyeliği, 5 dönemdir de parlamentodayım. Allah bu hayırlı hizmeti sizlere de nasip etsin. Onun için en başta gençlik kollarımızda çalışmanın çok önemli olduğunu söylemek istiyorum. Ben 19 yaşındaydım, gençlik kollarına girdim, başkanı oldum. Sayın Başbakanımız da gençlik kollarından siyasete başladılar. Bir insan siyaseti beğeniyor, benimsiyor ve onu bizzat yapmak istiyorsa imkanı varsa gençlik kollarında bu işe başlasın. Herkes için şart değil, buna kesinlikle inanıyorum. Herkes bunu arzu da etmeyebilir. Ama 'Ben geleceğimi siyasette görüyorum, ülkemin hizmetine koşmak istiyorum, benim imkanlarımda var' diyen herkes eğer gençlik kollarında işe başlayacaksa, bu önemli bir artıdır. Kadın kollarımız da önemli faaliyet kuruluşlarımızdan bir tanesidir. Çünkü burada malzemesi insan olan bir siyasi çalışmaya başlıyorsunuz. Daha çok tecrübe kazanıyorsunuz, daha çok insanlarla birlikte oluyorsunuz, ülkemizin ve milletimizin sorunları konusunda daha genç yaşlardan itibaren çok büyük çalışmaya katılıyorsunuz. Çok şükür o 40 yıla dönerek baktığımda, bu 10 yıllık AK Parti döneminin Türkiye'de adeta bir milat olduğunu söyleyebilirim.'' -''15 aylık bir parti olarak seçime girdik, yüzde 35 oy aldık''- AK Parti'den önce, ANAP, DSP ve MHP'den oluşan 3 partili koalisyon hükümetinin iş başında olduğunu, seçime girerken her partinin kendi içinde bölündüğünü ve parlamento içinde 7 partinin bulunduğunu aktaran Arınç, şunları kaydetti: ''Biz 15 aylık bir parti iken seçime girdik. Yanınızda 40 yıllık, 50 yıllık partiler vardı. 7 partinin, 7'si de parlamentonun dışında kaldı. Her biri barajı aşamadı, bir tek bizimle birlikte 2002'de CHP barajı aştı. O da meğerse şanslıymış. Çünkü 1999 seçimlerinde barajın altında kalmıştı, Meclise de girememişti. Eğer o da Mecliste olsaydı, emin olun barajı aşamayacaktı. Çünkü seçimlere girdiğimiz gün Türkiye'de siyasetin bittiği gündü, siyasetin itibarsızlaştığı gündü. Milletvekillerinin yakasına rozet takarak, sokağa çıkamadığı gündü. Hükümetlerin iflas ettiği gündü. İktidar ve muhalefet partilerinin yüzüne kimsenin bakmadığı gündü. Yolsuzluk mu? Hesabı onlardan soruluyordu. Yanlış mı? İktidar muhalefet partilerinden, yalan mı, hile mi? Milletvekillerinden... Böyle bir kanaat oluşmuştu.  Milletimiz siyasete karşı soğumuş, siyasetçiyi defterinden silmişti. Çünkü 1999 seçimlerinde DSP yüzde 22 ile birinci olmuştu, MHP yüzde 18,5 ile ikinci olmuştu. ANAP yüzde 15,5'la üçüncü parti olmuştu. 3,5 sene zor dayandılar, hükümet yok ortada. Toplanamıyorlar. 2000 - 2001'de öylesine bir ekonomik kriz geldi ki her birimiz bir gecede yarı yarıya soyulduk. 100 lira ile yattık, sabah 50 lira ile kalktık. Gecelik repo faizleri yüzde 17 binlere fırladı, dolar 690 bin liradan 1 milyon 700 bin liraya çıktı. Türk parası devalüe edildi. 20 bankanın içini soydular boşalttılar, millete 40 katrilyonluk yük yüklediler. Sonra ne oldu o partiler? 2002 seçimine girdiler 3,5 yıl sonra yüzde 22 oy alan oy alan DSP yüzde 1,5'u zor aldı. Yüzde 18,5 alan MHP 8,5 ile barajın altında kaldı. Yüzde 15,5 alan ANAP yüzde 5'e düştü, şimdi ANAP diye bir parti de yok, Doğru Yol Partisi diye bir parti de yok. Şunu söylemek istiyorum. Biz yepyeni bir parti olarak, 15 aylık bir parti olarak seçime girdik, yüzde 35 oy aldık ve tek bayımıza iktidar olduk. Hamd olsun gün, 3 Kasım 2002'dir.'' -''Biz küresel güç olacağız, ne eksiğimiz var?''- 2011'in 12 Haziran'ında yüzde 50 ile yine tek başına iktidar olduklarını anımsatan Arınç, şu ifadeleri kullandı: ''Çizgi hep yukarıya doğru. Bize bu başarıları nasip eden Allah'a hamd olsun ve milletimiz var olsun. Yüzde 50'den bahsediyoruz. Bu önemli bir rakamdır. Bu önemli bir rakamdır ki 12 Haziran seçimlerinin sonucunu çok güzel bir karikatür özetledi. Gördünüz mü bilmiyorum, benim çok hoşuma gittiği için bazen söylüyorum. Tayyip Bey, Sayın Başbakanımızın karşısında, Sayın Bahçeli ile Sayın Kılıçdaroğlu. Tayyip Bey, muzip muzip onlara dönüyor diyor ki, 'Söyleyin bakalım hanginiz bana oy verdi?' Yüzde 50 oyun hesabı bu. Bununla şunu söylemek istiyorum. Çanakkale'de yüzde 50'yi bulamamış olabiliriz ama arkadaşlarımız genel seçimde bize yine birinci parti olmayı ve iki değerli milletvekilimizi çıkarmayı başardılar. Bundan sonra hedefimiz, çıtamız daha da yüksektir. Türkiye'de olan niye Çanakkale'de olmasın, niye Çanakkale yüzde 50'nin altında kalsın? Niye Çanakkale'nin 4 milletvekilin dördü de AK Parti'nin olmasın? Bu seçimlerin güzel bir sloganı da oydu; (Hayaldi gerçek oldu).''  ''Ben size hayallerden bahsediyorum. Her iş güzel bir hayalle başlar. Sonunda gerçek olur'' diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Avrupa'da bana sordular Brüksel'de yabancı gazeteciler, (Türkiye ne kadar güçlendi, Türkiye ne kadar büyüdü, Türkiye'nin ekonomisi ne kadar güçlü, siz bölgesel bir güç oldunuz, ne yapmak istiyorsunuz?) dediler 15-16 tane gazeteci... Ben onlara döndüm -Allah'a çok şükür bugünleri yaşıyoruz, içimdem geçirdim- dedim ki (Siz neden bahsediyorsunuz, bölgesel güç olmak bizim için küçük bir hedeftir, biz küresel bir güç olacağız, ne eksiğimiz var?)'' -''Şu anda Türkiye geçmişte başı önünde olan ülke değil...''- Burasının, şehitler beldesi Çanakkale olduğunu vurgulayan Bülent Arınç, ''Onların aziz ruhlarını saygı ile yad ediyorum, onların şefaati üzerinizde olsun. Dünyaya Çanakkale Meydan Muharebesi'nin bir taraftan, bir taraftan denizdeki muharebenin ve 'Çanakkale geçilmez' düşüncesinin en güzel örneğini yaşatan bu güzel ilimizde birbirinin koynunda, kucağında yatan şehitlerimizi rahmetle anıyorum'' ifadesini kullandı. Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugün Türkiye'nin sahip olduğu zenginliklerin en önemli göstergesi, burada Diyarbakır Bismilli Ali'nin, Manisalı Veli'nin kucağında şehit olmasıdır. Diyarbakır'ıyla Manisa'sıyla, Çanakkale'siyle, Biga'sıyla bu toprakların her bir ferdi, hatta son Osmanlı coğrafyasının her tarafından buraya geldi ve burada şehit düştü. Birbirlerinin kucaklarında, birbirlerinin gönüllerinde yer aldılar. Çanakkale böyle mübarek bir yer.  Bugün bu ülkeyi bölmek, parçalamak isteyenler ve hala 'Biz başarılı olacağız' inadıyla kadınlara, çocuklara, askere, polise silah doğrultanlar.... Yemeğe giderken... Karnındaki 8 aylık yavrusuyla dünyayı göremeden kahpece şehit edilenler var. Bu ülkeyi böleceklerini ve emellerine ulaşacaklarını zannediyorlar. Onlara bir tek tavsiyemiz var: Gelin Çanakkale'yi görün ondan sonra bu iddianız devam ediyorsa yine devam edin ama gerçeğin balyozunu da tepenizde göreceksiniz. Allah'ın izni ile bu millet yanlış yapmaz, bu millet yanlışa prim vermez, bu millet yıllardır bu topraklar üstünde büyük medeniyetlerin sahibi olmuş, ilim, ahlak, fazilet, edep ve bütün bunların hepsi büyük insanlık medeniyetine sahip bir ülkede... Biz birbirimizden güç alacağız, tarihimizden güç alacağız. 'Ne harabi, ne harabatiyiz, kökü mazide olan atiyiz'. Türkçesini anlatmam gerekirse, biz harap, harabetli insanlar değiliz, yanlış işlerin peşinden koşmayız, biz kökü geçmişte olan çok mutlu bir geleceğiz. Kimliğimize inanıyoruz, ortak değerlerimize sahibiz, milli manevi duygularımıza, bu ülkenin yeniden tarihteki gibi büyük bir medeniyet kuracağına, büyük bir devlet olacağına inanıyoruz, ki 9 yıllık AK Parti dönemi bunun şahididir. Şu anda Türkiye geçmişte başı önünde olan ülke değil, başını dik tutan bir ülkedir.''