-ARINÇ: İKİLİ YAPILANMA ORTADAN KALKMALI İSTANBUL (A.A) - 27.11.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'de hukukta birlik değil, dualizm olduğunu belirterek, ''Sanki ülkeyi sivil ve asker birlikte yönetiyor. Artık bu ikili yapılanmanın Türkiye'de ortadan kalkması lazım. Tek bir Yargıtay, tek bir Danıştay. Anayasa Mahkemesi nasıl tekse, tekli bir yapıya dönüşmemiz lazım'' dedi. Arınç, TV8'de katıldığı haber programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Generallerin açığa alınmasına ilişkin soru üzerine Arınç, Genelkurmayın 20-21 maddelik açıklamasıyla, yaşanan olayların kronolojik olarak anlatıldığını belirterek, bunun doğru kabul edileceğini, Hükümet kanadının da Genelkurmayın açıklamasının da bir olay yaşandığını gösterdiğini ifade etti. Yüksek Askeri Şuranın (YAŞ) başkanının, Başbakan olduğunu belirten Arınç, şöyle konuştu: ''Bakmayın öyle iki kişinin yan yana oturduğuna. Askeri kanunlarımızda da Anayasa'da da YAŞ kanununda da Şuranın başkanının başbakan olduğu yazılı. Genelkurmay başkanı orada diğer üyelerle birlikte bir üye sıfatını taşıyor. Orada Sayın Başbakan ile Milli Savunma Bakanı da bu 3 generalin haklarındaki iddialar sebebiyle terfisinin söz konusu olamayacağını, söz konusu edilirse bile, kesinlikle terfi etmemeleri gerektiğini söylemiş, ama anlaşılıyor ki askeri kanat da bunların terfi edilebileceklerini düşünmüş. Daha sonraki gelişmeleri tek tek tartışmaya gerek yok. Şimdi bunlar hakkında açığa çıkarılma kararı uygulandı.'' Bu 3 generalin Askeri Yüksek İdare Mahkemesine başvurduğunu anımsatan Arınç, dünkü açıklamalarının ne bu generallerle ne bu müracaatla ilgili olduğunu söyledi. İşin özünde bir çarpıklık bulunduğunu belirten Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Askeri Yargıtay var, sivil Yargıtay var. Sivil Danıştay var, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) var. O var, karşılığında bu var. Böyle bir şeyin olmaması lazım. Ne AB içindeki demokratik Avrupa ülkelerinde ne başka bir ülkede askeri bir yapılanmanın hukuk alanında da çift başlı olduğu bir yapı söz konusu. Dolayısıyla oradaki hakimlerle ilgili değil kanaatimiz. Onlar mutlaka hukuku çok iyi bilen, vicdan sahibi, yazılı hukuka bağlı insanlardır.'' Türkiye'de yaşanan bir örnek olduğunu, yıllarca görev yapan DGM'nin içindeki askeri hakimin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararı doğrultusunda çıkarıldığını, sonra da mahkemenin kaldırıldığını anlatan Bülent Arınç, şöyle konuştu: ''Şimdi 3 kişilik hakimlerin içinde bile bir tane askeri hakimin bulunmasını bağımsız ve adil yargılamaya uygun bulmayan AİHM, askerin müracaat ettiği bir mahkemenin tamamının askeri hakimlerden oluşmasını hiç uygun görmeyecektir. Bu hukuk yapısına da uygun değildir. Çok basit olarak söyledim. Bu davayı açanlar, itirazı bulunanlar kim? 3 tane general. Rütbeleri ne? Tuğgeneral, tümgeneral, korgeneral. Peki askeri mahkemedeki hakimlerin rütbeleri ne? Binbaşı, yarbay, albay. Şimdi ast ve üst münasebetine dayalı bir hiyerarşide, bu hakimler karar verirken, acaba tam adil yargılama yapılabilir mi? Bağımsız karar verebilir mi? Yanıtını birileri versin. Bence çok zorlanırlar. Dolayısıyla sadece bu müracaat ile ilişkili değil ama artık bu ikili yapılanmanın Türkiye'de ortadan kalkması lazım. Tek bir Yargıtay, tek bir Danıştay. Anayasa Mahkemesi nasıl tekse, tekli bir yapıya dönüşmemiz lazım. Şimdi bunlar müracaat ettiği için biz AİYM'i konuşma fırsatı buluyoruz. Ama böyle bir olay olmasaydı bile bizim Anayasa değişikliklerimiz içerisinde düşüncelerimizden bir tanesi de tek yargı sistemine geçiştir. Sanıyorum bu olay bunu biraz daha hızlandıracaktır.'' Bülent Arınç, CHP'nin de bu ikili yapıyı tekli hale getirme düşüncesi olduğunu ifade ederek, tekli bir sisteme geçişin ancak anayasa değişikliğiyle olabileceğini vurguladı. Arınç, ikili düzeni düşünenlerin ''kolayca değişmesin'' diye bunları Anayasa içine koyduğunu ifade ederek, şunları söyledi: ''Çünkü anayasayı değiştirmek nitelikli çoğunluk istiyor. Kanunda böyle bir şeye gerek yok. İçeride 139 kişi 'evet' verirse, kanun değişir veya yeni bir kanun yapılır. Ama darbeyi yapanlar, çok akıllı insanlarmış. Günün birinde 'bu subapları ortadan kaldırmak isteyen, özgürlükçü yapıyı düşünenler' gelir diye Anayasa içine koymuşlar. Öyle bir sıkı bir noktaya getirelim ki bu, anayasayı değiştirmek kadar zor olsun diye düşünmüşlerdir. Biz de Anayasa'yı Mecliste değiştiremedik, millete gittik. Millet de 20 milyon oy verdi, Anayasa'yı değiştirdi. Herhalde yapılacak şey bu işin sonunda yine millete götürüp, 'Ey millet ikili bir yapı mı istiyorsunuz, tek yargı mı istiyorsunuz?' diye sormaktan ibarettir. Millet en güzel kararı verecektir.'' (SBE-DÜR-SEB)