-ARINÇ: HSYK ÜYELİĞİ SEÇİMİ ÇOK DEMOKRATİKTİ ANKARA (A.A) - 19.10.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HSYK üyeliği seçimine ilişkin, ''Bu seçim bence çok demokratik bir seçim oldu'' dedi. Arınç, TV 8'deki ''Erkan Tan ile Başkentten'' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. ''HSYK'daki üyelik seçimini Adalet Bakanlığının desteklediği listesinin kazandığı'' iddialarına yönelik soru üzerine Arınç, çok önemli bir anayasa değişikliğinin yapıldığını hatırlattı. Bu değişiklikteki en önemli maddelerden birinin HSYK'nın yapısına ilişkin olduğunu bildiren Arınç, 1982 Anayasasına göre 3 Yargıtaydan, 2 Danıştaydan gelen 5 yüksek yargıcın 12 bine yakın hakim hakkında her türlü kararı verdiğini hatırlattı. HSYK üyeliği için yapılan seçimin YSK nezaretinde gerçekleştiğini vurgulayan Arınç, YSK'nın bu konuda birçok karar verdiğini söyledi. YSK, seçimin güvenli ve dürüst yapılması için her aşamada tüm kararları aldığını belirten Arınç, ''Buna itiraz, kaybedenlerin üzüntüsünü ortaya koymaktan başka bir şey değildir'' diye konuştu. Arınç, şöyle devam etti: ''10 tane seçiliyor, bunlardan 2 tanesinin Adalet Bakanlığında bürokrat olması söz konusu edilemez. 12 bin tane hakimi, savcıyı, adli ve idari yargıyı etkilemek söz konusu olamaz. Bunlar çocuk değil. Bunlar kürsüde yıllardan beri görev yapmış insanlar. Bunların da aklı var, bunların da fikri var, bunların da düşüncesi var, bunlar da bir seçim yaparken belli kriterlere göre oy veriyorlar. Bazı derneklerin sesleri fazla çıkmış olabilir ama bunların tabanda çok fazla itibar görmediği ve beğenilmediği şeklinde bir sonuca da ulaşabilirsiniz. 12 bin kişi sandığa gitti, seçimini yaptı ve bir liste ortaya çıkardı. Bu listede seçilenler olduğu gibi seçilemeyenler de olabilir. İlla Osman Kaçmaz'ın veya bir başkasının da seçilmesi gerekmiyor. İlla Ahmet'in veya Mehmet'in seçilebileceği diye bir garanti de yok.'' ''YARSAV'ın listesinde de Adalet Bakanlığında çalışanların'' olduğunun hatırlatılması üzerine Arınç, şunları kaydetti: ''Bakanlık merkezinde çalışanlar var. O anlı, şanlı başkan Ömer Faruk Eminağaoğlu yıllardan beri tetkik hakim görünüyor. Her gün televizyon televizyon dolaşıyor ama, görevini nasıl yaptığını da doğrusu çok fazla bilmiyorum, bunların hepsi Adalet Bakanlığının merkez teşkilatında, Yargıtayın merkezinde, Danıştay merkezinde çalışan insanlar. Asıl etkileyecek olanlar onlar. Yıllardan beri Danıştayda tetkik hakim olarak çalışıyorlar, yıllardan beri Yargıtayda tetkik hakim olarak çalışıyorlar. Yargıtayın bütün dairelerini biliyor, Anadolu'dan gelen dosyalar üzerinde inceleme imkanı var. Hakimlerle, savcılarla her zaman görüştüklerini kabul edebilirsiniz. Bunlar hayatın doğal akışında olacak şeyler ama seçim başka bir şey, sandığa gitmek başka bir şey, insanların tercihini hangi ölçülerde kullandığını tespit etmek farklı bir şey. Bu seçim bence çok demokratik bir seçim oldu. Bunun aksi bir sonuçta ortaya çıkabilirdi. Şunlar şunlar da seçilmiş olabilseydi, her halde bir başkasının onları eleştirmesini duymuş olacaktık. Adalet Bakanlığından sadece iki tane bürokratın YSK'nın verdiği izinle aday olabildiğini, bu adaylığı sebebiyle de bütün teşkilatı etkilemiş olacağını kabul etmek mümkün değil.'' Arınç, çok oy alanların Adalet Bakanlığı camiasında çok daha fazla tanındığı, sevildiği, itibar edildiği, az oy alanların ise bu konuda çok tanınmadığı veya kendilerine bu konuda görev verilmek istenmediği gibi bir sonuç çıktığını söyledi. Arınç, ''Bu kadar basit, başka ne olabilir? Komplo teorilerine girmeye kalkarsanız her şey söylenebilir'' diye konuştu. -BEDELLİ ASKERLİK- Bülent Arınç, bu konuda birkaç kere konuşunca başına gelmeyenin kalmadığını söyledi. Elinde bir sihirli değnek varmışcasına kendisine bedelli askerliği yarın çıkaracakmışcasına ümit bağlandığını söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Onları ümitsizliğe sevk etmek istemem, fikir olarak bu düşünceden yanayım. Belli bir yaşı geçmiş, toplumda belli bir statüko kazanmış, kendi işini kurmuş, yurt içi, dışı bağlantıları olan veya herhangi bir üniversitede öğretim üyesi durumuna gelmiş yani artık bu yaşla, konumla askerlik yapması mümkün olmayan insanların bedelli askerlikten istifade etmesini ben bir hak olarak görüyorum. Bunun bir başka türlüsü esasen var. Yurt dışında belli bir süre çalışırsanız Burdur'da 28 günlük bir misafirlik mümkün olabiliyor, bedel karşılığında. Bunun bir başka şeklinin bedelli talep edenler için yapmamak bence mümkün değil. Ancak milli savunmanın kendi gereklerini de dikkate almak mecburiyetindeyiz. Bu konuyu tamamen kapsayacak bir düzenlemenin ümit ediyorum ki yakında hükümetimize gelmesi söz konusu. Sayın Başbakanımız da perşembe günü bir brifing alacağını söyledi. Belki yılbaşına kadar inşallah, ümit ediyorum, bedelli, tek tip, askerliğin süresi, sınır birliklerinin kurulması konusunda ortaya bir tasarı konulacak ve bu iş gerçekleşecek.''