-ARINÇ: "KORKU YARATARAK BU SEÇİME GİDEMEZSİNİZ" BURSA (A.A) - 15.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, '' Bağırarak, korkutarak, bir gerilim meydana getirerek, molotof kokteylleriyle, taşlarla, evleri, dükkanları, seçim bürolarını tahrip ederek, hatta insan hayatına mal olacak endişe ve korku yaratarak bu seçime gidemezsiniz'' dedi. Arınç, Bursa Muşlular Platformu'nun Yunus Emre Spor Kompleksi'nde düzenlediği yemekli toplantıda, Muşluların yaptığı toplantıda bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ''İnşallah buradaki beraberliğimizi sürdüreceğiz, birbirimizi seveceğiz, kopmayacağız, birbirimizin zor günlerinde, sevinçli günlerinde hep birlikte olacağız'' diye konuştu. Bu seçim döneminde genel merkez tarafından Bursa'dan milletvekili adayı olmasının istendiğini dile getiren Arınç, görevden kaçmayacaklarını, özellikle Bursa gibi tarihi, kültürü ve inancıyla simge olmuş Bursa'dan aday gösterilmenin büyük onur olduğunu ve severek geldiğini anlattı. Bir süre önce Muş ve Bitlis'e, dün de Diyarbakır'a gittiğini ifade eden Arınç, toplantıya katılanlara, getirdiği selamları iletti. Arınç, daha önce Muş'u ilçeleriyle yakından bildiğini belirterek, oralarda hiç yabancılık çekmediğini, kendisine gösterilen ilgiden memnun olduğunu söyledi. Bitlis'e referandum öncesinde de gittiğini anımsatan Arınç, şöyle konuştu: ''Muş ve Bitlis, 12 Eylül referandumunda Türkiye'de rekor kıran 2 ilimizden birisi oldu. Yüzde 90'ların üzerinde evet oyu verdiler. Özellikle Muş, en yüksek katılımla, en yüksek evet oyunu kullanan ilimiz oldu. Referandumda evet demek Anayasa'nın en önemli 26 maddesini değiştirmek demektir, darbeler döneminin kapanması, darbecilerden ve haksızlıklardan hesap sorulması demektir. Çok şükür Bursa da evet dedi. Türkiye'nin evet dediği bir referandumda Bursa'nın, Muş'un Bitlis'in evet demesi çok önemlidir.'' -''SİYASETİ TERCİH EDENLER ŞİDDETTEN UZAK DURUR''- Bülent Arınç, dün Diyarbakır'da bulunduğunu ve bir endişenin hakim olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Seçime katılmak hepimiz için önemli. Halk ne oy verecekse bizim kabulümüz. Yeter ki, millet, sandığa güvenle gitsin, elini vicdanına koysun, hiçbir baskı, tehdit, şantaj, korku içinde kalmadan özgür iradesiyle oyunu kullansın. Bu oyunu kime oy verecekse kabulümüz, AK Partiye vermesi şart değil. Maalesef korku, tehdit, baskı var. Sandıklara gitmek veya sandık emniyetinin sağlanıp sağlanamayacağı konusunda kuşku var. Halka yaptığımız bütün konuşmalarda bu endişelere yol verilmemesi ve sandığa mutlaka gidilmesi tavsiyesinde bulunduk. Orada siyaset yapan hem bağımsız adaylığını koymuş hem de başka şekilde aday olmuşlara, 'lütfen halk üzerinde baskı kurmayın bu kimseye yakışmaz' dedik. Ya siyaset ya şiddet... Biz siyaseti tercih etmeliyiz. Siyaseti tercih edenler şiddetten uzak durur. Bağırarak, korkutarak, bir gerilim meydana getirerek, molotof kokteylleriyle, taşlarla, evleri, dükkanları, seçim bürolarını tahrip ederek, hatta insan hayatına mal olacak endişe ve korku yaratarak bu seçime gidemezsiniz. Halk sizi sevmez belki sizden korkar. Sevmek başka, korkmak başka şey. Siz milletten severek oy alın. Emin olun milletimiz, sandığa severek gittiğinde Türkiye için hayırlı sonuç olacak.'' -''DİYARBAKIR BİRİLERİNE GÖRE BİR ŞEYİN MERKEZİ YAPILMAK İSTENİYOR''- Bölgede sandığa gitme konusunda bir kararlılık ve cesaret gördüklerini dile getiren Arınç, ''Sonuçlar ne olursa olsun sandığa gidilmesini ve oradan bu seçimlerin başarıyla sonuçlanmasını arzu ettik. Diyarbakır birilerine göre bir şeyin merkezi yapılmak isteniyor. Orada barışın, huzurun, birbirimize saygının ne kadar önemli olduğunu söyledik. Halk üzerinde bir korku meydana getirmenin, hiçbir siyasetçiye yakışmayacağını aktardık'' dedi. Arınç, bütün taleplerin Hükümet tarafından dikkate alındığını ve bu taleplerin yüzde 90'ının sonuçlandığını ifade ettiklerini anlatarak, şunları söyledi: ''Anlayan anladı. Eminim ki, seçim sonuçları da ülkemiz için yeni sayfanın açılacağını gösteriyor. Biz gittiğimiz yerlerde hizmetleri gördük ama birileri hizmetleri görmüyor. Onlar için sadece slogan, ideoloji ve kavga var. Muş-Bitlis yolu, adeta kaymak gibi bal dök yala, pırıl pırıl. Yol üzerinde bana 400 yataklı eğitim araştırma hastanenin yerini gösterdiler. Yakın zamanda bitecek. Hayret ettim, Manisa'da henüz 400 yataklı araştırma eğitim hastanesi yok. Çok şükür Bursa buna kavuştu. Ama bakınız Bitlis'te olan da Tatvan'da olan da 400 yataklı eğitim araştırma hastanesi. 50-60 bin nüfuslu yerlere ayrıcalık olmasın, eşitlik ve adalet olsun diye en güzel hastaneleri en çok doktorları gönderdik.'' -''AK PARTİ TÜRKİYE'NİN HER YERİNDE VAR''- Üniversiteler yaptıklarını, Muş'taki üniversitede 3 bine yakın öğrenci bulunuğunu ifade eden Arınç, ''Kurulalı 2-2,5 yıl oldu. Bu üniversitede çok önemli bölümler açıldı. Ana diller konusunda önemli fakülteler açıldı. Öğrenciler demokratik özgürlük içinde hiçbir kıyafet ayrımcılığı olmadan, sadece bilimle meşgul, birbirini severek eğitim görüyorlar. Bitlis'te de Diyarbakır'da da aynı şeyi gördüm'' diye konuştu. Arınç, gittiği bu bölgelerde büyük çevre yolları, tünellerin yapıldığını, enerji, su ve kanalizasyon ihtiyaçlarının giderildiğini belirterek, şunları kaydetti: ''10 yıl önce bunların hiçbiri yoktu. Bugün birçok hizmet var. Dahası da yapılıyor ve yapılacak. Türkiye'de ayrımcılığı, bölgeler arası dengesizliği biz ortadan kaldırdık. Bütün ülkeyi kuşatacak, Türkiye'de, doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle her yere adaletli hizmet götürecek, batıda ne varsa doğuda da gerçekleştirecek hizmet çalışmasına girdik. AK Parti, Türkiye'nin her yerinde var. 81 ilin hepsinde milletvekili var. Belediyelerin yüzde 70'ine yakınında ben varım. Bu benim insan vücudundaki kılcal damarlar gibi her tarafta olduğumu gösteriyor. Öyle siyasi partiler var ki, ülkenin 35 ilinde yok, Türkiye'nin 26 ilinde yok, Türkiye'nin 5 ili hariç 75-76 ilinde yok.''