Politika

ARINÇ: "KASETLER KONUSUNDA KONUŞMAMAYA NEREDEYSE YEMİN ETTİK" BURSA (A.A)

22 Mayıs 2011 16:29

-ARINÇ: "KASETLER KONUSUNDA KONUŞMAMAYA NEREDEYSE YEMİN ETTİK" BURSA (A.A) - 22.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MHP'de kaset iddialarına adı karışan isimlerin partideki görevlerinden ve milletvekili adaylıklarından istifa etmelerine ilişkin, ''Bu şekilde sanıyorum, MHP'nin Başkanlık Divanı boşaldı veya çok büyük ölçüde eksildi. Kasetler konusunda doğrusu hiçbir şey söylememeye neredeyse yemin etmiş durumdayız'' dedi.  Kanal 24'te canlı yayın programına katılan Arınç, Bursa seçmeninin AK parti noktasında, geçmişte çok bonkör olduğunu, bu dönemde de daha büyük bir heyecan olduğunu ve daha çok milletvekili çıkaracaklarını söyledi.  Arınç, yeni anayasa ve Kürt sorunun çok konuşulduğunu ancak seçmenin daha büyük ölçüde AK Parti'nin 8,5 yıldır ülkeye yaptığı hizmetlerin artarak devam etmesini istediğini ifade ederek, sanayi, üretim, ihracat ve istihdam alanındaki beklentilerin yanı sıra AK Parti'nin başlattığı Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinin başarıya ulaşmasının beklendiğini dile getirdi.  Kürt sorunu veya buna benzer sorunlarda da atılacak demokratik adımların 12 Haziran'dan sonra daha güçlü olacağının bilindiğini anlatan Arınç, şöyle konuştu:  ''Tabi bizim 12 Haziran'dan sonra yapmamız gereken şey, artık darbe anayasalarından tamamen kurtulmak, yeni bir anayasa yapmak, daha öz, daha kısa, daha ideolojisiz, daha demokratik bir anayasa yapmak, biz buna 'yeni anayasa' diyoruz. Bunun çalışmalarını sadece AK Parti değil, eğer arzu ediyorlarsa bütün partiler de yapmışlardır, yapacaklardır 12 Haziran'dan sonra parlamentoda önemli bir görev, yeni anayasa yapma konusudur. Bunun için acelemiz yok; oturacağız, konuşacağız, tartışacağız. Toplumun büyük ölçüde mutabakatını alabilecek bir temel belgeyi hazırlamaya çalışacağız. Yeni anayasa diyebileceğimiz konu, 12 Haziran'dan sonraki Türkiye'de herkesin 'benim anayasam' diyebileceği bir anayasaya kavuşmaktır ve insan odaklı, daha demokrat, daha özgür bir toplumu meydana getirebilmektir.'' Arınç, Yalova ve Manisa mitinglerine katıldığını, Balıkesir ve Denizli'yi bildiğini, diğer mitinglerden de haberdar olduğunu ifade ederek, ''Daha çok ilgi var, daha çok katılım var, sanki AK Parti'de karar kılmış çok büyük bir kitle var. İnşallah 12 Haziran'da da bunun yansımasını üçüncü dönem iktidar olarak göreceğiz'' dedi.  -HAKKARİ'DE MİTİNG YAPMAK- Muhalefet partilerinin ana mitinglerinde de mutlaka kalabalık olduğunu, her partinin kendi varlığını ispatlamak için çevre illeri de miting meydanlarına topladığını anlatan Arınç, oradaki gücün elbette sandığa doğrudan yansıyacağını, ancak bazı partilerin kendilerine oy verebilecek insanları toplayabildiğini, bazı partilerin de onların beşte birini, onda birini miting meydanına getirebildiğini ifade etti. Arınç, şunları kaydetti:  ''Biz AK Parti'nin mitinglerini çok kalabalık ve başarılı buluyoruz. Türkiye'nin partisi çünkü AK Parti. Bugün CHP de MHP de Hakkari'de miting yapmayı aklının ucundan bile geçirmiyor ama Sayın Başbakanımız büyük bir cesaretle, kararlılıkla 'biz Türkiye'nin her yerinde varız, örgüt ne yaparsa yapsın, sokaklar ne durumda olursa olsun, biz onlara meydan okuruz çünkü biz Türkiye'de huzurdan, güvenlikten de sorumlu bir hükümetiz' düşüncesiyle gidiyor. Her miting, mutlaka çok heyecanlı oldu. Muhalefet de toplayabildiği kadarıyla mitinglerini yapıyor ama alacağı oy oranları üç aşağı beş yukarı belli.'' -''KILIÇDAROĞLU İÇİN SÖYLENEBİLECEK TEK ŞEY...'' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun vaatlerinin ''çok hayali şeyler olduğunu'' ifade eden Arınç, ''Bunları yapmaları da mümkün değil, konuşmaları bile mümkün değil çünkü AK Parti'nin şöyle bir kolaylığı var; AK Parti 2023 vizyonu, Türkiye için çok büyük hedefler koyuyor. Bu hedefleri koyarken, Kanalİstanbul'u anlatırken, Türkiye'nin her ili için hemen üst düzey projeler açıklarken, hiç kimse 'bunlar bunu yapamazlar' demiyor. Çünkü geçmişte yaptıklarımız var, halen yapacaklarımız var ve ilerisi için düşündüklerimiz var'' diye konuştu.  Arınç, AK Parti iktidarının referanslarının çok kuvvetli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:  ''İşte 600 yataklı devlet hastanesini gösterdiğimiz zaman 'bunlar bunu yaptılar' diyorlar. Otoyolları, bölünmüş yolları gösterdiğimiz zaman, hava yoluyla seyahat eden 30-40 milyon insanı gösterdiğimiz zaman, büyümede yüzde 9 ile dünyada ilk 5 ülke arasına girmiş Türkiye'yi gösterdiğimiz zaman 'bunlar bunu başardılar, demek ki daha büyüklerini de başarabilirler' diye bir kanaat var. CHP'de Kılıçdaroğlu için söylenebilecek tek şey; SSK Genel Müdürlüğü dönemindeki zarar ve ziyanlar ve atamalardaki taraflı davranışlar. Onun dışında zaten bir yıl oldu Genel Başkan olalı, Genel Başkanlığa gelişi de çok maceralı oldu, kendi partisi içinde birlik ve bütünlük de yok. Ancak tabi ileri vaatlerde bulunarak, belki seçmende, kitlelerde bir heyecan yaratmak istiyor. İşte, '600 lira'  diyor, emekli maaşlarını 'Şöyle yapacağım' diyor, bunları yere basan projelerle anlatabildiği takdirde mutlaka taraftar bulacaktır ama bir Genç Parti ve Cem Uzan örneği de Türkiye'de görüldü. O daha çok vaat ediyordu. Geçmişte Demirel, o çok daha vadediyordu.  Başkasının 'beş' dediğine, o 'on beş' diyordu ama bunların Türkiye'de bir faydası olmadı. Türkiye'de hiçbir zaman iki anahtar gerçekleşmedi. Sayın Demirel'in de Sayın Çiller'in de vaatleri arasında bir otomobil bir de ev anahtarı vardı. Onu biz gerçekleştirdik, şu anda 500 bine yakın konut yapan bir TOKİ, Başbakanlığa bağlı olarak çalışıyor. Bu Bursa için de bütün Türkiye için de böyle. Şu anda otomotiv satışlarında Türkiye hala rekorlar kırıyor. Yani memurlar bile bugün arabayı rahatlıkla alabiliyorlar. Vatandaş AK parti açısından hedef büyütmeye veye daha büyük projelerle ortaya çıkmaya hiçbir zaman 'hayır' demedi. Diğerlerinin söylediklerine, yapabilecekleri noktasında elbette büyük bir şüphe var. Başarılı olacaklarını da halkımız düşünmüyor.''         -''MHP'NİN İÇ MESELESİDİR''- MHP'de kaset iddialarına adı karışan isimlerin partideki görevlerinden ve milletvekili adaylıklarından istifa etmelerine ilişkin bir soru üzerine Arınç, şu değerlendirmeyi yaptı: ''Bu şekilde sanıyorum, MHP'nin Başkanlık Divanı boşaldı veya çok büyük ölçüde eksildi. Kasetler konusunda doğrusu hiçbir şey söylememeye neredeyse yemin etmiş durumdayız. Bunlar nereden bakansanız bakınız çirkin olaylardır. Hem özel hayatı gizlenerek bir şekilde kasete alan ve bunları deşifre eden veya servis eden kişiler ahlaki bakımdan da ceza hukuku bakımından da çok kötü bir şey yapıyorlar. Bir taraftan da görüntüleri yayınlanan kişilerin, kendi partilerinin dünya görüşüne veya partilerinin kimliğine Türkiye'de ifade ettikleri düşüncelerin tamamen dışında bir hayat yaşadıklarını göstermesi bakımından da bu kişilerle ilgili çok derin yaralar açıldı. Bu, MHP'nin iç meselesidir, bir şekilde ifşa edilmesiyle de Türkiye'de yaşanan bir kötü durumdur. Onun dışında bir şey söylemek istemiyorum.'' -''FEDERASYON, ORANTISIZ ŞİDDET KULLANDI''- Arınç, TFF'nin Bursaspor'a verdiği cezaya ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı: ''Bu haksız bir ceza. Çünkü dışarıda vuku bulan olaylar var. Takımlar sahaya gelmemişler, maç oynanmıyor, maç sırasında seyircilerin veyahut da herhangi birilerinin ortaya çıkardığı bir olumsuzluk da yok ama Federasyon böyle gördü, içeride de bazı olayların olabileceğini düşündü tahmin ediyorum, maçı iptal etti. Arkadan da çok ağır bir ceza verdi. Yani orantısız şiddet kullandı federasyon.  Bursaspor'a büyük bir haksızlık yapıldı ama Bursaspor tabi çok güçlü bir takım bundan etkilenmedi. Şu anda dün akşamki maçı da kazanmış olmasıyla Türkiye üçüncülüğünü ve UEFA'ya doğrudan katılmayı da hak etti. Ben Bursaspor'un önümüzdeki dönem yine Süper Lig'de başarılı olacağını düşünüyorum. Halk üzüldü. Çünkü bu Bursaspor kadar Bursa'yı da cezalandırmak olarak görüldü. Ama bunun yarasını sardık. Önümüzdeki ligde de yolumuza devam edeceğiz. Bursaspor güzel ve güçlü bir takım.''