Yaşam

Araştırma: İklim değişikliği, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti tetikliyor

Araştırma, cinsiyete dayalı şiddet ile iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğu düşünülen doğal afetler arasındaki bağlantıya odaklanan çalışmalar için 10 veri tabanı taradı

30 Temmuz 2022 11:57

İklim bilimcilerin de öngördüğü gibi, aşırı hava olayları kaçınılmaz bir biçimde daha sık meydana gelmeye başladı. Buna bağlı olarak kadınlara ve cinsel azınlıklara yönelik şiddet de artıyor.

Son yirmi yılda sel, kuraklık, kasırgalar ve sıcak hava dalgalarının ardından meydana gelen şiddet vakalarını inceleyen bir araştırma, aşırı hava olaylarının genellikle cinsiyete dayalı şiddet olaylarını, özellikle fiziksel, cinsel ve aile içi istismarı tetiklediğini ortaya koydu.

Cambridge Üniversitesi’nde küresel halk sağlığı üzerine çalışmalar yapan araştırmacı Kim van Daalen’e göre, yapılan araştırma insan kaynaklı iklim değişikliğiyle birlikte artması beklenen aşırı hava ve iklim olaylarıyla cinsiyete dayalı şiddetin ilişkisinin kapsamlı bir analizini sunuyor. Van Daalen, önceki araştırmalardan farkının ise transseksüel veya non-binary gibi cinsel azınlıklar ve kendisini LGBTQ+ olarak tanımlayan bireylerin dahil edilmesi olduğunu söylüyor ve “Bu gruplar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet araştırmalarında sıklıkla ihmal ediliyor” diye de ekliyor.

Birçok çalışma, neredeyse yirmi yıldır insan kaynaklı iklim değişikliği ile aşırı hava koşulları arasındaki ilişkiye işaret ediyor. İklim değişikliğinin aşırı hava olayları üzerindeki rolünü araştıran 2012 tarihli Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli raporu, insan kaynaklı çevresel değişim nedeniyle, sıcak hava dalgalarının ve şiddetli fırtınaların sıklığının ve tropikal siklonların rüzgar hızlarının önümüzdeki yıllarda artacağı konusunda uyarmıştı.

En son yapılan bir araştırmaya göre, bu olaylardan bazıları, kötü ekonomik ve sosyal koşulları daha da ağırlaştırıyor ve bunun şiddet içeren davranışlarla sonuçlanan koşullar yaratıyor.

Genç kızlar evlenmeye zorlanıyor

Araştırma, cinsiyete dayalı şiddet ile iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğu düşünülen doğal afetler arasındaki bağlantıya odaklanan çalışmalar için 10 veri tabanı taradı. İlgili makaleler, aşırı hava olaylarının zihinsel stres, madde bağımlılığı, ekonomik zorluklar, gıda güvensizliği ve zayıf sosyal altyapı ile ilişkini ortaya koyuyordu. Ayrıca bu hava olayları, fiziksel ve cinsel saldırıdan zorla evlendirmeye, insan ticaretine ve psikolojik istismara kadar çeşitli toplumsal cinsiyete dayalı şiddet biçimleriyle de bağlantılıydı.

Araştırma sonucuna göre, aşırı hava olaylarının toplumsal cinsiyete dayalı şiddete yol açmasının nedenleri bölgelere farklılık gösteriyor. Örneğin Bangladeş’te, Sunway City’deki Malezya Monash Üniversitesi’nden bir ekonomist olan Niaz Asadullah, ülkedeki genç kızların bazı durumlarda büyük sellerden sonra evlenmeye zorlandıklarını, çünkü bunun “evden bir boğaz daha eksilmesi” anlamında geldiğini söylüyor. “Aşırı hava olayları nedeniyle mahsulleri yitirmek ve evsiz kalmak genç kızları daha fazla baskı altına sokuyor” diye ekliyor.

Araştırmacıların incelediği makaleler arasında ise sadece bir tanesi cinsel azınlıklara odaklanıyordu. O da, Fiji’deki insanların, 2016’da ülkeyi vuran Siklon Winston’ın, nasıl tanrının LGBTI+ bireylere karşı öfkesinin bir alameti olduğunu düşündüklerini anlatan bir rapordu. 2005 yılında Louisiana’da New Orleans’ı vuran Katrina Kasırgası’nın ardından da, LGBTI+ topluluklara karşı bir tepki oluştuğuna, çünkü bazılarının felaketten onları sorumlu tuttuğuna, bazı durumlarda trans bireylerin barınaklarda tehdit edildiğini veya erişimlerinin engellendiğine de dikkat çektiler.

Avustralya, Perth’deki Murdoch Üniversitesi’nde siyaset ve uluslararası ilişkiler okuyan Tobias Ide, aşırı hava olayları ve güvenlikle ilgili birçok çalışmanın daha geniş bir odağı olduğunu ve çoğu zaman iç savaşlar, isyanlar ve terörizm gibi konularla ilgili olduğunu ancak yapılan araştırmanın mikro düzeyde neler olduğuna odaklanması açısından değerli olduğunu belirtiyor:

“Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, dünya çapında milyonlarca kadını ve cinsel azınlıkları etkilediğinden, şiddet hakkında daha küçük ölçekte konuşmak gerçekten çok önemli.”


Bu haber, SES Eşitlik, Adalet ve Kadın Platformu'ndan alınmıştır.