Sağlık Bakanlığı Toplum Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Veysel Bozkurt’un yaptığı araştırma, toplumda aşıya karşı tereddüdü olanlar ile aşı yaptırmayı düşünmeyenlerin oranını ortaya çıkarttı. Araştırmaya katılanların yüzde 19,3’ü “Aşıya ilişkin tereddütlerim var; beklemekten yanayım” derken, yüzde 9,8'i “Aşı olmayı düşünmüyorum” dedi. Aşıya karşı tereddüt konusunda kadınlar başı çekerken, gençlerde aşıya karşı tereddüt ve aşı karşıtlığı daha yüksek. Öte yandan Bozkurt, "Seküler gruplar arasında aşı taraftarlığı mütedeyyin (dindar) kesime göre daha güçlü." açıklamasını yaptı.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Bozkurt önderliğinde COVİD-19 salgınının başlangıcından itibaren yapılan dördüncü anketin sonuçları açıklandı. 9-15 Nisan tarihlerini kapsayan ve 4 bin 79 anketin değerlendirmeye alındığı araştırmayla, toplumdaki aşı taraftarlığı, karşıtlığı ile tereddüt düzeyi ve bunlara etki eden faktörlerin ortaya çıkarılması amaçlandı.
Çevrim içi olarak yapılan ankete katılanların yüzde 10,7'si “Aşı oldum”, yüzde 14,8'i “Bulduğum ilk aşıyı olacağım” derken, yüzde 19,3’ü “Aşıya ilişkin tereddütlerim var; beklemekten yanayım”, yüzde 9,8'i “Aşı olmayı düşünmüyorum” dedi. Bu da toplumda aşıya karşı tereddüt ve karşıtlık düzeyinin yaklaşık yüzde 30'a dayandığını ortaya koydu. Ankete katılanların 51,3'ü aşı olmak için sırasını beklediğini ifade etti. Araştırmada, “sürü bağışıklığını” savunanların oranı da yüzde 20 olarak belirlendi.
"Mevcut aşılara güven yüzde 38"
Araştırmaya göre, mevcut aşılara yönelik tereddütleri olanların oranı yüzde 44 çıkarken, açıkça güven duymadığını belirtenlerin oranı 38 oldu. Aşı üreten firmalara güven ise yüzde 28 düzeyinde. Bilime güvendiğini belirten katılımcıların oranı ise yüzde 75’te kaldı. Katılımcıların yüzde 11’i bilime güvenmediğini ifade etti. “Bitkisel tedavilere ve alternatif tıbba” güvenenlerin oranı ise yüzde 37 düzeyinde.
"Gençlerde aşı karşıtlığı yüksek"
Gençlerde aşıya karşı tereddüt ve aşı karşıtlığının daha fazla olduğunu ortaya koyan araştırmanın özet bölümünde şu değerlendirme yapıldı:
“Araştırmaya göre, yaş arttıkça istikrarlı bir biçimde aşı taraftarlığı artıyor. Buna karşılık gençler arasında aşı karşıtlığı ve aşı tereddüttü daha fazla. Eğitim düzeyinin artması, aşı taraftarlığını artırırken, aşı tereddüttü ve aşı karşıtlığını azaltmaktadır. Bu örneklemde çoğunluğun üniversite ve üzeri eğitime sahip olduğunu düşünürsek, muhtemelen toplumun genelini temsil eden bir ankette aşı karşıtlığı biraz daha yüksek çıkacaktır. Nitekim başka araştırmaların sonuçları bunu desteklemektedir.”
"Kadınlar aşıya karşı daha tereddütlü"
Araştırma; öğrenciler, işsizler ve ev hanımları arasında aşı tereddüttü en yüksek seviyede olduğunu ortaya koydu. Cinsiyete göre karşılaştırma yapıldığında ise aşı tereddüdünün kadınlar arasında daha yaygın olduğu görüldü. Aşı karşıtlığında erkekler önde olsa bile aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı ifade edildi.
Araştırma aşıya karşı tereddüt ve aşı karşıtlığının gelir düzeyi arttıkça azaldığı da araştırmanın sonuçları arasında yer aldı. Kentlerde aşı taraftarlığı, küçük yerleşim birimlerine göre ciddi bir oranda artış gösterdiği belirtildi.
"Politik yelpazenin sağında aşı karşıtlığı daha fazla"
Araştırmanın sonuçlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, “COVID-19 ve aşı dünyada bazı ülkelerde olduğu gibi bizde de sağlık sorunu olmanın ötesine geçmiş ve politize olmuştur” denildi. Buna göre, politik yelpazenin solundan sağına doğru gittikçe aşı taraftarlığı gerilediği ortaya çıktı. Buna karşın sağda aşı tereddüttü ve aşı karşıtlığı arttı.
Politik görüşte olduğu gibi, dini bağlılık ile de aşıya yönelik tutum arasında anlamlı bir ilişki olduğu belirtilen araştırma sonucuna ilişkin değerlendirmede, “Seküler gruplar arasında aşı taraftarlığı mütedeyyin (dindar) kesime göre daha güçlü. Buna karşın mütedeyyin kesim arasında da aşı kuşkuculuğu ve aşı karşıtlığı diğerlerine göre daha yüksek” denildi.