Gündem

AP Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor ve AB Türkiye Parlamento Delegasyonu Başkanı Lagodinsky: Sansür yasasının zamanlaması konusunda endişeliyiz

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor (solda), AB-Türkiye Parlamento Delegasyonu Başkanı Sergey Lagodinsky (sağda)

14 Ekim 2022 19:16

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor ve AB-Türkiye Parlamento Delegasyonu Başkanı Sergey Lagodinsky, TBMM’de kabul edilen “Sansür Yasası” için, “Yasanın zamanlaması konusunda da endişeliyiz. Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleriyle, muhalif sesleri susturmak ve otosansürü attırmak için önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Uluslararası sivil toplum ve kuruluşlarının, ifade özgürlüğüne yönelik bu tür bir müdahalenin kamu düzeni, ulusal güvenlik ya da kamu sağlığı gibi meşru amaçları desteklemek için ne gerekli ne de orantılı olduğuna ilişkin eleştirilerine, tamamen katılıyoruz” açıklamasını yaptılar.

AP Türkiye raportörü Amor ve AB-Türkiye Parlamento Delegasyonu Başkanı Lagodinsky, kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak bilinen 7418 sayılı Yasa’nın dün TBMM’de kabul edilmesinin ardından ortak yazılı açıklama yaparak kaygılarını dile getirdiler. Açıklama şöyle:

“TBMM dün gece, ‘Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Taslağı’nı’, diğer adıyla ‘Dezenformasyon Yasası’nı’ kabul etti. Bağımsız yazılı basına yapılan baskının ardından, bu yasa çevrimiçi haber siteleri ve sosyal medya platformlarına daha fazla kısıtlama getirmektedir. ‘Dezenformasyon’ yayılması iddiasıyla ağır hapis cezaları ve diğer yaptırımların uygulanmasından endişeliyiz. Yasada keyfi kovuşturmalara kapı aralayan ‘dezenformasyon’ ya da ‘kamu düzeni’ gibi muğlak ifadeler ve tanımlanmamış kavramların belirgin bir şekilde kullanılmasını özellikle kaygı verici buluyoruz.

Yasanın zamanlaması konusunda da endişeliyiz. Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleriyle, muhalif sesleri susturmak ve otosansürü attırmak için önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz.

Uluslararası sivil toplum ve kuruluşlarının, ifade özgürlüğüne yönelik bu tür bir müdahalenin kamu düzeni, ulusal güvenlik ya da kamu sağlığı gibi meşru amaçları desteklemek için ne gerekli ne de orantılı olduğuna ilişkin eleştirilerine, tamamen katılıyoruz.”